Maddi tazminat
Evlilik birliğinde tarafların mevcut veya beklenen menfaatler yönünden maddi yararları vardır. Taraflar, boşanmayla bu maddi olanaklardan yoksun kalırlar.
İşte kusursuz veya daha az kusurlu olan tarafın, diğer taraftan, boşanmayla evlilik birliği sona erdiğinden kendisinin mahrum kaldığı maddi olanakların karşılığı olarak maddi tazminat istemeye hakkı vardır.
Örnek:
Fatma ile Hasan 20 yıl önce evlenmişlerdir. Hasan'ın lüks bir semtte evi ve otomobili vardır. Hasan evin geçimini rahat bir şekilde karşılamaktadır. Gelecekte Hasan'a ailesinden miras kalacaktır. Ayrıca Hasan işlerini geliştirme ve daha çok para kazanma durumundadır. Fatma, şimdiki halde ve gelecekte ekonomik güvence içinde yaşarken, taraflar boşanırlar.
Evlilik birliğinin sona ermesinde, yani boşanmada Hasan kusurludur. Boşanma halinde Fatma, bu lüks yaşamdan yoksun kalmıştır. Günlük ihtiyaçlarını kısıtlı karşılamaktadır. Şimdiki halde ve gelecekteki lüks ekonomik güvencesi birden yok olmuştur. İşte bu durumda Fatma'nın boşanmada kusursuz veya daha az kusurlu olduğunu ispatlayarak uygun bir maddi tazminat talep etmeye hakkı vardır.
Fatma 30 milyar - 40 milyar TL maddi tazminat isteyebilir. Hakim yapacağı inceleme sonucu uygun bir bedel ödenmesine karar verebilir.
Örnek:
Feyzan ile Orhan 15 yıllık evlidirler. Evlendikleri zaman Feyzan'ın İstanbul Valikonağı caddesinde beş dairesi, üç dükkanı vardır. Orhan aylık 400 milyon TL ücretle çalışmaktadır. Feyzan'ın kira gelirleri sayesinde lüks içinde yaşamaktadırlar. Taraflar, boşanırlar. Boşanmada Feyzan kusurludur. Orhan Feyzan'dan 50 milyar TL tazminat talep edebilir. Hakim yapacağı inceleme sonucunda uygun bir tazminata karar verir.
Manevi tazminat
Birçok boşanma davasında boşanmaya sebep olan olaylardan dolayı diğer tarafın kişilik hakları saldırıya uğrar. Olayların ortaya çıkması, üçüncü şahısların duyması, kusursuz eşin kişilik haklarına manevi zarar oluşturur. Bunun sonucu kusursuz eş, acı, elem ve üzüntüler yaşar. Ruhsal dengesi ve sağlığı sarsılır. Kendisine sövülen, hakaret edilen, hatta dövülen eş, manevi değerlerinde acı ve ıstırap duyar. Bütünlük duygusunu kaybeder. Ezilmişlik, değersizlik yaşar. Toplum önünde küçük düşme duygusuna kapılır. İşte boşanmanın verdiği bu acı ve ıstıraplar karşılığında daha az kusurlu olan tarafın, diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun bir para istemeye hakkı vardır.
Örnek:
Çiçek ile Ali üç yıllık evlidirler. Ali, Ayşe'yle zina yapmaktadır. Çiçek boşanma davası açar. Zina olayı Çiçek'in kişilik haklarına saldırı oluşturduğundan boşanmayla birlikte veya daha sonra manevi tazminat isteyebilir.
Ayşe ile Ali altı yıldan beri evlidirler. Aralarında geçimsizlik vardır. Ayşe ile kocası Ali vapurla Kadıköy'den Eminönü'ne giderken yolda bir kavgaya tutuşurlar. Ayşe sinirlerini kontrol edemez, herkesin içinde kocasına olur olmaz küfürler eder. Ayşe'nin sinirleri daha da gerilir. Kızgınlığı artar, kocası Ali'ye herkesin içinde çantasıyla vurur. Ali, boşanma davası açar. Şiddetli geçimsizliği sebep gösterir. Herkesin içinde hakarete uğradığını ve çantayla dövüldüğünü belirterek hakimden Ayşe'nin kendisine manevi tazminat ödemesini isteyebilir.
Eski Medeni Kanun'da maddi tazminat davası açmak için davacının kusursuz olması gerekiyordu. YTMK'da daha az kusurlu olan, kusuru çok olana maddi tazminat davası açabilir.
Eski Medeni Kanun'da manevi tazminat davası açmak için davacının kusursuz olması gerekiyordu. YTMK'da davalının kusurlu olması yeterli görülmüştür.
Yoksulluk nafakası
Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek eş, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla, geçimi için diğer eşten mali gücü oranında süresiz nafaka isteyebilir. (YTMK 175. madde)
YTMK'da kadın erkek eşitliği gereği, yoksulluk nafakasını kadın da ödeyecektir. Eski Medeni Kanun'da kadının yoksulluk nafakası ödemesi için refah halinde bulunması şartı aranıyordu. Eski kanuna göre, ancak, zengin kadın erkeğe yoksulluk nafakası verirdi. Yeni kanunda bu koşul kaldırıldı. Yoksulluk nafakası ödemede kadın-erkek koşulları eşit kabul edildi.
Süresiz olarak ödenmesine karar verilen yoksulluk nafakası; taraflardan birinin evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar.
Veya, nafaka alacaklısının;
1) Yoksulluğunun ortadan kalkması (işe girmesi, miras kalması gibi)
2) Evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması
3) Haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır.
YTMK'nın getirdiği bir başka yenilik de, nafaka alacaklısının her yıl artırım davası açma konusundadır. Eski Medeni Kanun'da nafaka alacaklısı her yıl artırım davası açmak zorundaydı. Bu durum mali durumu iyi olmayan, maddi sıkıntı içinde olan nafaka alacaklısı için bir külfetti. YTMK'nın 176. maddesine 5. fıkra eklenerek her yıl nafaka artırım davası açma mecburiyeti ortadan kaldırılmıştır.
Tarafların istemi halinde, nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödenebileceğini hakim karara bağlayabilir. Taraflar isterlerse, hakim gelecek yıllarda TEFE, TÜFE, DİE veya döviz artış oranına göre artırılmasına önceden karar verebilecektir. Böyle bir karar alan nafaka alacaklısı, her yıl avukat ücreti veya mahkeme masrafı ödemekten kurtulacaktır. Yoksulluk nafakasına karar vermeden önce -edinilmiş mallara katılma rejimi gereği- eşe düşecek artık değer payının hesaplanması gerekmektedir.
Örnek:
Ayşe ile Ferit 10 yıldır evliler. Boşanıyorlar. Ayşe bankada müdür olarak çalışmaktadır. Ferit çalışamıyor. Ayşe geçimini ancak karşılamaktadır, lüks ve refah içinde değildir. Ferit yoksulluk nafakası isterse, YTMK'ya göre Ayşe yoksulluk nafakası ödeyecektir.
Nafaka davaları nerede açılacak?
Boşanma davası açılmış, karar kesinleşmiş ve aradan seneler geçmiş yeniden nafaka veya nafaka artırım davası açılacak.
Bu yeni dava nerede açılacak? YTMK'ya (177. Madde) göre, boşanma kararından sonra açılacak nafaka davası, nafaka alacaklısının oturduğu yerdeki mahkemedir. (Yasal yerleşim yerindeki mahkeme.) Bu durumda zor şartlarda yaşadığı kabul edilen nafaka alacaklısının diğer tarafın bulunduğu şehre giderek dava açmak için masraf yapması önlenmiş olmaktadır. Bu kolaylık, YTMK'nın getirdiği bir yeniliktir.
Dava zamanaşımı
Evliliğin boşanmayla sona ermesi halinde, boşanmaya bağlı olarak açılacak maddi ve manevi tazminat ve yoksulluk nafakası davaları, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde açılmalıdır. Eski Medeni Kanun'da bu süre 10 yıldı. YTMK (178. madde) boşanma ile ayrılan eşler arasında açılacak davaların uzun zaman devam etmesini istememiş ve bir yıllık süre sınırı getirmiştir.
Örnek:
Aylin ile Şefik beş yıldır evliler. Aylin ani bir kararla boşanma davası açar. Boşanır. Yoksulluk nafakası istemeyi unutmuştur. Aylin boşanmadan sonra büyük bir maddi sıkıntıya düşer. Geçinmede zorluk yaşar. Boşandığı kocasına yoksulluk nafakası açar. Hakim, boşanma dosyasını inceler. Boşanma kararı dokuz ay önce kesinleşmiştir. Henüz bir yıl geçmediğinden, Aylin'in yoksulluk nafakası istemi incelenecek ve karara bağlanacaktır. Boşanmadan sonra açılacak her türlü maddi, manevi ve yoksulluk nafakası isteme süresi boşanma kararının kesinleşmesinden sonra YTMK'ya göre bir yıldır. (BB)
* Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği (KA.DER) Kadıköy Şubesi Başkan Yardımcısı Avukat Seyhan Ekşioğlu'nun hazırladığı ve KA.DER'in yayımladığı "Türk Medeni Kanunu - Ailede Yeni Düzen" başlıklı kitaptan alıntılandı.
Kitabı, KA.DER Kadıköy Şubesi'nden isteyebilirsiniz.
İletişim için: 0 216 428 58 25