İstanbul’un en kalabalık semtlerinden Beşiktaş Çarşı’nın göbeğinde uzun zamandır alışık olunmayan bir eylem göze çarpıyor. Ellerindeki “Direnişin 28. günü” yazılı pankartla iki genç insan Ahmet Batur ve İbrahim Öztürk, Mephisto Kitap Evi’nin önünde hiçbir şey söylemeden öylece duruyorlar.
Batur ve Öztürk, Ocak ayında Mephisto’da işten çıkarılan altı çalışandan ikisi.
İşten çıkarılmadan önce bazı müdürler dâhil tüm Mephisto çalışanlarının altına imza attığı bir dilekçeyle belirttikleri talepleri yineliyorlar: Yemek ücreti olan günlük 9,60 TL’nin arttırılması, sağlıklı bir dinlenme alanı, mobbing ve kamera tacizinin son bulması, haksız yere işten çıkarılan arkadaşlarının işe alınması. 2 Şubat günü çalışan arkadaşlarının da katıldığı bir basın açıklamasıyla eyleme başladılar.
Kendi anlatımlarıyla, Batur iki buçuk ay, Öztürk ise bir yıl Beşiktaş Mephisto Kitap Evi’nde çalışmış. 30 Ocak’ta işten çıkarılmışlar, 2 Şubat’ta direnişe başlamışlar:
“Taleplerimizin ilki üç yıldır günlük 9,60 TL olan yemek ücretinin arttırılması. İkinci talebimiz ise sağlıklı bir dinlenme alanı. Daha önce dinlenmek için oturulabilen kafe bölümünün kullanımı müşterilerin karşısında yayılarak oturulduğu bahanesiyle iptal edildi. Biz ayrılmadan hemen önce gösterilen alan havasız ve tuvaletle bitişik. Aralık ayında bu taleplerle tüm çalışanların altına imza attığı dilekçeye cevap bile verilmedi. Sonrasında yapılan toplantıda bu talepler dile getirildi ama taleplerin dile getirilmesi yönetim açısından bir otorite sorunu olarak görülmeye başlandı.”
“Mobbing iddiası söz konusu değil”
Mephisto yönetimi ise 22 Şubat günü yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada kitabevi eylemin bir karalama kampanyasına dönüştüğünü belirtiyor. Mephisto çalışanlarının haklarının görev ve sorumluluklar çerçevesinde korunduğu, üst pozisyonda bulunanların çalışanlara ses yükseltmeleri ve aşağılamalarının kesinlikle yasak olduğu ve bu yönde bir itirazın kendilerine ulaşmadığı, mobbing iddialarının söz konusu bile olamayacağı gibi ifadelere yer veriyorlar.
Müracaat edildiği takdirde bunu derhal incelemeye hazır olduğunu belirten Mephisto yönetimi ise açıklamada yemek ücreti ve dinlenme alanı konusuna değinmedi.
Batur: “Hiçbirimiz hakkımızı arayamayacak mıyız?”
Batur yönetim tarafından bir toplantıda çok iyi çalıştığının söylendiğini ama dört gün sonra alınacak idari kararlara uymayacağı varsayımıyla işten çıkarıldığını ve koşullara itiraz etme haklarının tanınmadığını şöyle anlatıyor:
“Bizim için diyorlar ki iki üç aylık çalışansınız, koşullara itiraz etme hakkınız yok. Bu işletmede büyük çoğunluk en fazla altı aydır çalışıyor. O zaman hiçbirimiz hakkımızı arayamayacak mıyız? Bu talepleri birlikte dile getirdiğimiz için işten çıkarıldık.
Öztürk: “İşimize geri dönmek istiyoruz”
“İşimize geri dönmek istiyoruz çünkü Mephisto’da uzun zamandır çalıştığımız ve sevdiğimiz iş arkadaşlarımız var” diyen Öztürk ise “İşten çıkarılmamın asıl sebebi bir müdürle yaşadığım tartışmaydı. Güleryüzlü olmadığım gerekçesi bahaneden ibaret.”
Mephisto: “Çalışanların eyleme hiçbir katkısı yok”
Mephisto yönetimi tarafından çalışanların işten çıkarılma nedenlerine de cevap verilen açıklamada, çalışanlardan nazik olmaları, işe saatinde gelmeleri haber vermeden iş yerini terk etmemeleri gibi özelliklerin arandığı ve bu özelliklerin olmadığı düşünülen iki işçinin tüm hakları teslim edilerek işten çıkarıldıkları ve diğer çalışanların bu eylemde hiçbir katkısı olmadığı ifade edildi.
Mephisto çalışanlarının talepleri için tıklayın.
Mephisto yönetiminin açıklaması için tıklayın.
Mephisto çalışanları: “Talepler haklı”
Mephisto’da halen çalışan ve isimlerinin gizli tutulmasını isteyen bazı işçiler de eylem yapan eski iş arkadaşlarının tüm taleplerini haklı bulduklarını ve iddialarının doğru olduğunu dile getiriyorlar. (HK)
* Atölye BİA haberleri için tıklayın.