NTV'den Murat Akgün'ün sorularını yanıtlayan Yazar Sezgin, "Başbakan sözlü bir teminat verdi ancak bunun pratiğe geçmesi gerekiyor. Devlet içindeki statükocu güçler Kürt Sorunun çözümüne direnecektir. Hükümet bir programla hareket ederek kararlılık göstermeli" dedi.
İki gün önce görüşmeci heyette yer alan gazeteci Çalışlar ise, Başbakanın konuşmasının iyi bir başlangıç olmasını dileyerek, "PKK de silahları bırakmalı. Konuşma, insanlarda iyimserlik oldu, çünkü umutlanmaya ihtiyaç vardı" dedi.
Çalışlar gibi görüşmeci heyette yer alan gazeteci Karaalioğlu, "Başbakan, iki gün arayla, terörle mücadele konusunda demokrasiye bağlılığına vurgu yapmasını önemsiyorum" diye konuştu.
Sezgin : Kapı aralandı ama devlet içinde direniş olur
Başbakanın konuşmasında Kürt Sorununun adını koymasının memnuniyet verici olduğunu ifade eden yazar Enver Sezgin, Başbakanın meseleyi çözmek için kapıyı araladığını, meselenin basit olmadığı gibi devlet içindeki statükocu yapıların buna direnebilecekleri açıkladı.
Başbakanın, "Kürt meselesi, sadece Kürtlerin değil, herkesin ve benim meselem" dediğini hatırlatan yazar Sezgin, "Konuşmasıyla Başbakan kendisini de bağladı. Bu önemli. Ama Kürt meselesi kolay bir mesele değil" diyerek bu görevin en başta hükümet ve Başbakanın sorumluluğunda olduğunu açıkladı.
Başbakanın Güneydoğu'daki ekonomik durumla ilgili yaptığı konuşmayı değerlendiren Sezgin, "Ekonomik sorunlar o kadar çok ki, gerek Kürt meselesi gerekse ekonomik sorunlar için bölgeye özgü bir program gerekiyor" diye konuştu.
Geçmişte yaşanan savaşın bölgenin dinamiklerini yok ettiğini belirten Sezgin, "devlet içindeki statükocular ve bundan nemalananlar, Kürt sorunun çözümünü istemeyecektir. Refah isteyen kesimlerin elbirliğiyle çalışmaları gerekiyor" dedi.
Başbakanın yeni bir yaklaşım göstermeye başladığını gördüğünü ifade eden yazar, "Bunun bir programa dönüştürülmesi lazım. Kürt sorunun çözümü için Kopenhag Kriterleri, önemli ve yeterli bir belgedir" diye konuştu.
Çalışlar : PKK kayıtsız şartsız silah bıraksın
İki gün önce Başbakanla görüşenlerden olan gazeteci Çalışlar ise, Erdoğan'ın Diyarbakır'daki konuşmasını, "Çok umutlanmayalım ama bunlar geleceğe yönelik güzel mesajlar" diye değerlendirdi.
Görüşmeci heyette yer alan Çalışlar, "Kürt Sorunu, Türk Milleti'nin ve benim sorunumdur" sözünü önemli bulduğunu açıkladı.
Güneydoğu'daki insanların beklentilerinin farklı olduğunu, Erdoğan'ın konuşmasının "daha ileri talepleri olanları" tatmin etmeyebileceğini söyleyen Çalışlar, şöyle konuştu :
"Kürtlerin de demokrasi, Avrupa Birliği ve demokratik bir sürece ihtiyacı var. Bunun içinde şiddetin durması lazım. Demokratikleşme, refaha kavuşma sürecidir. Ama şiddet ve devletin bu sürece müdahale zorunluluğu, buna zarar verir. PKK kayıtsız şartsız silahı bırakmalı."
Karaalioğplu : İki gün arayla demokrasi vurgulandı
Gazeteci Karaalioğlu da, "Başbakanın bugünkü konuşmasının iki gün önce yaptığı konuşmadan aşağı kalır tarafı yok. PKK'nın önkoşulsuz olarak silahları bırakmasına yönelik çağrı ve bölgenin ekonomik kalkınmasına vurgusu önemli" dedi.
Doğu ve Güneydoğu'nun çok yoksul olduğunu söyleyen Karaalioğlu, terör karşısında demokratikleşmeden geri adım atılmayacağının açıklanmış olmasını da önemli buldu.
Görüşmeci heyette de yer alan Karaalioğlu, Başbakana "Avrupa'da terörle mücadele adına demokratikleşmede geriye dönüş yaşanıyor. Türkiye'nin bundan geri adım atmayacağını açıklamanızı bekliyoruz" dediklerini, Başbakanın da, iki gün arayla demokrasiye bağlılığına vurgu yapmasını önemsediğini ifade etti.
Başbakanın "Kürt Sorunu, Türkiye'nin ve benim sorunum" dediği ve Cahit Sıtkı Tarancı'nın "Memleket isterim" şiiriyle bitirdiği konuşmasında, demokratik açılımlardan ödün verilmeyeceği açıklandı. (EÖ/TK)