Fotoğraf: Pixabay
Hrant Dink Vakfı'nın 2009'dan beri sürdürdüğü Medyada Nefret Söylemi İzlenmesi projesi kapsamında hazırlanan ve 2019 Mayıs-Haziran-Temmuz-Ağustos aylarını kapsayan rapora göre etnik ve dini grupları hedef alan 1299 köşe yazısı ve haber tespit edildi.
14 metinde birden fazla gruba yönelik farklı kategorilerde nefret söylemi üretildiği için bu yazılar ele aldıkları grup/kategori sayısı kadar (birden fazla defa) incelenmiş oldu ve 1313 yazıya ulaşıldı. İncelenen tüm yazılarda 46 farklı grup hakkında 1575 nefret söylemi içeriği bulundu.
TIKLAYIN - Medyanın 2018 Nefret Söylemi Karnesi
En çok nefret söyleminde bulunan ulusal ve yerel gazeteler şöyle:
Ulusal: Yeni Akit (100), Diriliş Postası (47), Yeniçağ (45), Milli Gazete (43), Milat (39)
Yerel: Yeni Konya (24), Ayrıntı Haber (14), Hedef Halk (11), Yeni Dönem (11), Bizim Anadolu (10)
Grafiği büyütmek için TIKLAYIN
Rapora göre Mayıs-Ağustos 2019 döneminde,
Suriyeliler,
- sistematik olarak cinayet, hırsızlık, taciz gibi adli olaylarla anıldı ve böylece potansiyel suçlu olarak kodlandı;
- güvenlik sorunları ve ‘terör’le özdeşleştirildi;
- olumsuz ekonomik koşulların ve işsizliğin sorumlusu olarak gösterildi;
- Türkiye’nin demografik yapısına yönelik bir ‘tehdit’, genel bir rahatsızlık ve ‘gerginlik’ kaynağı olarak etiketlendi.
Rumlar,
- Akdeniz’deki sondaj çalışmalarına dair siyasi tartışmalarda toplum olarak hedef gösterildi;
- ‘Kıbrıs Barış Harekatı’nın yıldönümüne ilişkin haber ve köşe yazılarında, geçmişte yaşanan çatışmalara referansla şiddet ve katliamla ilişkilendirildi.
Yunanlar,
- 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Yunanistan'a giden askerlerin yargılanmasıyla ilgili tartışmalarla ilişkili olarak hedef gösterildi;
- Kardak kayalıklarında yaşanan gerginlikler nedeniyle ‘düşman’ olarak konumlandırıldı;
- geçmişte yaşanan olaylara verilen referanslarla düşmanlaştırıldı.
Yahudiler,
- İsrail-Filistin çatışmalarını ve Mescid-i Aksa’da yaşanan gerginlikleri konu alan haberlerde bir toplum olarak şiddetle özdeşleştirildi ve düşmanlaştırıldı;
- “İsrail devleti”, “İsrail” veya “İsrail Savunma Kuvvetleri” gibi kişi/kurumları ifade eden sözcüklerin kullanılması yerine Yahudi kimliğinin genelleme yapılarak kullanılmasıyla hedef gösterildi;
- üretilen ‘komplo teorileri’nin arkasındaki ‘gizli güç’ olarak sunuldu ve ‘Türkiye’ye yönelik bir tehdit’ olarak gösterildi.
- basında olumsuz atıflarla yer bulan birçok kişi ve kurumla ilişkilendirildi; Yahudi kimliği bir hakaret ifadesi olarak kullanıldı
Ermeniler,
- PKK ve ASALA ile beraber anılarak ‘terör’ ile özdeşleştirildi;
- Temmuz ayında, ABD’de, Ermeni soykırımında el konulan mülklere ilişkin Türkiye aleyhinde açılan tazminat talepli davalar sürecinde topluluk olarak hedef gösterildi;
- ‘Milli Mücadele’ anlatılarında bir toplum olarak şiddetle ilişkilendirildi;
- ‘düşman’ grupların ve bireylerin arkasındaki güç olarak etiketlendi.
Raporun tamamına şu adresten ulaşılabilir. (HA)