İran Devlet Başkanı Ahmedinecad'ın, yeni bakanlar kuruluna, ikisinin ismini şimdiden vermiş olduğu 3 kadın aday önermesine nasıl tepkiler geleceğini kestirebilmek zor.
İranlı bir kadın olarak, İslam Cumhuriyeti tarihinde ilk kez kadınların bakanlar kurulu için önerilmesiyle gurur mu duymalıyım?
Keşke gurur duyabilseydim. Fakat gerçek şu ki, Ahmedinejad aynı makamlar için kendisine çok bağlı, muhafazakâr iki erkek aday seçseydi, takip ettiği siyaset ve vizyon açısından hiçbir değişiklik olamayacaktı.
Devlet Başkanı, sosyal güvenlik bakanlığı için Fatemeh Ajorlou'yu, sağlık bakanlığı içinse Marzieh Vahid Dastjerdi'yi önerdi.
Meclis üyesi her iki kadın da; kadınların eşit haklardan fayda sağlayabilmesini, eşlerinden ayrılabilmesini, çocuklarının velayetini alabilmesini veya kendi rızalarıyla kürtaj yaptırabilmesini zorlaştıran yasalar gibi aile hukuku ve kadın hakları konularda bile çok katı bir siyasi tutum içinde.
Her ikisi de, kadınlara giydirilmiş, kendilerini İslam'a ve kocalarına adayan, dindar anne rolünün güçlü destekçileri.
Şimdiki hükümetin üyesi olan Ajorlou, giyim kurallarına uymayan kadınların cezalandırılmasındaki olumlu tutumlarıyla ünlü. Ajorlou, kadınların "namusunu ve edebini koruduğunu" iddia ettiği kara çarşafa açık bir şekilde destek veriyor.
Ajorlou, profesyonel kariyerini, Devrim Muhafızları'na ve onların alt kolu olan ve gönüllü gençlerden oluşan Besiç Güçleri'ne hizmet vererek sürdürüyor.
Ajorlou, Devrim Muhafızları'na hemşire olarak çalıştı ve daha sonra kanlı eylemler ve kadın hakları eylemcilerini kaçırılması olaylarında ismi geçen Besiç Güçlerinin kurulmasında rol aldı.
Yakın zamanda ise erkeklere üniversiteye girişte pozitif ayrımcılığı öngören bir yasa tasarısını destekledi. Ajorlou'ya göre bu yasa gerekliydi çünkü kızlar üniversitelerdeki kontenjanların yüzde 70'ini dolduruyordu ve bu toplumda bir dengesizliğe yol açıyordu.
Fakat genelde, Batı'nın, kadınlara işe girmede öncelik tanınmasından dolayı ahlakını yitirdiğine inanıyor.
İki dönem önceki hükümetin üyesi olan Vahid-Dastjerdi, kariyerinin çoğunu sağlık konusundaki çalışmalarıyla ve kadın kısırlığı üzerine yaptığı araştırmalarla geçiren biri olarak, sağlık bakanı adaylığına daha uygun bir isim olabilir.
Ancak, o da Ahmedinecad politikasının başrol oyuncularından. Meclis üyesi olduğu günlerde, İran'ın, 'Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi'ne katılmasına yardımcı olmak amacıyla istenilen bütçenin verilmesine karşı çıktı.
Asıl dikkat çekici soru şu:
Ahmedinecad, İslami yapının kadın liderlere izin vermediğini çok iyi bilmesine rağmen neden bakanlar kurulu için kadın isimler öneriyor?
Kadınların bakan yardımcısı ya da bakanlık danışmanı olarak çalışabilmesine rağmen, kadınların bakan olmasına 'izin' verilip verilemeyeceği konusunda reformcular ve muhafazakârlar arasında ciddi tartışmalar devam ediyor.
Belki de Ahmedinecad, sonucu ne olursa olsun kazanan olmayı umuyordur. Meclis ya da İslami yapı, tercihlerini onaylamazsa bile, Ahmedinecad yine de kadınların statülerini yükseltmek için çaba harcadığını iddia edebilir.
Eğer atama önerileri onaylanırsa, bakanlar kurulundaki iki kadının varlığından güç alarak, kendisini kadınların davasını savunuyor gösterebilir.
Yakın zamanda binlerce kadının, kendi devlet başkanlığına karşı Tahran'da ve diğer büyük şehirlerde yürüyüş yapmasına tanık olmuş biri olarak Ahmedinecad, kabine seçimlerine karşı kadınları yumuşatmak istiyor olabilir.
Daha önce de bir kez kadınların stadyumlara girmesini yasal hale getirmeye çalışmıştı. Futbola ilgisi olan genç kızlar bu girişimi olumlu karşılamıştı fakat İslami otoriteler bunu veto etti.
Bu defa senaryo daha sert. Hem kadınlar hem de İslami yapı Ahmedinecad'ın önerisini reddedebilir.
Başkanlığı döneminde, kadın haklarını savunma suçlamasıyla tutuklanan, gözaltına alınan ve kaçırılan kadın sayısının artmasından dolayı, Ahmedinecad'ın, kadınları bu son hareketinin başka bir politik şov olmadığına ikna etmesi zor olacak. (MT/NME/EZÖ)
The Guardian'da yayınlanan makaleyi Nazlı Merve Erkan Türkçeleştirdi.