Merkez Bankası’nın yayınladığı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı özetinde “Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir” denildi.
Merkez Bankası’nın fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edeceğinin ifade edildiği açıklamadan notlar şöyle:
* Enflasyonun yüksek seviyeleri ve enflasyon beklentilerindeki artış, fiyatlama davranışlarına ilişkin riskleri canlı tutmaktadır. Yayılım endeksleri, ekonomik birimlerin fiyat artırma eğiliminin oldukça güçlendiğine işaret etmektedir. Enflasyonun ana eğilimine dair göstergelerin katılık sergilemesi ve çekirdek enflasyon seviyelerinin yüksek seyretmesinin fiyatlama davranışı üzerinde risk oluşturmaya devam ettiği, bunlara ilave olarak yakın dönemde başta petrol olmak üzere ithalat fiyatlarının yükselmesinin de söz konusu riskleri artırdığı değerlendirilmektedir.
* 2018 yılının ilk çeyreğinde güçlü seyreden iktisadi faaliyetin, ikinci çeyrekte ana eğilimine yakınsamaya başladığı görülmektedir. Toplam talep koşullarının enflasyon üzerindeki etkisinin kademeli olarak zayıflamaya devam edeceği öngörüsü korunmakla birlikte, son dönemde Türk lirasındaki değer kaybıyla oldukça belirginleşen maliyet yönlü baskılar ve bunun olası ikincil etkileri enflasyon görünümünü olumsuz etkilemektedir.
* Özetle, yakın dönemde piyasalarda gözlenen sağlıksız fiyat oluşumları ve enflasyon beklentilerinde süregelen yükseliş genel fiyatlama davranışlarına dair riskleri artırmıştır. Bu değerlendirmeler doğrultusunda Kurul, fiyat istikrarını desteklemek amacıyla güçlü bir parasal sıkılaştırma yapılmasına karar vermiştir. Bu çerçevede, Geç Likidite Penceresi uygulaması çerçevesinde borç verme faiz oranı yüzde 13,5’ten yüzde 16,5’e yükseltilmiştir.
* Kurul, ayrıca toplantıda para politikasının öngörülebilirliğini artırmak ve aktarım mekanizmasını güçlendirmek amacıyla operasyonel çerçevenin kısa süre içinde sadeleştirilmesi hususunda mutabık kalmıştır.
* TCMB fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir. Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme ve hedeflerle uyum sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir. Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecektir.
Parasal sıkılaştırma ne demek?
Bloomberg HT’den Ercan Kumcu, parasal sıkılaştırmayı şöyle tanımlıyor:
“Merkez Bankası, parasal sıkılaştırma uygulayacağı günlerde para politikası faizini artırdım demeden bankacılık sistemine verdiği borç paranın ortalama maliyetini daha önce açıkladığı bant içinde biraz artırıyor.”
Milliyet’ten Güngör Uras ise 2012’de kaleme aldığı yazıda şöyle tanımlıyor:
“(…) Merkez Bankası, bankaların topladıkları mevduatın yaklaşık 40 milyar TL’lik kısmını kanuni karşılık olarak faizsiz olarak kasasında tutuyor. Buna karşılık ihtiyacı olan bankalara bir hafta vadeli repo diye adlandırılan bir uygulama çerçevesinde yüzde 5.75 politika faizi ile para satıyor. TCMB haftalık olarak piyasaya akıttığı para miktarını kısar ise, bankalar (dolayısıyla piyasa) sıkışıyor. Arz, talebi karşılamıyor. TL kıymetleniyor. Son aylarda TCMB ‘Bugün istisnai gün’ diyerek, bankalara yüzde 5.75 faiz ile sattığı para miktarını kıstı. Politikasını sıkılaştırdı. Yani piyasaya verdiği parayı kısarken bu parayı da daha pahalı hale getirdi, satacağı parayı %5.75 politika faizi yerine ihale ile (geleneksel yöntemle) satmaya başladı. Bankalar ihtiyaçlarına göre TCMB’ye ne kadar faiz ile ne kadar para satın almak istediklerini belirtiyor. Bankaların fonlama maliyeti nisan başında yüzde 7.7 iken dün 9.5’e kadar yükselmiş…” (EKN)