"Ortada fakir kız, zengin oğlan, kan, para, seks, şöhret var. Tipik bir Brezilya dizisi. Yani Münevver Karabulut cinayeti bir 'eğlence' unsuru olarak medyada yer aldı. Bırakın yargı sistemine karşı halkın yanında duran, mağduru koruyacak bir yerden bakmayı 'suç-suçlu ve adli süreç' eğlenceyle yok sayılıyor. Basın eğer kendini kamu ve devlet arasında konumlandırıyorsa savcıların işlerini yapıp yapmadığını, delillerin sağlıklı toplanıp toplandığını kontrol etmeliydi."
Bilgi Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden Yrd. Doç. Dr. Esra Arsan'la Karabulut cinayeti ve medya üzerine konuştuk.
Münevver Karabulut'un (18) cesedinin Etiler'de bir çöp tenekesinde başı vücudundan kesilerek ayrılmış halde bulunmasının üzerinden 188 gün geçerken, zanlı olarak gösterilen erkek arkadaşı Cem Garipoğlu hâlâ kayıp.
Radikal'in haberine göre olayla ilgili iddianame bir hafta içinde bitecek. İddianamede Garipoğlu "firari şüpheli", Garioplu Holding'in sahiplerinden babası Mehmet Nida Garipoğlu ise "cinayete yardım etmekle" suçlanıyor.
"Haber olmaları için şov yapmaları gerektiğini öğreten medya"
Arsan'a göre baba Karabulut'un depremi yaşamış ya da trafik kazası geçirmiş bir haber öznesinden fakı olmamalı.
"Evladının cesedini çöp tenekesinden parça parça toplayan birinin travma sonrası psikolojik çöküş yaşadığını bilmek için uzmana danışmaya gerek yok ki. Bu durum göz ardı edildi çünkü 'celebrity show' formatına dönüştürmek için ortada çok fazla malzeme vardı. Üstelik Karabulut ailesi aynı zamanda çocuklarını öldüren kişi veya kişiler yakalanmadığı için ikinci kez mağdur ve mağduriyetlerini medya aracılığıyla kamuoyuna anlatmak istiyorlar. Haber olabilmek için de medyanın onlara olan ilgisinden şov yapmaları gerektiğini öğreniyorlar."
"Baba para alsa da almasa bu neyi değiştirir?"
"Babanın cinneti ve ahlakı derdimiz olmamalı" diyen Arsan şimdi medyanın "biz bu adamı kendimiz mi delirttik" derdine düştüğünü söyledi.
"Baba para alsa da almasa da bu neyi değiştirir? Ortada bir cinayet var. Şüpheli yakalanmadı. Şüpheliyi devletin koruduğuna ilişkin iddialar var. Basının yapması gereken adli sürecin doğru işlemesini sağlayacak haberler yapmak."
"Psikologların uzaktan 'normal değil bu adam' demeleri, itham eder tonda konuşmaları da Karabulut'un haklarını korumaz aksine ihlal eder. Baba Karabulut'un elindeki kırmızı testereyle televizyonda çizdiği portrenin ardında yatan nedenleri hepimiz tahmin edebiliyoruz."
"Münevver'in babası olmaya ne hakla karar verirler?"
Arsan'a Uğur Dündar ve Fatih Altaylı'nın baba Karabulut'un Garipoğlu ailesinden para istediğini açıklaması üzerine "Münevver babası artık benim, biziz" açıklamalarını sorduk.
"Baba Karabulut'un kızının cinayetinden menfaat sağlamaya çalıştığını kast ederek bu açıklamada bulunuyorlar. Gazeteciler bu 'çekici' hikayeden menfaat sağlamaya çalışıyor olabilirler. Münevver'in babasının olup olmaması başına gelenleri değiştirmiyor. Onlar nasıl karar verebilirler 'baba' olmaya. Baba Karabulut'u beğenin ya da beğenmeyin kızının cinayeti için mücadele veriyor."
"Gazetecilik bu değil"
Arsan, bu konuda en çok gazeteci Cüneyt Özdemir'i eleştiriyor.
Özdemir, baba Karabulut'a Münevver'in kitabını yazmayı teklif ettiğini, babanınsa "bizim alacağımız para ne kadar?" diye sorduğunu yazmıştı:
"Gazeteciler için tuzu, yağı, biberi içinde bir hikaye. Kitap yazmak istiyorlar. Para da kazanacaklarını biliyorlar.Bu ahlaklı bir tavır mı? Baba Karabulut para isteyince ahlaksızca bulunuyor. Baba belki de Özdemir'in menfaat sağlayacak olmasına tepki göstermek istemiş olabilir. Özdemir sözüne güvenilir bir gazeteci ama soruşturmayı sekteye uğratacak bir yazı yazdı ve bu gazetecilik değil bence." (EZÖ)