MLSA, ‘Sansür Yasasının Gölgesinde İfade Özgürlüğü’ raporunu açıkladı

Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA), 2022’de yürürlüğe giren Sansür Yasası’nın etkilerini inceleyen Sansür Yasasının Gölgesinde İfade Özgürlüğü raporunu, TGS Akademi’de düzenlenen bir panelle Cuma günü (28 Şubat) kamuoyuna sundu.

MLSA'nın haberine göre, Panel, MLSA Eş Direktörü Barış Altıntaş’ın açılışının ardından Kanada Büyükelçiliği’nden Benjamin Abonyi’nin konuşmasıyla başladı.

Abonyi, Kanada’nın dış politikasında ifade ve basın özgürlüğünün temel ilkeler arasında yer aldığını belirterek, MLSA ile bu projede iş birliği yapmaktan memnuniyet duyduklarını dile getirdi.

Etkinlikte, MLSA Diyarbakır muhabiri Deniz Tekin’in hazırladığı raporun bulgularını, MLSA Genel Koordinatörü Batıkan Erkoç sundu.

Raporda, 2022’de Türk Ceza Kanunu’na eklenen “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunun yürürlüğe girmesinden bu yana geçen sürede 4.500’den fazla kişi hakkında soruşturma açıldığı bilgisi paylaşıldı.

Rapor kapsamında 93 soruşturma incelendi; bunların 24’ü davaya dönüşürken, 64 gazeteciye yönelik 80’den fazla soruşturma açıldığı tespit edildi. En çok soruşturmanın, gazetecilerin deprem, yolsuzluk ve seçimlerle ilgili haberleri nedeniyle açıldığı belirtildi. Ayrıca 20’den fazla gazetecinin gözaltına alındığı ve en az üç gazetecinin bu yasa kapsamında tutuklandığı vurgulandı.

Rapor sunumunun ardından, Hakikat Suç: 217/A ve Gazetecilik başlıklı panel gerçekleşti. MLSA Eş Direktörü Barış Altıntaş’ın moderatörlüğündeki panele, TGS Genel Sekreteri Banu Tuna, T24 Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Candan Yıldız, bianet Kadın Haberleri editörü Evrim Kepenek ve Avukat Enes Ermaner katıldı.

Banu Tuna, yasanın yürürlüğe girmeden önce de basın özgürlüğüne yönelik tehdit oluşturacağını öngördüklerini belirterek, benzer yasaların geleceğini ve bu süreçte dayanışmanın önemini vurguladı.

Candan Yıldız, Sansür Yasası’nın gazeteciler üzerinde otosansür baskısı oluşturduğunu ve iktidarın hassas gördüğü konularda caydırıcı bir araç haline geldiğini ifade etti.

Enes Ermaner, yasanın öngörülebilirliğinin olmadığını, ancak esas sorunun yargının gazetecilere karşı tutumu olduğunu belirtti.

Evrim Kepenek ise kendi dava ve soruşturma süreçlerinden bahsederek, bu yasanın gazetecileri yıldırmayacağını ve meslektaş dayanışmasının kritik öneme sahip olduğunu söyledi.

Panel, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.

(EMK)