Araştırmanın bulguladığı medyada kadınların karar verici noktalarda yokluğunu ve kadının haberlerde nesne olarak temsilini doğrulayan kadın haberciler, eskiye göre medyada çalışan kadın sayısının artmış olmasına karşın, yazı işleri masasındaki kadın sayısının azlığından söz etti.
Ferai Tınç gazete yönetimlerinde kadın gazetecilerden ana beklentinin kendilerini "yaşam-magazin" alanlarında göstermesi olduğunu, kadınların sayısal varlığının yetmediğini, kadınların feminist, eşitlikçi bakış açısıyla temsil edilmesi gerektiğini söyledi.
Hürriyet'te yaklaşık beş yıldır varolan kadın grubunun cinsiyetçi haberlerde erkek gazetecileri ve yazı işlerini uyardığını söyleyen Tınç, "Medyada kadın bakış açısı yalnızca kadınların sorunu değil, erkekler yaptığımızın kendilerine karşı bir kampanya olmadığını anlayınca, daha rahat tartışır olduk" diye konuştu.
"Ferai Bey" ve "Mehmet Ali Birand'ın sekreteri"
Tınç 80'lerde kadınların daha çok ekonomi, dış politika, siyaset yazan kadının olduğunu, şahsen tanımayanların yıllarca kendisine "Ferai Bey" diye hitap ettiğini ya da andığını, ama kadınların dış politikayı kadınlardan öğrenebildiğini gördüğünü anlattı.
Ayşenur Arslan da 36 yıl önce TRT'de kültür sanat muhabiriyken başka alanlarda çalışmak istediğinde karşısına hep "Ama sen kadınsın" engelinin çıkarıldığını anlattı; "Beni yıllarca Ali Kırca'nın sekreteri sandılar, şimdi Mehmet Ali Birand'ın sekreteri sanıyorlar" diye konuştu.
"Pek çok politikacı konuk olarak geldiğinde elimi sıkmıyor" diyen Arslan, araştırmanın bulguladığı, medyada kadının "fedakar eş, anne" olarak sunumuna dikkat çekti; bunun muhafazakarlaşmayla da bağlantısının olduğunu söyledi.
Payzın: 19:00 haber kuşağında tek kadın ben kaldım
Şirin Payzın özel televizyonların, ardından haber televizyonlarının kurulduğu 90'larda şanslı bir kuşağın içinde yer aldığını, kadın muhabirlerin ve editörlerin sayısının görece yüksek olduğunu söyledi.
Televizyonların saat 19:00'daki haber kuşaklarında tek kadın haber sunucusu olarak kaldığını vurgulayan Payzın "2000'den beri medya hep teknolojiye yatırım yapıyor, insana hiç yatırım yapılmıyor. Bu, kadınlar açısından daha da zor bir durum. Arkamızdan gelen nesli yetiştirmek zorundayız" diye konuştu.
Gazetecilere medya ve toplumsal cinsiyet eğitimi
Kadın gazeteciler gazeteci eğitiminin önemine dikkat çekerken, Doç. Dr. Hülya Uğur Tanrıöver gazetecilik ve iletişim eğitiminde medya ve toplumsal cinsiyet derslerinin bulunması gerektiğini kaydetti. Tın. Bu eğitimin çalışan gazeteciler açısından da yararlı olduğunu vurguladı.
MEDİZ'den Melek Özman da "Bizim umudumuz kadın gazetecilerde. Onların çabasıyla medya değişebilir" dedi.
Payzın sorunun Türkiye'deki insan hakları sorunuyla da bağlantılı olduğunu, cinsiyetçi haber, ilan, reklamların üretiminde yer alan ve "erkek kafalı kadınlar" diye nitelediği kadınların "daha tehlikeli" olduğunu söyledi.
Kadın haklarını ayrı bir sorunsal olarak gördüğünü söyleyen Arslan da "annelik", "mahrem", "başörtüsü" gibi konuların kadınların varoluşsal sorunlarıyken, erkekler için "felsefi" sorunlar olduğunu ifade etti.
bianet'in sorusu üzerine Tınç kaliteli bir sendikal ya da sivil toplum örgütlenmesinin medyada kadını temsili konusunda "çok ses çıkaracağını" düşündüğünü, Arslan da medyanın bugünkü duruma gelmesinde sendikasızlaştırmanın ana nedenlerden biri olduğunu söylediler. (TK/EZÖ)