Dr. İnce mesajında kendini tanımlarken "Son yıllarda bir şeyler yazma çabası içinde olan bir ülke vatandaşı" diyor. Bu söylediğini Mersin'den yayınlanan "Pratik Haber" adlı İnternet sitesinde (http://www.pratikhaber.com/) da gerçekleştiriyor.
Dr. Nedim İnce orada "Sağlık ve Medya" başlıklı bir yazı yollamış. Aşağı yukarı benzer şeyleri düşünüp yazıya dökmüşüz. Ona yazdığım yanıt mesajında da dediğim gibi, "bu konuları dert edinen, dahası bu konularda bir şeyler yapan insanları çoğaltmamız" gerek. Herkesin kendine göre farklı çözüm yöntemleri kendi için tanımladığı işler olabilir. Bunlar, tartışılır; ortak noktalarda buluşanlar birlikte, farklı yöntem önerenler ayrı kulvarlarda olsa da "bu konuyu" işleme bakımından birbirine koşut işler yapmış olabilirler. Ancak yalnız yakınmanın yetmediğini kabul emek ve binayı onun üzerine kurmak gerekli.
Onun da yazısında belirttiği saptamalar "gerçek". Her "gerçek gibi" de insanlık ve onlara hizmet için varolan tıp mesleği adına üzücü: "Ülke Vatandaşı İnce" şöyle diyor:
"Sağlık metalaştıkça, yani para için üretilen ve ticari bir ürün gibi alınıp satılan bir nesne haline geldikçe asıl işlevi olan insanı iyileştirme özelliği ikinci planda kalmaya başlamıştır."
Bunu açmak için geçen hafta yazdığım yazının benzeri; daha önce yazdığı bir yazıya atıf yapıyor, sonrasında da yine medya üzerinden kendisini vareden ve tıbba "yeni pazarlar" açan başka bir konuya değiniyor: "Sağlıklı Uzun Yaşamak".
Bu konunun son zamanlarda çok sık işlenmeye başladığını vurguladıktan sonra şöyle diyor:
"Temaya bakınca bunun çok güzel bir şey olduğu düşünülebilir. Biraz ilerleyince bu temanın arkasında 'insanların sağlıklı uzun yaşaması'ndan çok bu düşüncenin yarattığı davranış kalıpları ile bu temaya uygun tüketimi arttırma amacı ortaya çıkıyor: Organik tarım, kırışıklığı engelleyen kremler, vitamin kürleri, detoksifikasyon merkezleri, yaşlanmayı engellediği ileri sürülen ilaçlar, her derde deva alternatif tıp, spor salonları, yoga öğretme merkezleri, İnternet'te bol reklamlı sağlık siteleri, gazete ve dergilerde sağlık köşeleri, televizyonlarda sağlık programları....
"'Sağlıklı ve uzun yaşama'ya odaklanmış insanlar kendilerine sunulan bilgi bolluğu içinde şaşkın bir durumda kalmaktadır. Hangisinin doğru olduğunu bilme şansı çok az olması yanında; bir zaman çok sağlıklı denilen bir beslenme tarzının bir süre sonra çok zararlı ilanı, mucize bir ilacın bir zaman sonra ortaya çıkan ölümcül yan etkileri olduğu bilgileri ile karşılaşarak daha da kafası karışmaktadır."
Bunları söyledikten sonra yaptığı saptama da ilki kadar acı verici ve umutsuz: "Yaşadığımız ekonomik düzende sağlığın metalaşması daha bir süre devam edecek gibi duruyor. Gazete, dergi ve televizyonlarda sağlık ile ilgili yayınlar artarak devam edecektir."
İşte tam burada "başka bir iletişim, başka bir medya mümkün" sözü daha fazla anlam kazanıyor. Bu sözün içerdiği alanı daraltıp, konuyu sağlık ve tıpla ilgili olarak yinelemek geliyor insanın içinden: "Başka bir sağlık medyası, sağlıklı sağlık medyası mümkün."
Onun söz konusu yazısında önerdiği çözüm "denetim" odaklı: "Alınacak bu tedbire rağmen denetimin de elden bırakılmaması gerektiği düşüncesindeyim. Türk Tabipler Birliği'nin böyle bir yetki ile donatılması ve sağlık yayınlarını izleme birimi kurması etkin bir yöntem gibi durmaktadır. İzlenen sağlık yayınlarında eksik, yanlış ve abartılı olanların aynı yolla düzeltilmesi sağlanıp oluşturabileceği toplumsal zarar en aza indirilebilir. Sağlık Bakanlığı veya RTÜK bünyesinde yetkin uzmanlardan kurulacak izleme birimi de aynı görevi üstlenebilir." diyor.
Kuşkusuz denetim çok önemli. Ama kanımca bu ötekini "denetlemek" olmamalı. Yani hekimlere gazetecileri, gazetecileri hekimleri denetletmek yerine her mesleğin uygulayıcıları, kendi yaptığını gözden geçirip, kendi denetimini kendisi yapmalı. Belki bu konuda bilgilenme eksiğini tamamlamak adına bir işbirliği söz konusu olabilir. Ama "hekimler" tarafından bakıp, bence TTB veya meslek odaları, bu haberlere kaynaklık eden "hekimlere" dönüp, "şurada söylediklerini gel bir de bize söyle ve fikrini savun, tıbbın 'bilimsel'lliğini kanıt olarak kullan" demeli diyebilmeli.
Yargılamak, mahkum etmek kolay, ama yanlışın nerede başladığını anlayıp, nedenlerini ortaya koymak ve ona yönelik bir bilgilendirme ve eğitim faaliyeti ile bu durumu yaratan koşulları değiştirmek sanki bana daha doğru gibi geliyor.
Dahası bir adım ileriye gitmeli ve bu konularda gerçekten toplum adına, herkesin yararına olan, yolları yöntemleri, bir anlamda gerçeklerle birlikte doğruları da söyleyen bir yaklaşımla bu konuları "ticari kaygılardan arınmış" yanlarıyla ortaya koyan "başka bir sağlık medyasını" hep birlikte ve gerçekten "kamunun haber alma özgürlüğünü" ve "kamu yayarını" önceleyerek üretmeli.
Bunu gerçekleştirmek ise ancak ve öncelikle sağlığın metalaşmaktan kurtulmasıyla mümkün olacaktır.
Tabii bunun yanında Sevgili "Vatandaş İnce"nin belirttiği gibi "medyanın metalaşan sağlığın pazarlandığı bir alan olmaktan bir nebze de olsa çıkarılması" gereklidir.
Tartışmaya hep birlikte devam etmek üzere iyi hafta sonları... (MS/TK)