Kürtçe çocuk edebiyatı üzerine kitap yayınlayan az sayıda yayınevlerinden biri olan Morî Yayınevi, son zamanlarda göz kamaştıran çalışmalara imza atıyor. Kürt çocuklarına yönelik takdire şayan işlere el atan yayınevi, dört parça Kürdistan’da yazarlara ulaşıp eserlerini okurla buluşturuyor. Kürt kültürü, folkloru ve sözlü edebiyatından yararlanan yayınevi, fabl üzerine çokça esere imza attı. Yayınevi bir yandan da çocuk edebiyatı üzerine dünya klasiklerini de Kürt çocuklarıyla buluşturuyor. 21 Şubat Anadil Günü dolayısıyla, Morî Yayınevinin kurucusu ve yazarlarından Mem Bawer ile Kürtçe çocuk edebiyatının gelişimi, zorlukları ve ihtiyaçları üzerine konuştuk. Kürt dilinin yaşadığı zorlukların yanı sıra Kürtçe yayım yapan yayınevlerinin yaşadığı ayrımcılığa da dikkati çeken Bawer, “Kültür Bakanlığı tüm yayınevlerinden her bastıkları kitap için MASDE programı çerçevesinde kütüphanelere verilmek üzere yılda iki defaya mahsus kitap alımı yaparken, nedense Kürt yayınevlerinden kitap alımı yapılmıyor” dedi.
Anadili günü dolayısıyla BİA Çocuk Kitaplığı editörlerinin sorularını yanıtlayan Bawer, Kürt çocuklarının gerekli kaynağa ulaşabilmesi için herkesin elini taşın altına koyması gerektiğine dikkati çekti.
Kürtçe çocuk edebiyatı üzerine çalışma fikri nasıl oluştu, yayıncılık hikâyeniz nasıl başladı?
Çocuk edebiyatı üzerine çalışma fikri aslında her zaman aklımdaydı. Bu alanda büyük bir boşluk vardı ve bu boşluğu doldurmak istedik. Üç şiir kitabından sonra 2013 yılında şiir kitabımın kapak tasarımında emeği olan değerli dostum Ridwan’ın beni cesaretlendirmesinde katkısının olduğunu söyleyebilirim.
Aklımdaki fikirleri hayata geçirmek için ortak bir çalışma başlattık. Pedagog, ressam ve yazarlarla bir toplantı aldıktan sonra bu fikrimiz değer gördü ve resmi işlemlerden sonra yayınevimizi kurduk. Çocuk edebiyatı alanında fikren anlaşamadığımız için ilk deneyimimizde ardımızda 41 kitap bırakarak altı ay sonra Mori Yayınevini kurduk. Yayın hayatımıza şu an Diyarbakır’da devam ediyoruz.
Farklı maliyetler
Kürtçe çocuk edebiyatında gördüğünüz sıkıntılar nelerdir, ne tür zorlukları var, okur –yazar oranı nasıl?
Aslında en büyük sıkıntının başında asimilasyon ve oto-asimilasyon olduğunu söyleyebilirim. Her şeyden önce çocuklarımıza anadillerini küçük yaşta öğretmekle başlamalıyız ki hem çocuk edebiyatı gelişsin hem de çocuklarda kendi kültürüne karşı bir bilinç oluşsun. Bu konuda duyarlılık gösteren aileler var tabii ki, ama sayısı az.
Yayıncılık anlamında çocuk kitaplarını baskıya hazırlarken çok sıkıntılar yaşıyoruz. Bu kitapları resimlemek, sahnelerini hazırlamak, ayrıca kuşe kâğıda bastığımız için her defasında farklı bir maliyetle karşılaşıyoruz. Dağıtım anlamında da özellikle yurtdışı kargo konusunda gümrükten dolayı bazı sıkıntılar yaşıyoruz. Sadece çocuklarını aile içinde küçük yaşta ana dillerinde eğitmek isteyen aileler üzerinden okuryazarlık oranını anlayabiliriz. Bazı Avrupa ülkelerinde Kürtçe eğitim serbest olduğu için oradaki kreş ve anaokulları bizden ara sıra kitap talep ediyor. Ayrıca son yıllarda Kürtçe seçmeli dersi seçen çocuklardan dolayı bir pazar oluştu. Ama talep yeterli değil.
66 kitap basıldı
Kürtçenin hangi lehçelerinde yayım yapıyorsunuz ve şimdiye kadar ne kadar kitap bastınız?
Şimdiye kadar 66 kitap bastık. Fakat bazı kitaplar beş, altı veya sekiz kitaplık setlerden oluşuyor, bu sayıya bu da dahil. Kitaplardan bazıları Kürt folkloruyla ilgili geleneksel hikâyelerden oluşuyor. Çocukluğumuza ait hikâyeler. Bazı kitaplarımız da modern bir şekilde yazarların kendi kaleminden çıkmış.
Bazı kitaplarımız da okul öncesine yönelik eğitim kitaplarıdır. Dil öğretimine yönelik kitaplarımız da var. Son olarak da gençlik edebiyatına yönelik ağırlıklı Farsça, İngilizce, İspanyolca, Danca, Fransızca ve Almancadan orijinal dilden çeviriler yaptık.
"Her yitirdiğimiz bir dede ve nene..."
Şaka gibi görünse de Türkiye’de hâlâ Kürtçe diye bir dil olmadığına inananlar var veya inkar edenler... Bu anlamıyla çocuk ve gençlik edebiyatında Kürtçenin zenginliği, farklılığı, derinliği için neler söylemek istersiniz?
Bir şeyi yok saymakla o şey yok olmuyor elbet. Daha önce de belirttiğim gibi Kürt folklorunun içinde geleneksel olarak var olan sözlü bir masal anlatıcılığı, dengbêjlik geleneğiyle beraber, çîroklar, fabl hikâyeler ve Mîrze Mihemed gibi olaylar zinciriyle birbirine bağlı olan uzun hikâyeler bin yıllardır hep vardı. Halk masallarımız zengin ve çeşitlilik gösteriyor. Fakat burada bir şeyi hatırlatmakta fayda görüyorum. Bunların bir an önce derlenip ölümün elinden kurtulması gerekiyor. Çünkü her yitirdiğimiz yaşlı bir dede ve nenemiz kendi kütüphane hafızasını da beraberinde götürüyor.
Bastığınız kitap sayısının çokluğunu ifade ettiğiniz. Kürdistan’da çocuk ve genç edebiyatı üzerine çalışma yürüten çok yazar, şair var mı, yoksa çeviriler üzerinden mi yürütüyorsunuz?
Maalesef çocuk edebiyatıyla uğraşan çok yazarımız yok, hele şairlerimizin sayısı çok daha az. Ancak bu işe gönül vermiş kişiler de var elbet. Son yıllarda sadece çocuk yayınevi olmamızdan dolayı bize dosyalarını gönderen yazarlar var, ancak çoğu dosyalar pedagojik anlamda çocuklara uygun olmadığı için basımını yapamıyoruz. Bu yüzden önce geleneksel hikâyelerimizi derleyip basıyoruz. Sonrasında sizin de dediğiniz gibi bir dilin gelişimine ciddi bir katkısı olan çeviri kitaplar yayınlıyoruz.
"Temelimizi çocuk edebiyatıyla sağlamlaştırmalıyız"
Çocuk ve genç edebiyatında yayıncılığı, özellikle yasaklı, baskı altında olan bir halkın dili açısından nereye konumlandırıyorsunuz, nasıl bir önemi var?
Çocuk edebiyatı milli edebiyatın temelini oluşturuyor bence. Bu temeli sağlam kitaplarla oluşturmazsak istediğimiz kadar yetişkinler için romanlar, öyküler ve şiir kitapları yayınlayalım ilerleme sağlayamayız. Bu yüzden öncelikle temelimizi çocuk edebiyatıyla sağlamlaştırmalıyız ki sağlam bir edebiyat inşa edelim. Bunun örnekleri dünyada mevcut. Birçok ülke çocuk edebiyatının geç farkına vardı.
Önümüzde bir yerel seçim süreci var, bu kapsamda yerel yönetimlerin anadilinde yayıncılık için neler yapmasını beklersiniz?
Geçmişte bir Zarokistan (Diyarbakır'da kayyımlar öncesi belediyelerin açtığı kreşler) deneyimi var zaten. Bu okul öncesi kurumlarda daha önce Kürtçenin yanında İngilizce ve müzik eğitimi veriliyordu. Her semtte bu okulların sayıları yaygınlaştırılabilir. Bu kurumlar faaliyete girerse bu alanda zaten çocuk kitaplarına ihtiyaç duyulacaktır. Bu da anadilinde yayıncılığın gelişimine katkı sağlayacaktır.
"Vergi indirimi dışında bir teşvik yok"
Yayıncılık ekonomik anlamda riskli bir hal aldı. Üzerinde baskılar süren Kürt dilinde çocuk kitapları basmak sizi zorlamıyor mu? Bu konuda devletin yayıncılara sağladığı vergi indirimi gibi teşviklerden yararlanıyor musunuz?
Açıkçası ekonomik anlamda çok iyi olduğumuz söylenemez. Çünkü kâğıt yurtdışından avro ya da dolar bazında alındığı için her defasında farklı bir fiyatla karşılaşıyoruz. Bu da işimizi zorlaştırıyor. Öncelikle inkar politikasından vazgeçilmeli bence, bir şey ya vardır ya yoktur. Açıkçası bize bu anlamda bir baskı yok şu ana kadar. Yalnız bir destek olduğunu da söyleyemem. Kültür Bakanlığı tüm yayınevlerinden her bastıkları kitap için Masde programı çerçevesinde kütüphanelere verilmek üzere yılda iki defaya mahsus kitap alımı yaparken, nedense Kürt yayınevlerinden kitap alımı yapılmıyor. Vergi indirimi zaten kanuni olarak anayasal bir hak olarak herkese eşit sağlanıyor. Vergi indirimi hariç herhangi bir teşvikten faydalanmıyoruz.
Kitaplarınız genellikle hangi yaş grubuna hitap ediyor, nasıl temin edilir veya nasıl ulaşılır?
Kitaplarımız 0-18 yaş grubuna hitap ediyor. 0-3 yaş küçük yaş grubu kitaplar. 4-6 büyükler tarafından çocuklara okunan folklorik ya da modern hikâyeler. 7-10 yaş grubu çocukların kendi okudukları kitaplar ve son olarak da 11-18 yaş gençlik edebiyatına yönelik kitaplarımız var. Resmi internet sitemiz var, www.morizarok.com bu site üzerinden alışveriş yapabilirler. Ayrıca özellikle Diyarbakır’daki yerel kitapçılarda kitaplarımız mevcut. Bizim dışımızda birçok internet sitesi üzerinden kitaplarımızı temin edebilirler. Birçok ilde de kitapçılarda kitaplarımız bulunuyor.
Kürt dili ve özellikle çocuk edebiyatı konusunda Kürt kamuoyunun (Yazar, şair, siyaset, ekonomi çevreleri açısından) tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yazarların çocuk edebiyatına tutumunu olumsuz görüyorum. Birçok iyi öykü yazarımız varken özellikle çocuk edebiyatına yönelik bir üretimleri yok. Şairler zaten şiire bir tutkuyla bağlandıkları için çocuk edebiyatını görmezden geliyorlar. Siyasetçiler bu anlamda daha çok çocuk edebiyatını desteklediler bence, yerel yönetimler zamanında başlangıç olarak iyi işler yapıldı. Ancak önemli olan bir işin sürdürülebilir olmasıdır. Ekonomi çevreleri az da olsa özellikle Kürtçe seçmeli dersi seçen çocuklara destek olmuştur. Dediğim gibi yerelde daha iyi işler yapılabilir. Çocuklara yönelik tiyatro, kreş ve öykü atölyelerinin çocuk edebiyatının gelişimine katkı sağlayacağına inanıyorum.
Mem Bawer kimdir?
Şair, yazar, yayıncı.
1973’te Diyarbakır’a bağlı Bismil ilçesinin Safya köyünde doğdu. 1997’de Dicle Üniversitesi, Sınıf Öğretmenliği bölümünden mezun oldu. Şiirleri şimdiye kadar Jiyana Rewşen, Pelîn, Kevan, Kulîlka Ciwan, Tîgrîs, Pîtoresk, Kovara Wenda ve Kovara Hawara Botan adlı dergilerde yayımlandı. Eleştiri yazıları Kovara W ve Kovara Bîr adlı dergilerde, Azadiya Welat adlı gazetede yayımlandı. “Mîro” adlı iki çocuk kitabı Farsçaya çevrilerek İran’da yayımlandı. 2014’te üç arkadaşıyla beraber Hîva Yayınevini kurdu. Üç yıllık çalışmadan sonra arkadaşı Rıdwan Polat’la beraber 2016’da sadece çocuk kitapları basan MORÎ Yayınevini kurdu.