Yazar Orhan Pamuk'un yargılandığı 16 Aralık'ta Şişli Adliyesi önünde kendisini gösteren şiddet, bir kez daha Hukukçular Birliği adındaki dernek mensuplarının bu kez beş yazar hakkında yaptığı suç duyurusu üzerine açılan davada duruşma salonuna girdi.
Gergin bir ortamda başlayan duruşmada, Hukukçular Birliği'nden "müdahil" bir avukat hakimin duruşma salonundan çıkarılma kararına direndiği için polis zoruyla çıkartılmak istenirken kavga çıktı. Dava, müdahil avukatlarının reddi hakim talepleri ve sanık vekillerinin davaya ilişkin itirazlarını değerlendirilmesi için 11 Nisan'a ertelendi.
"Davalar, demokrasi kültürünün yerleşmediğinin göstergesi"
Türkiye PEN Merkezi Başkanı Vecdi Sayar, "Süreci çok talihsiz bulunuyorum. Gerek davayı açan savcının gerekse muhbir vatandaşların ülkemizin saygınlığını zedeleyen bir sonuca katkı yaptıklarını düşünüyorum. Türkiye, kağıt üzerinde bile ifade özgürlüğünü güvence altına alamadı" dedi.
Sayar, müdahil avukatların duruşmayı izleyen yabancı gözlemcilere yönelik sözlerine de tepki gösterdi: "Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden izleyici olarak gelen PEN Şube temsilcilerinin 'mütareke komiseri' olarak nitelenmesi son derece çirkin. Reform çağrıları ve desteklerini anlamlı ve yapıcı buluyorum."
288 ve 301. maddelerin acilen iyileştirilmesini isteyen Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Genel Sekreteri Turgay Olcayto ise, "İnsanların düşüncelerini ifade ettikleri için sık sık adliye koridorlarında boy göstermesi demokrasi kültürünün henüz yerleşmediğinin bir göstergesi" şeklinde konuştu.
Kerinçsiz : "Yabancılar mütareke komiseri gibi. Dışarı çıkarılsınlar"
Yargılanan gazetecilere destek vermek için Avrupa Parlamentosu Türkiye Karma Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk, Uluslararası Yazarlar Birliği (International PEN) yöneticisi Eugene Schoulgin, Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) temsilcisi Robert Malhoney, Düşünce Suçuna Karşı Girişim Sözcüsü Şanar Yurdatapan da duruşmayı izlediler.
Bağcılar 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına yargılanan beş gazeteci de katıldı. "Milliyet" ve "Radikal" yazarlarını Av. Şehnaz Yüzer, Turgut Kazan, Nurcan Çalışkan, Bahri Bayram Belen, Günay, Erkan, Haluk İnanıcı, Selin Özuzun, Metin Aslan ve çok sayıda avukat savunurken müdahil tarafta Kemal Kerinçsiz ve Hukukçular Birliği'ne bağlı diğer avukatlar vardı.
Duruşma başladığı sırada Kerinçsiz, Mahkeme Başkanı Muhterem Bulut'a "Yabancılar, Türk Mahkemelerini mütareke komiseri gibi işgal ediyorlar. Dışarı çıkarılsın" dedi. Hakim Bulut, Kerinçsiz'i susturdu. Söz verilmediği halde konuşan vekilleri mahkeme salonundan çıkaracağını söyledi. Basın Savcısı Ali Çakır hazırladığı iddianameyi okudu.
Polis avukatı salondan çıkarırken kavga çıktı
Avukat Turgut Kazan'ın değerlendirmesi sırasında "müdahil" avukatları "birileri" olarak nitelemesine, Bayram Belen'inse "Türkiye'de düşünce özgürlüğü gelişmemiş" sözlerine öfkelenen Hukukçular Birliği avukatları, "Millete hakaret ediyor" diyerek tepki gösterdiler.
Mahkeme Başkanı, ihtarlara rağmen izin almadan söz alan müdahil avukatlardan Hanefi Altaş'tan dışarı çıkmasını istedi. Altaş ve diğer avukatlarının direnmesi üzerine duruşma salonuna güvenlik kuvvetleri çağırıldı. Altaş'ı dışarı çıkarmaya çalışan polislerle müdahil avukatlar arasında yumruklaşmalar yaşandı. Altaş'ın dışarı çıkarılmasından sonra duruşmaya ara veren Hakim Bulut, tarafları uyardı. Duruşmaya savunmaları alarak devam etti.
"Üniversite özerkliğine ve düşünce özgürlüğüne sahip çıktık"
Yazılı dilekçelerini mahkeme başkanına sunan sanık gazetecilerden, üniversitede görevli olanlar öğretim üyesi olarak üniversitelerin bilimsel özerkliğini ve düşünce özgürlüğünü savunduklarını, eleştirinin suç olamayacağını söylediler.
Savunmasında yazıyı suç işlemek için yazmadığını söyleyen gazeteci Erol Katırcıoğlu, üç üniversitenin birlikte düzenlediği Osmanlı Ermenileri Konferansı'nın mahkeme kararıyla iptal edilmesini üniversite özerkliği ve düşünce özgürlüğü bakımından doğru bulmadığını yazdığını ifade etti.
Yazar Murat Belge ise, kendisini sorgu verecek bir kişi olarak görmediğini belirterek, "Zaten süreç hukukla alakalı değil; hala da hukukla bağlantısı kurulamadı. Benden çok, adalet sistemine saygınlığını adalet sistemi içindeki unsurlar kazandırır" dedi.
42 yıl önce Hukuk Fakültesi'nden mezun olduğunu, 31 yıldır da gazetecilik yaptığını ifade eden yazar Haluk Şahin, ilk kez mahkeme karşısına çıktığını, sadece üniversite özerkliğini savunduğu için yargılanmaktan üzüntü duyduğunu açıkladı.
"288. madde İdare Mahkemesi kararına uygulanamaz"
Eleştirilerinin İstanbul İdare Mahkemesi'nin iptal kararına yönelik olduğunu belirten yazar Şahin, 288. maddenin ceza kovuşturma veya soruşturmalarına müdahaleleri suç saydığını, İdare Mahkemeleri kararının yürütmeyi durdurmaya dair olduğu için bu kapsama giremeyeceğini savundu.
Şahin'in 288. maddeye dair düşüncelerini, gazeteci İsmet Berkan savunmasını sunarken, sanık avukatları, Şehnaz Yüzer, Turgut Kazan da söz alarak destekledi. Kazan, "İdare ve Hukuk Mahkemeleri için 288 uygulanamaz" dedi.
Yazar Hasan Cemal de, konferansın engellenmesini hukuk adına kara bir leke olarak gördüğü ve bilimsel özerkliği savunduğu için yazıyı kaleme aldığını belirterek, "Türkiye'de hukuk ve düşünce mücadelesinin zaman aldığını ve kolay olmadığını hem bu dava hem de bu salonda yaşananlar göstermiştir" dedi.
Tüm savunmalara katıldığını söyleyen Av. Yüzer, Basın Kanunu'na göre yazılara dava açma süresinin iki ayla sınırlı olduğunu, Murat Belge'nin 15 Ekim 2005 tarihli yazısı dışında diğer tüm yazılara davanın süre bakımından aşıldığını ve bu nedenle de ortadan kaldırılmaları gerektiğini savundu.
Çalışkan : Muhbir olabilirler, müdahil olamazlar
Sanık avukatlarından Nurcan Çalışkan ise, suç duyurusunda bulunan kişilerin muhbir olabilecekleri ancak müdahillik taleplerinin kabul edilemeyeceğini söyledi.
Şikayetçi avukatların yayımlanan yazılardan doğrudan zarar görmelerinin söz konusu olmadığını açıklayan Av. Bahri Bayram Belen de, 301 gibi maddelerin şahsi menfaate dair suçları kapsamadığını belirterek, bu konuda Şişli ve Beyoğlu Mahkemeleri'nin örnek kararlarını mahkemeye sundu.
Hakim Bulut'un söz almasına izin vermediği için sinirlenen Kerinçsiz, "Tarafgirliğiniz ortada. Sizi reddediyoruz. Mahkemenin kimliğini değiştirdiniz" diyerek tepki gösterdi.
Av. Haluk İnanıcı ise, iddianamelerdeki eksikliklere bir son verilmesi, gereksiz davalarla mahkemelerin meşgul edilmemesini istedi. Savunmaların dinlenmesinin ardından dava, savcının Hukukçular Birliği'nin reddi hakim talebine ilişkin dilekçesiyle, sanık avukatlarının taleplerini değerlendirmesi için 11 Nisan'a ertelendi.
Duruşmayı, TGC Hukuk Danışmanı Fikret İlkiz, beş yazardan önce mahkeme karşısına çıkan gazeteci Abdurrahman Dilipak, gazeteci Altan Öymen, Küresel Barış ve Adalet koalisyonu (Küresel BAK) sözcüsü Tayfun Mater, Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) Genel Başkan Yardımcısı Hakan Tahmaz, yazar Ümit Fırat ve yazar Muhsin Kızılkaya da izledi. (EÖ)