Mersin Üniversitesi (MEÜ) İletişim Fakültesi öğrencileri, yurttaki iki öğrencinin hayatını kaybetmesi üzerine rektörlüğü işgal etmelerinin ardından açılan soruşturmalara ve tedbir kararlarına tepki amacıyla iki gün boyunca derslere girmeme kararı aldı. Fen- Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü de boykot kararı alarak destek verdi.
Pankartlarda “Sansüre ve soruşturmalara karşı boykottayız.” yazıları dikkat çekiyor. Öğrenciler halaylar eşliğinde arkadaşlarına destek veriyor.
bianet’e konuşan İletişim Fakültesi öğrencileri yurttaki arkadaşlarının hayatını kaybetmesine yol açan sorunlar, arasında "soruşturma açılmaması" maddesinin de olduğu taleplerinin kabul edilmesine rağmen soruşturma açılması, öğrencilere verilen tedbir kararı, haber hazırlamak için görüntü almanın soruşturma gerekçesi olması ve taleplerinin karşılanmaması nedeniyle boykotta olduklarını anlattılar.
Tedbir kararı “kapı önü fakültesi” kurdurdu
Mersin Üniversitesinde olaylar üniversite içerisinde Akdeniz Oyunları için yapılan, sporculara tahsis edilen Kredi ve Yurtlar Kurumu yurduna kadın öğrencilerin yerleştirilmesi ile başladı. Öğrencilerin temizlik, yol ve güvenlik sorunlarına dair tepkileri önemsenmedi.
Yurtta kalan Feride Özyağ adlı kadın öğrenci enfeksiyon nedeni ile Bahar Salim ise tamamlanmayan yurt yolundaki trafik kazasında hayatını kaybetti. Öğrencilerin, ölümlerin devam etmemesi için eylemleri 19 Aralık’ta rektörlük işgaliyle sürdü.
Rektör yardımcısı talepleri kabul eden ve bu eylemler nedeniyle öğrenciler hakkında soruşturma açılmayacağına dair kağıt imzaladı ancak 121 öğrenciye soruşturma açıldı.
Soruşturma açılan öğrencilerden 27'sinin ise tedbir amaçlı okula girişleri yasaklandı, 67 öğrenci hakkında ise Mersin Emniyet Müdürlüğü tarafından da soruşturma açıldı.
Tedbir kararı verilen öğrenciler üniversite kapısı önünde nöbete ve “Kapı önü fakültesi”nde derslere devam ediyor.
“14 gün ders kaydım yapılmadı”
bianet, İletişim Fakültesi öğrencileri ile soruşturmaları, tedbir kararını ve boykotu konuştu.
Salih Umar (Gazetecilik, 1. sınıf): Orada olmamama rağmen hakkımda verilen bu tedbir kararının hiçbir mantıklı gerekçesi yok. Tedbir kararını duyduğumda şaşkınlık içindeydim.
Ailem de bu konu hakkında beni baskı altına aldı ama haklı olduğumu öğrenince onlar da mutlu oldular benim gibi. Hem maddi hem de manevi olarak bir mağduriyet içine girdim.10 gün boyunca okula alınmamakla birlikte 14 gün boyunca ders kaydım yapılmadı. Bu süreç içerisinde psikolojik olarak ta bir çöküntü yaşadım. Bunun sonucu olarak ben de maddi-manevi tazminat davası açmaya hazırlanıyorum.
Mesut Arslan (Gazetecilik 2. Sınıf):Bu boykot aslında biz olmadan eğitimin olmayacağı yönünde bir uyarı yapıyor rektörlüğe. Bundan sonra bu hafta salı kitlesel bir eylem yapacağız ve rektörlüğün verdiği sözleri tutmasını tekrar yineleyeceğiz. Çünkü ortada daha savunma yokken suçluymuşuz gibi kapı önüne konulduk. Bundan sonra biz içeri girene ve taleplerimiz kabul edilene kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.
“Görüntü aldığım için soruşturma açıldı”
Mikail Eren (Gazetecilik 4. sınıf): Çukurova Gazetesinde gönüllü olarak muhabirlik yapıyorum. Rektörlük işgali günü ise gazetecilik refleksi gereği orda bulundum ve haber yaptım.
Bahar dönemi üniversiteye derse girmeye geldiğimde ise rektörlük binası işgali günü “olay yerinde bulunmam, çalışan personelin çalışmasını engellediğim ve olayı fotoğraflayıp görüntü altına aldığım için" soruşturma açıldığını öğrendim.
Anayasal hak olarak benim haber yapma hakkım var böyle bir soruşturmanın gelmesi gazetecilik basın özgürlüğü açısından dünyada ne kadar kötü bir yerde olduğumuzu gösteriyor. Bence boykot ederek bir şeyler çözülmez. İletişim Fakültesi öğrencileri olarak bu bir tepkidir; farkındalık yaratabiliriz. Ancak bu süreç uzayıp gider. Bu konuda mağdur olan birçok öğrenci var.
“Taleplerin içinde soruşturma açılmaması da vardı.”
İsa Uğur Erdoğan (Gazetecilik 4. sınıf): İletişim öğrencileri yurt sorunlarından başlayıp işgale kadar ki olan sürece bir şekilde dahil olmak zorundaydı. Sürecin hem habercisi hem eylemcisi olduk.
Haber yaparken yaşananlara bir şekilde dahil oluyor, yurdun yolu olmayışından kaynaklı yağmur esnasında öğrencilerin çamurda yürüyüşünü, yurtta sağlık sorunlarından kaynaklı Feride arkadaşımızın ölümünü duyan diğer öğrencilerin tedirginliğini, ışıksız arazide akşam yurda dönen arkadaşlarımızın gasp, cinsel taciz veya tecavüz korkusunu bir şekilde hissediyorsunuz.
Hemen her eylem haberinde olduğu gibi kimlik kontrolü veya görüntü almayı engelleme gibi uygulamalarla karşılaştık; çünkü bizi gazeteci olarak görmüyorlar. Soruşturmalardaki "işgal esnasında görüntü aldığı" ibaresi basın özgürlüğüne engel olmak demektir. Boykota gidişimizin temel nedenlerinden birisi sansürdür.
Öte yandan yurtta kalmasak bile arkadaşlarımızın sağlığı ve güvenliği için bir şeyler yapmak onları yalnız bırakmamak durumundaydık. İşgal sonucu aralarında “soruşturma açılmaması” da olan 14 talep kabul edildi. Okula geldiğimizde hem soruşturmaların açıldığını hem de hiç bir talebin yerine getirilmediğini gördük. İletişim olarak boykota çıkışımızın nedenleri bunlar.
“Kendi arkadaşlarımız bile bu haksızlığa sırtını dönüyor”
Billurhan Ünver (Gazetecilik, 4. sınıf): Rektörlüğün bu tutumu demokrasiye sığmaz. Sanki karşılarında düşman var. İnsanların eğitim haklarının ellerinden alınması kabul edilemez. Bu yüzden, uzun da sürse bu adalet arayışından birçoğumuz vazgeçmeyecek. Kendi öğrencisine bu kadar düşman başka bir üniversite var mıdır bilmiyorum.
Rektör ve öğretim görevlileri bir yana, kendi arkadaşlarımız bile bu haksızlığa sırtını dönüyor. Sürekli sistemin hatalı işleyişinden bahseden ve onu sürekli eleştiren hocalarımızı yanımızda görmemek üzüntü verdiği kadar şaşırtıyor da.
Seda Özdemir ( Gazetecilik 2. sınıf): Arkadaşlarımız Bahar ve Feride için direndikleri için eğitim hakları ellerinden alındı; bizde bu nedenden dolayı boykottayız.
"Soruşturma, tedbir ve sansüre karşı boykottayız"
Cuma Daş (Gazetecilik 4. sınıf): Açılan soruşturmalar ve tedbir kararının yanı sıra gazetecilik öğrencileri için okulda sansüre uğramamız nedeniyle boykottayız. Özgür basın, özgür toplum diyoruz.
Deniz Akbıyık ( Radyo Televizyon Sinema 1. sınıf): İşgal suç ise eğitim hakkının da elinden alınması suçtur. Boykotumuzla, yapılan eylemler ile arkadaşlarımızın yanlarında olduğumuzu gösteriyoruz.
Murat Arar (Gazetecilik 2. sınıf): İhmaller yüzünden iki arkadaşımız öldü. İşgal sırasında söylediğimiz şartların kabul edildiği söylendi; ancak 121 öğrenciye soruşturma açıldı. İletişim öğrencileri olarak soruşturmalara karşı boykottayız. (RYÇ/BK)