Jeoloji Mühendisleri Odası Mersin İl Temsilcisi Zühal Özananar, "Görünen o ki derdi verenler derman olmayacak. Doğal afetlerden en çok etkilenecek toplumsal kesimler kendi kaderlerine sahip çıkmak zorunda" dedi. Marmara depreminin 3. yıldönümü nedeniyle açıklama yapan Özananar, 40 bine yakın insanın can kaybına, 20 milyar dolarlık maddi zarara yol açan depremin tek sorumlusunun siyasal iktidarlar olduğunu kaydetti.. Depremin ardından beklenenin siyasal iktidarın felaketten ders çıkarıp gereken önlemleri almaları olmasına rağmen, tam tersinin olduğunu, hiçbir önlemin alınmadığını belirten Jeoloji Mühendisleri Odası İl Temsilcisi Zühal Özananar, doğa olaylarının doğal afetlere dönüşmemesi için alınacak önlemlere ilişkin tüm yasa tasarılarının meclis ve ilgili bakanlıkların tozlu raflarında bekletildiğini ifade etti. Depremzedelerin yaralarını uzun süre saramayan hükümetin geleceğe ilişkin önlemler alamayacağının da açık olduğunu belirten Özananar, yüzde 97'si deprem kuşağında olan bir ülkede depreme karşı alınan tek önlem olarak ortaya konulan Yapı Denetimi Yasası'nın da işlevsiz olduğunu ve kaldırılması gerektiğini ifade etti.
Jeoloji Mühendislerinin örgütü olarak üzerlerine düşeni yapacaklarını ve mücadeleye devam edeceklerini belirten Jeoloji Mühendisleri Odası Mersin İl Temsilcisi Zühal Özananar, yapılması gerekenleri şöyle özetledi.
Doğa olaylarının afete dönüşmemesi için önlem afetten önce alınmalıdır.
Bunun birinci adımı akla, bilime, plana dayalı kentleşme ve sanayileşmedir.
İkinci adımı mühendislik ilkelerine dayalı güvenli yapılardır.
Tüm bunların gerçekleşmesi için yasal düzenlemeler zorunluluktur. Bu anlamda imar, afet, yerel yönetimler yasaları aklın ve bilimin ışığında yeniden düzenlenmelidir.
Güvenli yapılaşmayı kamusal bir hizmet olmaktan çıkarıp, ticari bir meta haline getiren, böylece şirketleri kar hesaplarına terk eden, uygulamada hiçbir işlevi bulunmayan Yapı Denetimi Yasası yürürlükten kaldırılmalıdır.
Anayasal suç olan ovaların, akarsu yataklarının, deniz ve göl kıyılarının, tarım alanlarının ve ormanların yerleşime açılması şeklindeki yağma politikalarından, maddi ve politik rantı amaçlayan imar aflarından vazgeçilmelidir.(Recep Yıldırım - Radyo Metropol Mersin)
Felaket 3. Yılında Unutuldu
Üç yıl önce bugün yani 17 Ağustos 1999 sabahı tüm Türkiye acı bir haberle, Marmara depremiyle sarsıldı. Gayri resmi rakamlarla yaklaşık 17 bin kişinin öldüğü depremde gerçekte 30 binin üzerinde can kaybının olduğu iddiaları hala sürüyor. Makina Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı Adil Kesten, yaptığı yazılı açıklamada, felaketlerin son bulması için acil eylem planının şart olduğunu söyledi. Kesten, yapılması gereken en önemli şeyinse felaketlere davetiye çıkaran, doğa-insan dengesini yok etmeye çalışan, rant uğruna bilimi terk eden anlayışın terk edilmesi olacağını savundu. Adil Kesten açıklamasını "Makina Mühendisleri Odası olarak insan emeğinin bir ürünü olan bilim ve teknolojinin sanayide tarım alanlarında ve kentsel yaşamda yani toplumsal yaşamın bütün evrelerinde egemen olmasını istiyor ve tüm mücadelemizi bu yöne yoğunlaştırmış bulunuyoruz" sözleriyle tamamladı.(Recep Yıldırım - Radyo Metropol Mersin)
MTO "Hiçbirşey Artık Eskisi Gibi Olmayacak" Diyenleri Sordu
17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin 3. yılı nedeniyle açıklama yapan Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Necdet Tamamoğulları, depremde binlerce kişinin enkaz altında kalmasından, örgütlenemeyen hantal devlet yapısının sorumlu olduğunu söyledi. Deprem sırasında gönüllü hekimlerle bölgeye gittiklerinde "Hiçbirşey artık eskisi gibi olmayacak" diyenlerin bugün hala rant ekonomisi anlayışı ile hiçbir planlama anlayışı olmadan kentlerin yağmalanışını seyrettiğini belirten Tamamoğulları, doğal afetler de dahil olmak üzere tüm sorunların çözümü için yağmacı, hortumlayıcı, ilkel devlet anlayışının değişmesi gerektiğini vurguladı. Deprem sonrasında binlerce kişinin enkaz altında kalmasının sorumlusunun da örgütlenmekten uzak hantal devlet anlayışı olduğunu belirten Dr. Necdet Tamamoğulları, bu anlayışın değişimi, gerekli organizasyonların yapılması için herkesin üzerin düşeni yapması gerektiğini ifade etti.(Recep Yıldırım - Radyo Metropol Mersin)