İstanbul Alibeyköy'de bir haber izlerken bundan 13 yıl önce gözaltında öldürülen Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe, Esenler Atışalanı Kemer Mezarlığı'ndaki mezarı başında anıldı.
Metin Göktepe'nin annesi Fadime Göktepe, aile üyeleri, Günlük Evrensel gazetesi ve Hayat TV çalışanları ile gazeteciyi anmaya gelenler, mezara karanfiller bıraktılar.
Anne Göktepe: 13 yıldır unutmadınız, sağolun!
Evrensel'in haberine göre, Fadime Göktepe, burada yaptığı konuşmada, "Emekçiler, emekçi çocukları, çok teşekkür ederim. Unutmadınız şimdiye kadar Metin'i. 13 yıl oluyor, bizle beraber adım atıyorsunuz. Sağ olun, var olun, hepiniz birer Metin'siniz" dedi.
Görevi başında öldürülen tüm gazeteciler anısına saygı duruşuyla başlayan anmada, Günlük Evrensel gazetesi Yayın Yönetmeni İhsan Çaralan, gazeteciliğin sermaye gruplarınca zarar gördüğüne işaret etti; "Metin Göktepe'nin uğruna hayatını ortaya koyduğu gazetecilik değerleri, halkın haber alma özgürlüğünü savunan bir gazeteci olmak yeniden sınanıyor" dedi.
Türkiye'de gazetecilerin, patron gazeteciliğinden Genelkurmay gazeteciliğine kadar yaratılan kategorilerde yer almaya zorlandığını söyleyen Çaralan, bu koşullarda Göktepe'nin gazeteciliğin sembolü olarak yaşatılmasının zorunluluk haline geldiğini vurguladı. Göktepe'nin fotoğrafını taşıyan katılımcıların bir süre slogan atmasının ardından tören sona erdi.
Ümraniye Cezaevi'nde öldürülen iki tutuklunun cenaze törenini izlerken Alibeyköy'de bir polis barikatında engellenmesine itiraz ettiği için "çok konuştun" denilerek gözaltına alınan Metin Göktepe, 8 Ocak 1996 tarihinde Eyüp Kapalı Spor Salonu'nda gördüğü işkence sonucu yaşamını yitirmişti.
Katilleri ceza aldı, af kurtardı
İstanbul'dan Aydın'a, oradan da aynı "güvenlik" gerekçesiyle Afyon'a taşınan Göktepe Davası, 30'a yakın duruşmasıyla gazeteciler, insan hakları savunucuları, Emeğin Partisi (EMEP) ve kamuoyunun ilgi ve baskısıyla gözaltında işkence ve kötü muamelenin cezasızlığına son verildiği ender örneklerden biri oldu.
Göktepe cinayeti, 28 Eylül 2000'de beş polis memuruna "kastı aşan insan öldürmek" ve "faili belli olmayacak şekilde insan öldürmek" suçlarından verilen 7'şer yıl 6'şar ay hapis cezasının onanmasıyla kısmen bitti.
Diğer polis memuruna ise Yargıtay'ın kararı bozmasından sonra 20 ay hapis ve beş ay kamu hizmetlerden uzaklaştırma cezası verildi.
Sanıkların bir kısmı kamuoyu baskısıyla 17 ay hapiste tutulurken tüm mahkum polislerin cezalarının tamamlamalarına 19 Aralık 2000'de yürürlüğe giren Şartlı Tahliye ve Ceza Erteleme Yasası engel oldu.
Ancak Göktepe'in gözaltına alındığı gün "7'den 70'e" yüzlerce kişinin gözaltına alınması talimatını veren dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar ve Göktepe'nin Emniyet görevlilerince öldürüldüğünü gizlemeye çalışanlar hiçbir zaman yargı önüne çıkarılmadılar. (EÖ)
(*) Fotoğraf: Günlük Evrensel gazetesi