"Üçü manşet olmak üzere 52 günde 26 Gamze Özçelik haberi "
Devrim'in bu yazıyı yazdığı gün, kitle gazeteciliği yapan iki gazetede daha Gamze Özçelik haberi vardı.
Akşam Gazetesi, "Gökhan'a neden yurtdışı yasağı konulmadı"yı gündemine çekerken, Milliyet Gazetesi " Tecavüz görüntüsü yaymak da suç" haberini beşinci sayfasının manşetlerinden biri olarak görüyordu.
Şükran Pakkan ve Elvan Ezber imzalı haberde tecavüz mağduru Gamze'nin boy resmi haberi süslerken, tecavüz zanlısı Gökhan Demirkol'dan tek kelime söz edilmiyordu.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç'e "Tecavüz görüntüsü yaymak suçsa neden, basın neden suç işliyor" diye soruyoruz.
Erinç, yazılı ve görsel medyaya ilişkin yasalarda çelişki olduğunu söylüyor.:
"Gazeteci yapınca suç oluyor, televizyoncu yapınca olmuyor. Basın kanunuyla RTÜK yasası arasında uyumsuzluk var. Basın yasasında, tecavüz olaylarını kapsayan maddede suç mağdur ve faillerinin kimliklerini açıklamak suç tanımına giriyor. Oradan baktığımız zaman fotoğrafların da yayınlanması aynı kapsamda değerlendiriliyor."
Erinç, kişilerin özel yaşamlarına saygı gösterilmesi kuralının yasada olduğunu söylüyor. "Ayrıca gazetecilik meslek ilkelerinde de var. Uyulması gerekir. Cemiyet olarak sorumluluk bildirgeleri yayınlıyor, açıklamalar yapıyoruz ama ihlaller sona ermiyor" diyor.
Erinç, basının bile isteye suç işlediği kanısında değil. "Zaman zaman farkına varılmadan bilinmeden bu suçlar işleniyor" diyor.
İstanbul Valiliği İnsan Hakları İl Masası Başkanı Avukat Vildan Yirmibeşoğlu da Erinç'in işaret ettiği noktaya vurgu yapıyor:
"Yazılı basının ve devlete ait televizyonların sorumlulukları özel yasalarında düzenlendiği halde, özel radyo ve televizyonlarda yapılan yayınlardan doğan sorumluluğun kimlere ait olacağı hususunda 3984 sayılı yasaya bir hüküm konmamış, bu durumda TRT görevlileri ile özel televizyon çalışanları arasında farklılıklara yol açmıştır."
Vildan Yirmibeşoğlu, "Cinsel suç mağduru olan birisinin resminin basılması ve isminin açıklanması yanlış haber yapılması, haber yapan ve sorumlu müdürü için toplam 40 milyar lira gibi bir para cezasını getiriyor. Ancak, günlük gazeteler için 2 aylık dava açma süresi, işleyişi düşünürsek çok yetersiz bir süre. Savcılar ucu ucuna dava açabildiklerini söylüyorlar."
Medyanın çok önemli güç ve iktidar yolu olduğunu söyleyen Yirmibeşoğlu, "Kamu kaynaklarının medya açısından cinsiyet ayrımcılığının tasfiyesi amaçlı kadınlar için kullanılması, karar mekanizmalarında ve RTÜK üyeleri arasında kadın bilincine sahip uzman kadınların yer alması konularında baskı yapılmalıdır" diyor.
Erdinç: Çözüm gazetecilerin ve editörlerin vicdanında
Çağdaş Gazeteciler Derneği İstanbul Şubesinden Cengiz Erdinç ise bu tür haberlerin yanlışlığının yıllardır bilindiği düşüncesinde.
"Basın etiğine göre de, kadının cinsel olarak sömürülmesi olduğu için de bu tür haberlerin yapılmaması gerek. Ticari kaygılarla ve tersine ön yargılarla bu çok sık yapılabiliyor"
Erdinç'in üzerinde durduğu, bir nokta da, konunun ifade özgürlüğüyle olan bağlantısı.
"Cinsel sömürü burada ifade özgürlüğünün kanatları altına girebiliyor. İfade özgürlüğü açısından dokunulmazlık gerekli olduğu için yapacak bir şey yok.
"İfade özgürlüğü sınırsızdır. Bu tür haberlerin mahkeme kararıyla yasaklanmasına karşı çıkıyoruz ama, bu bir cinsel sömürüdür. Gazete ve Televizyonda seçilecek görüntülerdin seçimi de buna girer. Sorunun çözümü gazetecilerin ve editörlerinin vicdanlarıyla olabilecek bir şey."
Cengiz Erdinç, özellikle reklamlarda zihinleri bir yana eğen, algıyı biçimlendiren, kadının nesne olduğu bir dil çok yaygın olarak kullandığına işaret ediyor:
"Piyasa tercihleri basını da biçimlendiriyor. Halk bunu istiyor diye. Bir de halkında doyurulmamış cinsel talepleri vardır. Bu taleplerin olması çarpık biçimde giderilmesini haklı kılmaz ama basın özgürlüğü mü cinsel sömürü mü ikileminde kalınıyor."
Zamanla bu sorunun oturabileceğini söyleyen Erdinç, "İfade özgürlüğünün sınırsızlığı daha büyük faciaları önleyen bir şey. Medyada ve reklamlarda özellikle kadına yönelik sürekli üretilen örtülü bir dil var."
Öte yandan, 4756 ile değişik 3984 sayılı RTÜK yasasının 4. maddesinin "i" ve "f" bendlerinde özel yaşamın gizliliği korunuyor.
RTÜK'ün ise yasası emretmesine karşın, medyada 24 Ağustos'u takip eden günlerden itibaren başlayan Gamze Özçelik'e yönelik yayın tecavüzleriyle ilgili bugüne dek yapmış olduğu bir uyarı yok. Bu konuda kadınların yapacağı "Alo RTÜK 178"e şikayette bulunmak.(AD)