MHP’li Yıldız’dan Meclis’e çağrı: Toplumda yeni anayasa için mutabakat var

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Hukuk ve Seçim İşleri Başkanı Feti Yıldız, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada yeni infaz yasası ve anayasa ihtiyacına dikkat çekerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni (TBMM) harekete geçmeye çağırdı.
Yıldız, son dönemde yeniden gündeme gelen infaz yasasıyla ilgili olarak “Ceza adaletini tam anlamıyla sağlayacak, karmaşık olmayan ve sürekli değişikliğe ihtiyaç duymayacak bir düzenlemeye ihtiyaç var” dedi.
Açıklama, Adalet Bakanlığı’nın 55 bin mahkûmu ilgilendiren bir düzenleme üzerinde çalıştığı iddialarının gündeme gelmesinin ardından geldi.
"Toplumda geniş bir uzlaşı var"
Yıldız paylaşımında, hem yeni infaz yasası hem de yeni anayasa konusunda kamuoyunda büyük bir uzlaşı olduğunu iddia etti.
“Yeni bir anayasa gibi yeni bir infaz kanunu konusunda toplumda büyük bir mutabakat var” diyen Yıldız, adil ve istikrarlı bir infaz rejimi olmadan ceza adaletinin sağlanamayacağını vurguladı.
Dünyada her zaman devletin cezalandırma hakkı ile sanığın haklarının çatıştığını belirten Yıldız, hukuk devletlerinde bu çatışmanın sınırlarının anayasa, kanunlar ve insan hakları sözleşmeleriyle çizildiğini kaydetti. Temel hak ve özgürlüklerin insan olmanın doğal sonucu olduğunu vurgulayan MHP’li siyasetçi, bu hakların bir lütuf değil, devredilemez ve vazgeçilemez olduğunu söyledi.
“İnfaz Kanunu ceza eşitliğini sağlamalı”
Yıldız, TBMM’ye seslendiği çağrısında yeni düzenlemenin infazda eşitlik ve adaleti gözetmesi, cezasızlık algısını önlemesi ve insan onurunu merkez alması gerektiğini belirtti. Hâkim, savcı ve avukatların yanı sıra hükümlülerin de anlayabileceği sade bir kanun yapılması gerektiğine işaret eden Yıldız, infaz yasasının cezanın ıslah edici yönünü de gözetmesi gerektiğini söyledi.
“Yeni Anayasa Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek”
Açıklamasında anayasa tartışmalarına da değinen Yıldız, yeni bir anayasanın hukuki reformla birlikte Türkiye’nin geleceğini şekillendireceğini belirtti.
Türkiye’nin milli kimliğini, coğrafi bütünlüğünü ve siyasi birliğini güvence altına alacak güçlü bir anayasal çerçevenin oluşturulmasının artık ertelenemeyeceğini savundu.
(EMK)