İngiltere merkezli sivil toplum kuruluşları federasyonu Oxfam, dünyadaki ekonomik eşitsizlik üzerine bir rapor yayınladı. 2024 yılında 204 yeni milyarderin ortaya çıktığını belirten Oxfam, milyarderlerin servetinin yüzde 60'ının miras, tekel gücü ya da ahbap-çavuş bağlantıları sayesinde elde edildiğini vurguladı.
Oxfam’ın bugün yayınladığı “Takers Not Makers” isimli rapora göre, milyarderlerin serveti yalnızca 2024 yılında 2 trilyon dolar artarak, bir önceki yıla göre üç kat daha hızlı bir şekilde, günde yaklaşık 5,7 milyar dolara eşdeğer bir artış gösterdi. Ayrıca rapor, Dünya Bankası verilerine dayanarak, dünya çapında yoksulluk altında yaşayan insan sayısının 1990'dan bu yana neredeyse hiç değişmediğini ortaya koydu.
Oxfam International İcra Direktörü Amitabh Behar, raporun bulgularıyla ilgili şunları söyledi:
Küresel ekonominin ayrıcalıklı bir azınlık tarafından ele geçirilmesi, bir zamanlar hayal bile edilemeyecek boyutlara ulaştı. Milyarderleri durdurmadaki başarısızlık nedeniyle şimdi yakında trilyoner olacak insan sayısı artıyor. Bununla beraber milyarderlerin servet biriktirme hızı üç kat artmakla kalmadı, aynı zamanda siyasi güçleri de arttı.
Bu oligarşinin baş tacı olan Donald Trump, dünyanın en zengin adamı Elon Musk tarafından desteklenen ve satın alınan, ve aynı zamanda dünyanın en büyük ekonomisini yöneten milyarder bir başkandır. Bu raporu, dünyanın dört bir yanındaki sıradan insanların küçük bir azınlığın muazzam serveti tarafından ezildiğine dair keskin bir uyanış çağrısı olarak sunuyoruz.
Milyarder servetinin kaynaklarının dağılımı
Oxfam'ın raporundaki bulgular, yaygın algının aksine, milyarderlerin servetinin kazanılmamış servet olduğunu ortaya koydu. Buna göre, milyarder servetinin yüzde 60'ı artık miras, tekel gücü veya ahbaplık bağlantılarından geliyor.
Oxfam'ın hesaplamalarına göre milyarder servetinin yüzde 36'sı artık miras yoluyla elde ediliyor. Forbes tarafından yapılan bir araştırma, 30 yaşın altındaki her milyarderin servetini miras yoluyla edindiğini ortaya koyarken, İsviçre bankası UBS, günümüz milyarderlerinden 1000'den fazlasının önümüzdeki yirmi ila otuz yıl içinde mirasçılarına 5,2 trilyon dolardan fazla para bırakacağını tahmin ediyor. Milyarder servetinin yüzde 18'i sektörde tekelleşmeden elde edilirken yüzde 6'sı ahbaplık bağlantılarından elde ediliyor.
Tarihsel sömürgeciliğinin modern hali
Raporun verilerine göre Oxfam, hak edilmemiş servet ve tarihsel sömürgeciliği milyarderlerin servet birikiminin iki ana itici gücü olarak tanımladı. Avrupa'daki süper zenginlerin çoğunun servetlerinin bir kısmının ana kökeninin tarihsel sömürgeciliğe dayandığını kaydeden Oxfam, an itibariyle bu servetlerin yoksul ülkelerin sömürülmesi sayesinde devam ettiğini ortaya koydu.
"Milyarderlerin servet birikiminin sömürgeciliğe dayanan kökenleri bugün modern şekilde halen devam ediyor" diyen Oxfam’ın raporunda küresel işgücü ve varlık dağılımı ile ilgili şu bulgular öne çıktı:
- ABD, İngiltere ve Fransa gibi Küresel Kuzey ülkelerindeki en zengin yüzde 1'lik kesim, 2023 yılında finans sistemi aracılığıyla Küresel Güney'den saatte 30 milyon dolar çekmiştir.
- Küresel Kuzey ülkeleri, küresel nüfusun sadece yüzde 21'ini oluşturmalarına rağmen küresel servetin yüzde 69'unu, milyarder servetinin yüzde 77'sini kontrol ediyor ve milyarderlerin yüzde 68'ine ev sahipliği yapıyor.
- Ortalama bir Belçikalı, Dünya Bankası'nın en büyük kolunda ortalama bir Etiyopyalıdan yaklaşık 180 kat daha fazla oy gücüne sahiptir.
- Küresel Güney'deki ücretler, eşit beceriye sahip işler için Küresel Kuzey'deki ücretlerden yüzde 87 ila 95 daha düşük. Ayrıca düşük ve orta gelirli ülkelerdeki işçiler, küresel ekonomiye yön veren işgücünün yüzde 90'ına katkıda bulunmalarına rağmen küresel gelirin yalnızca yüzde 21'ini almaktadır.
- Küresel olarak kadınlar, ev işleri de dahil olmak üzere kayıt dışı istihdamın en kırılgan biçimlerinde erkek meslektaşlarına kıyasla daha sık yer almaktadır. Zengin ülkelerdeki göçmen işçiler, ülke vatandaşlarından ortalama yüzde 13 daha az kazanırken, kadın göçmenler için bu ücret farkı yüzde 21'e çıkmaktadır.
Eşitsizliği azaltmak ve aşırı zenginliği sona erdirmek için dünya çapındaki hükümetleri acilen harekete geçmeye çağıran Oxfam'ın talepleri şöyle:
Eşitsizliği radikal bir şekilde azaltılması: Hükümetler, hem küresel hem de ulusal düzeyde, en üstteki yüzde 10'luk kesimin gelirinin en alttaki yüzde 40'lık kesimden daha yüksek olmamasını sağlamayı taahhüt etmelidir. Dünya Bankası verilerine göre, eşitsizliğin azaltılması yoksulluğu üç kat daha hızlı sona erdirebilir. Hükümetler aynı zamanda süregelen ekonomik sömürünün temelini oluşturan ırkçılık, cinsiyetçilik ve bölünmüşlükle de mücadele etmeli ve bunları sona erdirmelidir.
Aşırı zenginliği sona erdirmek için en zenginlerin vergilendirilmesi: Birleşmiş Milletler tarafından yeni bir vergi sözleşmesi oluşturulmalı ve Küresel vergi politikası, en zengin kişi ve şirketlerin adil paylarını ödemelerini sağlamalı. Vergi cennetleri kaldırılmalı. Yeni aristokrasiyi ortadan kaldırmak için miras vergilendirilmelidir.
Küresel Güney'den Küresel Kuzey'e servet akışına son verilmesi: Küresel Güney ülkelerinin dış borçları iptal edilmeli ve zengin ülkelerin ve şirketlerin finansal piyasalar ve ticaret kuralları üzerindeki hakimiyetine son verilmelidir. Bu, tekelleri kırmak, patent kurallarını demokratikleştirmek ve şirketleri çalışanlara geçinebilecekleri ücretler ödemeye ve CEO maaşlarını sınırlamaya zorlamak anlamına gelmektedir. Ayrıca Dünya Bankası, IMF ve BM Güvenlik Konseyi'ndeki oylama yetkileri Küresel Güney ülkelerinin adil temsilini garanti altına alacak şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. Eski sömürgeci güçler de sömürge yönetimlerinin neden olduğu kalıcı zararlarla yüzleşmeli, resmi özürler sunmalı ve etkilenen topluluklara tazminat sağlamalıdır.
Oxfam'ın raporuna buradan ulaşabilirsiniz.
(EC)