İngiltere'de iktidardaki Muhafazakar Parti, Başbakan Rishi Sunak'ın "daha parlak bir gelecek için" kapsamlı bir kabine değişikliğine gittiğini duyurdu.
Sunak, giderek zorluklar yaşayan hükümeti için yeni bir başlangıç yapmaya çalışıyor. Eski Başbakan David Cameron, Dışişleri Bakanı olurken, eski Dışişleri Bakanı James Cleverly de görevden alınan tartışmalı İçişleri Bakanı Suella Braverman'ın yerine geliyor.
eurotopics'e göre, Avrupa basını, özellikle Haaretz gazetesinin "gelmiş geçmiş en İsrail yanlısı İngiliz başbakanı" diye tanımladığı Cameron'ın kişiliğini mercek altına alıyor:
Gidişatı değiştirmesi zor
Avusturya merkezli Der Standard’a göre "mahir bir bakan" çıkıyor sahneye:
“Cameron Brexit referandumunda başarısızlığa uğramış, dış politikada da bazı hatalar yapmış olabilir. Fakat Brexit sayesinde parlamentoya sızan bir grup beceriksiz yaygaracı yığınıyla kıyaslandığında, kafası çalışan bu eski halkla ilişkiler uzmanı. Hâlâ Büyük Britanya siyasetinin ön saflarında yer almayı hak ediyor. Yeni Dışişleri Bakanı, partisini ve hükümetini muhakkak belagatle savunacaktır. Ancak bu Muhafazakârların işine pek yaramayabilir: Büyük Britanyalılar değişim konusunda kararlı.”
Ilımlı kanat güç kazandı
İrlanda merkezli RTE News, Muhafazakârlar içindeki Brexit cephesinin iyice zayıfladığı kanısında:
“Boris Johnson ya da Liz Truss başlarındayken bu akla gelmezdi. Cameron, Büyük Britanya’nın Avrupa Birliği’nde kalması için uğraş vermiş ılımlı bir isim. Önceki hükümetlerin hiçbirinde yer almak istemezdi. Bu gelişme, partideki aşırı sağcı Brexit cephesinin etkisini yitirdiğinin bir diğer göstergesi.."
Bozduklarını toparlamalı
"İktidar partisi için belli ki işler yolunda gitmiyor" diyor Danimarka merkezli Politiken:
“Muhafazakârların krizine dair daha net bir emare olamazdı. Cameron, vaktiyle tüm riskleri alan ve kaybeden bir siyasetçinin sahip olabileceği bütün güvenilirlikle Büyük Britanya siyasetinin zirvesine döndü. Tarihsel adalet diye bir şey varsa, Cameron ardında bıraktığı karmaşayı çözme sorumluluğunu üstlenmeli. Ayrıca, AB ile ilişkilerin kopmasıyla oluşan hasarı da sınırlandırmaya çalışmalı.”
Çaresizlik eylemi
Belçika merkezli La Libre Belgique, kararın Muhafazakârların "çaresizliğini gözler önüne serdiği" kanaatinde:
“Kibarca söylemek gerekirse: Siyasetten çekildiğinden beri kimse Cameron'ı özlememişti. Cameron, söz ve eylemleri tam bir empati yoksunluğu ve gaddarlıkla -bu kelime kasten seçilmiştir- karakterize edilen Braverman'ın görevden alınması üzerine çevrilen 'sandalye kapmaca' oyunu kapsamında geri dönüyor. Saygınlığını yitirmiş ve güvenilirliği hayli düşmüş bu beklenmedik jokeri oyuna sürmesi, her şeyden önce Büyük Britanyalı Muhafazakârların çaresizliğini gözler önüne seriyor.”
Dış politika karnesi zayıflarla dolu
İngiltere merkezli Financial Times’a göre Cameron’ın başbakanken "başarısız olmasının tek sebebi giriştiği Brexit kumarı" değil:
“Kazanacağını sanarak ilan ettiği Brexit referandumu, tarihi bir hezimetle sonuçlandı. Cameron’ın dış politikada da elle tutulur bir başarısı yok. 2011'de Libya’ya müdahaleyi destekleyerek, ülkeyi bir devlet olarak komple çöküşün eşiğine getirdi. Fazla ılımlı yaklaştığı Çin bugün kendi partisince büyüyen bir tehdit olarak görülüyor.”
Bu siyasetçiyi artık tarihe gömmeli
Fransa merkezli Mediapart’a göre Cameron "bırakmayı bilmeli":
“Ülkesinin yeni bir döneme girmesine öncülük eden bu modası geçmiş siyasetçinin üzeri neden hâlâ çizilmiyor? Başka bir yüzyıla aitmiş hissi veren 57 yaşındaki Cameron’ın dönüşü bazı soruları da beraberinde getiriyor. Hele ki yedi yılı aşkın bir süredir kimi Çinli iş çevreleriyle kârlı faaliyetlerde bulunduğu düşünülürse.”
Daha düşük pozisyonda yeni bir başlangıç
Çekya merkezli Deník N de "şaşkınlığını" gizleyemiyor:
“İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Büyük Britanya'da ilk kez eski bir başbakan -vaktiyle ülkenin en güçlü kişisi- hükümete bakan olarak, yani ikincil bir pozisyonda geri dönüyor. Böyle bir güç dengesinin Sunak kabinesinde nasıl işleyeceğini zaman gösterecek. Başbakan, kabine değişikliği ya da yeniden yapılanma olarak adlandırılan bu değişikliklerden fazlasını hayata geçirdi ve bunlardan bazıları Büyük Britanyalılar için hayli şaşırtıcı oldu.”
(NT)