Buna karşın Deklarasyonda siyasi figürler ve kamu görevlileri hakkında medyada bilgi ve kanaatlerin yayılmasına ilişkin aşağıdaki prensiplere dikkat çekilmektedir:
1. Medya Kanalıyla İfade ve Bilgi Özgürlüğü
Çoğulcu demokrasi ve politik tartışma özgürlüğü gerektirir ki; kamuyu ilgilendiren olaylarda medya aracılığı ile olumsuz bilgi ve eleştirel görüşlerde dahil olmak üzere politikacılar ve politik figürler hakkında bilgi alınmasını içerir.
2. Kamu Kuruluşlarını Eleştirme Özgürlüğü
Yürütme, yasama ve yargıya ilişkin devlet, hükümet ve diğer kurumlar medyada eleştirilere konu olabilir. Hakim konumlarından dolayı böylesi kurumlar hakarete ilişkin ceza kanunu normları ile korunmamalıdırlar.
Bu kurumlar tabii ki böylesi bir korumayı isterler. Ancak, bu koruma kısıtlayıcı bir şekilde yapılmalı ve hiçbir durumda eleştiri özgürlüğünü ortadan kaldıracak bir şekilde kullanılmamalıdır. Bu kurumları temsil eden bireyler birey olarak korunmaya devam ederler.
3. Siyasi Figürler Üzerinde Kamusal Tartışma ve Araştırma
Siyasi figürler kamunun güvenine başvurmaya karar verdiler ve kendilerini siyasi tartışmalara ve buna bağlı olarak medya üzerinden kamusal araştırmalara ve şiddetli eleştirilere tabii kıldılar.
4. Kamu Görevlileri Üzerine Kamu Araştırması
Politik figürler kamuoyu araştırmalarının ve eleştirilerinin özellikle medya yoluyla yapılmasını kabul etmelidirler.
Bu yol onların yerine getirdikleri yada getirecekleri görevlerinde gerekli olan şeffaflık ve görev sorumluluğunun bir sonucudur.
5. Eleştiri Özgürlüğü
Nüktedan ve ağır eleştiri, İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşmenin 10. maddesinde korunduğu gibi bu eleştiriler geniş bir abartıya hatta provokasyona kadar varabilir; ancak kamuoyu yanlış yönlendirilmemelidir.
6. Politik Figürlerin ve Kamu Görevlilerinin Saygınlığı
Politik figürler saygınlık hakları konusunda diğer bireylerden daha fazla koruma ve bu nedenle medya üzerinden yapılan eleştirilere karşı daha şiddetli yaptırımlar talep etmemelidirler. Bu prensip kamu görevlileri için de geçerlidir.
7. Politik Figürlerin ve Kamu Görevlilerinin Mahremiyeti
Politik figürlerin ve kamu görevlilerinin özel ve aile hayatları medya yolu ile saldırılara karşı İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşmenin 8. maddesinde koruma altındadır.
Ancak, onların özel hayatlarına ilişkin bilgi yerine getirdikleri veya getirecekleri görevleri ile ilgili olarak kamuyu ilgilendiriyorsa duyurulabilirken bundan onların dışındaki üçüncü şahıslar zarar görmemelidirler.
Politik figürler ve kamu görevlilerinin özel hayatları ile kamu ilgilidir. Medyanın da bu konuda araştırma yapma hakkı vardır.
8. Medya Yolu İle Gerçekleştirilen İhlallerin Telafisi
Politik figürlerin ve kamu görevlileri özel hayatlarının ihlaline karşı yalnızca yasal telafi yoluna gitmelidirler.
Bu ihlallere karşı verilecek cezalar diğer şahıslarının haklarının ihlallerine karşı makul oranda olmalıdır.
Medyanın bu hakaret ve kötülemesi hapisle cezalandırılmamalı ancak ihlalin ağırlığı uygun bir cezayı gerektirmelidir.
Öncelikle de temel hakların hakaret ve nefret konuşmaları ile ciddi bir şekilde ihlal edildiği durumlarda...
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin "Medyadaki Politik Tartışma Özgürlüğü Üzerine Deklarasyonu" bize uymuyor.
Meclis bir yandan değiştirdiği Basın Kanunu ile gazeteciler için hapis cezasını kaldırırken, diğer yandan kabul ettiği yeni Türk Ceza Yasası ile hapishane yolunu açıyor. Politikacılar, demokrasiye ve gazetecilere tahammül gösteremiyor.
Sorumluların sorumsuz olması için basın suçlanıyor. Siyasiler sadece alkış ve övgü bekliyor. Politikacılardan kendileri hakkında medyadaki "ağır ve nüktedan eleştirilerin abartılı ve provokasyona bile varmasına" hoşgörü göstermesini beklemeyin.
Onlar mizahı ciddiye alıp, kahkahalarla gülmesini bilmiyorlar. Karikatür salt cezalandırmak için ciddiye alınmaz. Gülüp geçersiniz.
Karikatür yaşamdır. Ciddi bir iştir. Kahkahalarla birlikte düşünürsünüz. Ama bunun için gülmeyi, düşünmeyi ve yaşamayı bilmek gerekir. (Fİ/BA)