Mülteci Hakları Koordinasyonu refakatsiz çocuk mülteci Lütfillah Tacik’in ölümüne yol açan olayla ilgili davada, sivil toplum kuruluşlarının müdahillik taleplerinin reddedilmesini davanın cezasızlığa gideceğinin göstergesi olarak değerlendirdi.
“Van 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmekte olan dava ancak devlet erkini temsil eden polis memurları karşısında güçlendirilmiş bir iddia makamı ve müşteki ile mümkün olabilecektir.
“Bu nedenlerle Lütfillah Tacik’in korunması ile ilgili hukuki sorumluluğu olan Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın davaya müdahil sıfatıyla katılması ile mümkün olacaktır.
“Davaya müdahale talebinde bulunan sivil toplum örgütlerinin taleplerinin reddi suçtan zarar gören tanımının dar yorumlanması ve bu tür fiillerle zarar gören tüm hak sahiplerinin arkasında olan sivil toplumun temel işlevi olan hak savunuculuğundan alıkonulmasıdır.”
TIKLAYIN - AFGANİSTANLI MÜLTECİ ÇOCUĞUN ÖLÜMÜNDEN SORUMLU İKİ POLİSE DAVA
Adil yargılama
MHK’dan yapılan açıklamada adil yargılamaya dair kaygılar da dile getirildi.
“Kovuşturma ve soruşturma sürecinde yaşanan delil karartma girişimlerine ek olarak, davada Lütfillah Tacik’i öldürmekle suçlanan polis memuru hakkında Emniyet Genel Müdürlüğü’nce verilen açığa alınma kararı olmasına karşın hukuksuz olarak göreve iade edilerek Tunceli’ye tayinin gerçekleşmiş olması adil yargılama kaygılarımızı güçlendiriyor.”
Dava
Van Yabancılar Şube Müdürlüğü’nde idari gözetim altında tutulan Afganistan uyruklu 17 yaşındaki Lütfillah Tacik’in kasten yaralama sonucu ölümüne yol açtığı iddiasıyla polis memuru S.O.’nun 16 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanması 19 Kasım’da Van 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlamıştı.
Mahkeme sanığın duruşmaya SEGBİS sistemi üzerinden katılma talebini kabul etti.
Lütfillah Tacik’in babası Şükrullah Tacik’in müşteki sıfatı ile katılımının sağlanmadığı duruşmada, doğrudan bu alanda çalışan Mültecilerle Dayanışma Derneği, Kaos Gey ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği, Gündem Çocuk Derneği ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’nın davaya müdahillik talepleri de mahkeme tarafından reddedildi.
Davada Türkiye’nin kendisine sığınan mültecilere ve özellikle refakatsiz çocuklara karşı koruma yükümlülüğüne rağmen refakatsiz çocuk mülteci Tacik’in kendisini korumak ve kollamakla yükümlü polis memurlarınca zulme uğradığı ve ardından tedaviye geç eriştirilmesi nedenleriyle hayatını kaybettiği iddia ediliyor.
Ne olmuştu?
Lütfillah Tacik, 16 Mayıs 2014 tarihinde 20 kişi ile birlikte Türkiye’ye iltica ederken Iğdır’da jandarma tarafından yakalandı.
Hakkında 17 Mayıs 2014 tarihinde idari gözetim kararı verilen Tacik, İçişleri Bakanlığı Iğdır Yabancılar Şubesi'nden Van Geri Gönderme Merkezi'ne gönderildi.
Van Geri Gönderme Merkezi'ne gönderilen aralarında Lütfillah Tacik’in de bulunduğu yedi çocuk sınırdışı işlemleri sonuçlanıncaya kadar tutulmak üzere Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’ne bağlı Van Gölü Çocuk ve Gençlik Merkezi’ne teslim edildi.
27 Mayıs 2014’te Yabancılar Şube Polisi Van Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nde bulunan yedi çocuğu teslim alarak bulaşıcı hastalık ve yaş tespitlerinin yapılması amacıyla Geri Gönderme Merkezi'ne götürdü.
Lütfillah Tacik burada görevli yabancılar şube polis memuru tarafından “yanlış bilgi verdiği” gerekçesi ile darp edilip işkenceye maruz kaldı.
Koma halindeyken hastaneye kaldırılan Tacik, üç gün yoğun bakımda kaldıktan sonra 31 Mayıs 2014’te hayatını kaybetti.
MHK
Mülteci Hakları Koordinasyonu bileşenleri: Helsinki Yurttaşlar Derneği, İnsan Hakları Derneği, İnsan Hakları Gündemi Derneği, Kaos Gey ve Lezbiyen Kültürel Araştırmalar ve Dayanışma Derneği, Mültecilerle Dayanışma Derneği, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi. (YY)