ve insan hakları"konulu panel gerçekleştirildi.
Çağdaş Gazeteciler Derneği İstanbul Şubesi tarafından organize edilen panele konuşmacı olarak Umur Talu, Oral Çalışlar ve Ragıp Duran katıldı.
Nazım Hikmet Vakfı Salonu'nda düzenlenen panelde konuşan Oral Çalışlar, medyanın bugün geldiği konumda hak ihlallerinin en büyük sorumlusu olduğunu ve operasyonları, katliamları, yaptığı ısmarlama haberlerle beslediğini ifade etti. Çalışlar şunları söyledi:
* İnsan hakları ihlallerinde medya kimi zaman alet oluyor, kimi zaman da basın emekçileri hak ihlalleri ile karşılaşıyorlar.
* Özellikle Doğu ve Güneydoğuda habercilik yapan gazeteciler öldürülüyor, bunların da hemen hepsi faili meçhul.
* Bölgede yaşanan şiddet ortamında gazeteciler haber yazma ve haberinin yazdığı şekliyle gazetesinde çıkmaması gibi problemlerle karşılaşıyorlar.
* Bu arkadaşlar resmi devlet ideolojisi çerçevesinde manipülatif haberler yapmaya başladılar.
Sakık ve Küçükarmutlu
* Bunun en önemli örneklerinden biri, Şemdin Sakık'ın yakalanması olayında
görüldü. Sakık'ın adına, bir takım gazetelere servis yapıldığı belli olan ifadeler yayınlandı. Bu ifadelerin hazırlık ifadeleri olduğu söylendi. Oysa hazırlık ifadeleri gizlidir, yayınlanamaz. Belli ki JİTEM tarafından gazetelere bu haberler yaptırıldı.
* Sakık'ın ifadesinde adı geçen Mehmet Ali Birand'ın bu haber üzerine işine son verildi, Cengiz Çandar'ın uzun süre yazılarını yazamadı, ancak en önemlisi bu ifadede hedef gösterilen Akın Birdal, suikast girişimi ile karşı karşıya kalıp ağır yaralandı.
* Bir diğer örnek, Küçükarmutlu'da da yaşandı. Yine servis edilmiş bir haber 4 kişinin öldüğü bir katliama dönüştü.
* Görülüyor ki,insan hakları ihlallerinin yaşandığı birçok olayı haberleriyle besleyen medya, hak ihlallerinin bir numaralı sorumlusudur.
Enternasyonal mücadele
Çalışlar'ın ardından söz alan Star Gazetesi yazarlarından Umur Talu,gazeteciliğin ana fonksiyonun toplum adına iktidarları denetlemek olduğunu belirtti.
* Medya bunun tam tersine, toplumun ana problemlerine kulak tıkamış durumda.
* İnsan hakları ile ilgi haberler daha seçkinci bir şekilde yapılıyor. Silopi'de akıbeti belli olmayan HADEP'li yöneticiler, bu seçkinci mantık doğrultusunda haberlerde yer almadı.
* Ölüm oruçları ile ilgili çıkan haberlerde, birçoğu tutuklu yani henüz suçlu bulunmayan davaları devam eden insanlarla ilgili terörist denildi ve 'Bunlara ne yapsan müstehak' tarzı habercilik yapıldı.
* Toplum adına denetleyici misyon sadece ülkemizde değil birçok gelişmiş ülkede var. 11 Eylül olayının ardından ABD basınında Ortadoğu ve Orta Asya'da yaşayan insanlar bu mantıkla potansiyel suçlu ilan edildi. Bu haberler tüm dünyaya karşı işlenmiş bir suçtur. Medyadaki bu azgınlaşmaya enternasyonal mücadele ile karşı durulur.
Güvenlik görevlilerini heyecanlandırıyor
Ragıp Duran ise geçen hafta içinde Diyarbakır'a yaptığı ziyarette iletişim özgürlüğüyle ilgili izlenimlerini katılımcılara anlattı.
* OHAL kapsamındaki bu bölgelere Evrensel ve Gündem Gazeteleri sokulmuyor. Gündem Gazetesi'nin AİHM'ye başvurmasının ardından Türkiye'nin yazdığı gerekçede "Bu gazeteler burada çalışan güvenlik görevlililerin heyecanlandırıyor" ibaresi vardı.
* Ancak, bu bölgelere bir buçuk saat uzaklıktaki yerleşimlerde bu gazeteler satılıyor. (ÇM/NU)