Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği bir yazıda, Ergenekon Soruşturması'na da dayanak oluşturan şemayı MİT'in hazırlamadığı, 2002'de müsteşarlığa gönderilen isimsiz bir ihbar mektubu ve altı adet CD'de ortaya çıktığını bildirdi.
Başsavcılık, İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Basri Özbey'in 2 Mart'ta eski MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun hakkında yaptığı ancak Başbakanlığın soruşturma izni vermemesi üzerine düşen şikayetle ilgili MİT Müsteşarlığı'ndan görüşünü sormuştu.
Dilekçede, Atasagun'un MİT Müsteşarı olduğu 2002'de ekibiyle birlikte Ergenekon örgütünün kurucu ve yöneticileri olduğu iddia edilen 69 kişinin isminin yer aldığı bir şema hazırladığı belirtilmişti.
"Güney'in iddiaları ilginçti ancak bilgi kirliliği vardı"
NTV'den Gökhan Gerçek'e göre, müsteşarlık yanıtında, "Bahse konu mektup ekindeki CD'lerde yer alan Ergenekon-Lobi Projesi ve diğer belgelerin yanı sıra Tuncay Güney'in iddiaları dikkat çekici bulunmuş, ancak bir bilgi kirliliği ve maksatlı propaganda izlenimi de edinilmiştir. Kamuoyuna mal olmuş bazı asker ve sivilleri de içermesi nedeniyle CD'ler önemli görülmüştür. CD'lerin tetkiki ile hazırlanan doküman, 2003'te Genelkurmay Başkanı'na ve Başbakana gönderilmiştir" dendi.
Yazıda, bu uygulamanın MİT'in güvenlik istihbaratı ile ilgili görevleri çerçevesinde yapıldığı savunuldu. MİT, 2003 yılında yazıyı 19 Ocak 2006'da Başbakana, 26 Mayıs 2006'da Genelkurmay Başkanlığı İstihbarat Dairesi'ne tekrar sunduğunu da bildirdi.
Cumhuriyet Savcısı Selim Bera Altay, Ergenekon Dava dosyasına ait klasörlerin kitap halinde bastırılarak, tutuklu sanıkların bulunduğu Silivri 4-5 Nolu L Tipi Ceza İnfaz Kurumu kütüphanesine konulması ve tutuklu sanıkların incelemesine sunulmasına ilişkin talebini ileten İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne, "500 klasörlük evrak, 350 cilt basılırsa 50 bin TL masraf gerektirir. Ödenek ayrılırsa kütüphaneye konulabilir" yanıtı verdi.
Görüm: Arslan Kuvayı Milliye 1919 Derneği'ne bir kez geldi
Dün (28 Mayıs) savunmasını yapan sanıklardan Raif Görüm, Kuvayı Milliye 1919 Derneği'ne 11 Kasım 2005'de üye olduğunu, 'örgüt üyeliği'' suçlamasının çok ağır olduğunu ifade ederek, "Bu suçlama çok üzüntü verici. Suçsuzum. Atatürk'ün askerlerinden biriyim" dedi.
Görüm, Mehmet Fikri Karadağ ile birlikte deneğin kurucularından biri olduğunu vurgulayarak, dernekte istihbarat toplama görevi olduğu yönündeki iddiayı kabul etmedi.
Tutuklu sanık Hüseyin Görüm'ün amcası olduğunu dile getiren Görüm, ''Amcama inandığım için dernekte yer aldım. O çok değerli bir insan. Rasim Görüm başka bir amcamın oğlu. Aramızda bir tartışma oldu. Amcam ikizimi de istemedi. Dernekten ayrıldık'' dedi.
''Ulusal Haber'' basın kartı amcasından...
''Alparslan Arslan Maltepe'deki Kuvayı Milliye 1919 Derneği'ne bir kez geldi" diyen Görüm, üzerindeki ''Ulusal Haber'' basın kartını, maçlara ve otoparka para vermemek için aldığını savundu: Amcamın çok fazla tanıdığı var. Amcam derneğe gelenlerle ne konuşuyordu size söyleyemem, çünkü bilmiyorum" dedi. Görüm, tutuklu sanık Veli Küçük'ü tanımadığını ancak sonsuz saygı duyduğunu kaydetti.
Ayrıca, Ergenekon davasında 11 ay cezaevinde kalan Noel Baba Barış Konseyi Başkanı Muammer Karabulut, toplam 117 bin avro tazminat talebiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) dava açtı. (EÖ)