Meclis Genel Kurulu'nda, yaklaşık bir aydan beri "temel yasa" olarak görüşülen Türk Medeni Kanunu dün kabul edildi.
Ankara
AA
23 Kasım - Yeni yasaya göre koca evin reisi değil. Eşler, evlilik birliğinde eşit söz hakkına sahip. Evlenme yaşının, kadın ve erkek için 18 yaşından gün alma koşuluna bağlandığı yasada, evlilik dışı çocuklar da evlilik içi çocuklarla eşit haklara sahip oldu. Yeni Medeni Kanun'da evlatlıkla evlenme, kesin evlenme yasağı kapsamına alınırken, çocuğu olan da isterse evlat edinebilecek. Evlat edinme yaşının 35'ten 30'a indirildiği yasada, cinsiyet değiştirme zorlaştırıldı. "Onur kırıcı davranış" eşler için boşanma nedeni sayılırken, "edinilmiş mallara katılma rejimi", yasal mal rejimi oldu. Yasa 2002 yılı Ocak ayından itibaren yürürlüğe girecek.
Aile hukukunda önemli değişiklikler içeren 1030 maddeden oluşan Yasa, 1926 tarihli kanunun değişmesi için 50 yıldır süren çalışmalara da son noktayı koydu.
KANUNUN DİLİ SADELEŞTİ
Medeni Kunun'daki en önemli değişiklik, dilinin sadeleştirilmesinde yapıldı. Kanunun dili anayasa ve günümüz Türkçesine uygun hale getirilirken, "karı" yerine "kadın" sözcüğü kullanılmasına özen gösterildi. Ancak sınırlı da olsa bazı maddelerde "karı" sözcüğüne yer verildi.
Yeni yasa ne getiriyor?
Medeni Kanun Yasa tasarısının getirdiği temel düzenlemelerden bazıları şunlar:
Evin reisi koca olmayacak.
Evlenen kadın, kocasının soyadının yanı sıra kızlık soyadını da kullanabilecek.
Evlilik dışı çocuklar da mirasta eşit hakka sahip olacak.
Erkek de nafaka talebinde bulunabilecek.
Evlat edinme yaşı 35'den 30'a inecek ve çocuğu olanlar da evlat edinebilecek.
Cinsiyet değiştirme belli şartlara bağlanıyor.
Boşanma halinde, evlilik sonrasında edinilen mallar eşler arasında eşit olarak paylaştırılacak.
Ancak eşler istedikleri takdirde mal ayrılığı, paylaşmalı mal ayrılığı ve mal ortaklığı rejimlerinden birini sözleşme yaparak seçebilecekler.
Dilindeki sadeleştirmeye rağmen, uygun karşılığı bulunamayan "ehliyet", "velayet", "kayyım", "tereke", "zilyetlik", "irtifak", "intifa hakkı", "emtia", "terkin", "muacceliyet", "ihraz" gibi kelimeler aynen korundu.
1926 tarihli kanunun, dönemin Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt tarafından kaleme alınan gerekçesi, yeni kanunda da korundu.
Kanunda, dernek ve vakıflarla ilgili düzenlemelere de yer verildi. Buna göre, hukuka ve ahlaka aykırı amaçlarla dernek kurulamayacak.
Cumhuriyetin Anayasa ile belirlenen niteliklerine ve Anayasa'nın temel ilkelerine, hukuka, ahlaka, milli birliğe ve milli menfaatlere aykırı veya belli bir ırk ya da cemaat mensuplarını desteklemek amacıyla vakıf kurulamayacak. İçişleri Bakanlığı, Anayasa'da öngörülen hallerde ve belirlenen usullere uygun olarak, denetim makamının da görüşünü almak suretiyle, mahkemece bir karar verilinceye kadar vakfı geçici olarak faaliyetten alıkoyabilecek ve derhal mahkemeye başvurabilecek. Hakim, başvuruyu gecikmeden karara bağlayacak.
CİNSİYET DEĞİŞTİRMEK ZORLAŞTIRILIYOR
Cinsiyetini değiştirmek isteyen bir kimse, mahkemeye şahsen başvurarak "cinsiyet değiştirme izni" verilmesini isteyebilecek.
Cinsiyet değiştirme izninin verilebilmesi için istem sahibinin 18 yaşını doldurmuş bulunması ve evli olmaması, fiziksel durumunun resmi hastaneden alınacak sağlık kurulu raporuyla belgelenmesi koşulu aranacak. Verilen izne bağlı olarak amaç ve tıbbi yöntemlere uygun şekilde cinsiyet değiştirme ameliyatının resmi sağlık kurulu raporuyla doğrulanması durumunda, mahkeme, nüfus sicilinde gerekli düzeltmenin yapılmasına karar verecek.
KADIN VE ERKEĞE EŞİT SÖZ HAKKI
Evlenme işlemi kadının bulunduğu yerde de gerçekleştirilebilecek. "Kocanın evin reisi" olması hükmü değiştirilerek, evlilik birliğinin yönetiminde kadın ve erkeğe eşit söz hakkı tanınacak. Eşler evlilik birliğini temsil etme yetkisine sahip olacaklar. Eşler, birliğin temsil yetkisini kullandıkları durumlarda üçüncü kişilere karşı da müteselsilen sorumlu sayılacaklar.
Kadının evlilik birliğini temsil yetkisini kötüye kullanması halinde, kocanın bu yetkiyi kaldırmasına ilişkin hüküm değiştiriliyor. Buna göre, eşlerden her birinin temsil yetkisini aşması veya yetkiyi kullanmada yetersiz kalması durumunda, temsil yetkisinin sınırlandırılması veya kaldırılması konusunda karar verme yetkisi hakime bırakılıyor.
Eşler, oturacakları evi birlikte seçme hakkına sahip olacaklar. Yürürlükteki yasada, kadının, kocanın belirlediği evde oturma zorunluluğu bulunuyordu.
KIZLIK SOYADI
Evlenen kadın, isterse kocasının soyadının yanı sıra kızlık soyadını da kullanabilecek. Boşanan kadın, evlenmeden önceki soyadını kullanabilecek. Bu soyadı, kadının tanındığı soyadı da olabilecek.
Üçüncü kişilerle kadın arasındaki davalarda kadını kocanın temsil edeceği hükmü de kaldırılıyor. Eşitlik ilkesi uyarınca eşlerden her biri, üçüncü kişilerle her türlü hukuki işlemi yapabilecek. Ailenin oturduğu ev konusunda istisna getirilerek, bu ikametgah ile ilgili işlemler konusunda, eşlerden her birinin diğerinin açık rızasını alma zorunluluğu getirildi.
EVLENME YAŞI
Yeni düzenlemeyle evlenme yaşında kadın ve erkek arasındaki eşitsizlik gideriliyor. Daha önce erkeklerde 17, kadınlarda 15 olan evlenme yaşı her ikisi için 17 yaşın doldurulması, 18 yaşından gün alma şartına bağlanıyor. Olağandışı durumlarda kadın-erkek arasındaki fark kaldırılarak 16 yaşını doldurma, 17 yaşından gün alma olarak değiştiriliyor.
Akıl hastaları, evlenmelerinde tıbbi sakınca bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla anlaşılmadıkça evlenemeyecekler. Aile cüzdanı olmadan, dini nikah yapılamayacak.
Kocanın, "kadın ve çocukların bakımından sorumlu olduğu" ilkesi kaldırılarak, yerine "eşit mali sorumluluk" getiriliyor. Evin giderlerine katılmada eşlerin mali güçleri, emek ve mal varlıkları esas alınacak.
Eşlerden her biri meslek ve iş seçiminde serbest olacak. Ancak bu seçimde diğer eşin ve aile birliğinin huzuru ve yararı göz önünde bulundurulacak. Kadının kocası lehine borç altına girmesine ilişkin işlemleri hakimin iznine tabi tutan hüküm kaldırılıyor. Eşler, mali sorumluluğu birlikte taşıyacak. Eşlerden her biri, kendi borçlarından dolayı üçüncü kişilere karşı bütün mal varlığıyla sorumlu olacak.
Evlik dışı çocuklara da evlilik içi çocuklar gibi eşit haklar getiriliyor. Buna göre, evlilik dışı çocuklar da evlilik içi çocuklar gibi mirasta eşit hakka sahip olacaklar. Evlatlıkla evlenmek, kesin olarak yasaklanıyor. Daha önce evlatlıkla evlenmek yasak olmasına rağmen, evlenme gerçekleşmişse buna izin veriliyordu.
BOŞANMA DAVASINA GİZLİ OTURUM
"Onur kırıcı davranışlar" da boşanma nedenleri arasında yer alacak. Boşanma nedenlerinden "terk"te süre 3 aydan 6 aya çıkarılıyor. Buna göre, halen 3 ay sonunda ihtar çekme zorunluluğu kaldırılarak, 6 ay sonunda uyarıya gerek kalmaksızın boşanma davası açma imkanı getiriliyor.
Boşanma davalarında, taraflardan birinin isteği doğrultusunda hakim davanın gizli olarak sürmesi kararını verebilecek. Boşanma durumunda eşler aile konutu ve ev eşyasını kimin kullanacağı konusunda anlaşamazlarsa, hakim, eş ve çocukların geleceğini göz önüne alarak adil bir karar verecek.
Miras hukukunda saklı oranlar azaltılarak, miras bırakanın mallarındaki tasarruf özgürlüğü genişletiliyor. Sağ kalan eşin miras payı da yükseltiliyor. Eşlerden birinin ölümünde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa, sağ kalan eşin korunması için bunlar üzerinde miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkının tanınmasını isteyebilecek. Böylece eşler, bu haklarını ölünceye kadar kullanabilecek.
ERKEK DE NAFAKA ALABİLECEK
Yoksunluk nafakasını sadece kadın isteyemeyecek; kadın ve erkekler, refah düzeyi iyiyse her ikisi de nafaka isteme talebinde bulunabilecek. Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında, nafaka alacaklısının yerleşim yer mahkemesi yetkili olacak. Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları, boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden 1 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacak.
ÇOCUĞU OLAN DA EVLAT EDİNEBİLECEK
Evlat edinme kolaylaştırılıyor. Evlat edinmede çocuksuz olma veya altsoyun olmaması şartı aranmayacak. Evlat edinme yaşı 35'ten 30'a indirilirken, çocuğu olan da diğer şartlar uygunsa evlat edinebilecek.
Evlat edinmede 2 yıllık deneme süresi öngörülüyor. Böylece bir küçüğü evlat edinmek isteyen kişinin 2 yıl süreyle ona bakıp eğitmesi şartı aranarak gelişigüzel evlat edinme önlenecek ve küçükler korunacak.
Daha önce erkeğe tanınan vesayet hakkı, kadına da tanınıyor. ancak vesayet süresi, 4 yıldan 2 yıla indiriliyor.
MAL REJİMİ
Yeni düzenlemede "edinilmiş mallara katılma rejimi", yasal mal rejimi olarak kabul ediyor.
Evlilik birliğinin boşanma, ölüm veya diğer sebeplerle sona ermesi halinde "edinilmiş mallara katılma", yasal mal rejimi olarak kabul edilmesine karşın, eşler istedikleri takdirde "mal ayrılığı", "paylaşmalı mal ayrılığı" ve "mal ortaklığı" rejimlerinden birini mal rejimi sözleşmesi yaparak seçebilecekler.
MAL REJİMİ TERCİHİ
Edinilmiş mallara katılmada iki tür mal esas alındı. Buna göre, "kişisel eşya, mal rejimi kurulmadan önce kazanılan mallar, miras olarak kazanılan mallar, manevi tazminat alacakları, kişisel malların yerine geçen mallar" kişisel mallar olarak sıralandı.
Edinilmiş mallar, "çalışma ile elde edilen kazanç, sosyal güvenlik, sosyal yardım ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulmuş sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler, çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar, kişisel malların gelirleri ve edinilmiş mallar yerine geçen değerler" olarak tanımlandı. Mal rejimi sözleşmesi, noterde düzenleme veya onaylama şeklinde yapılacak. Ancak, taraflar evlenme başvurusu sırasında hangi mal rejimini seçeceklerini yazılı olarak bildirebilecekler.
ARTIK DEĞER HESABI
Her eş veya mirasçıları, diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olacak; Alacaklar takas edilebilecek.
Zina veya cana kast nedeniyle boşanma halinde hakim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilecek.
Mal rejiminin sona ermesinden önceki 1 yıl içinde diğer eşin rızası olmadan olağan hediyeler dışında yapılan karşılıksız kazandırmaların bu eşin payını azaltmak kastıyla yapıldığı varsayılacak. Bu tür kazandırmalara ilişkin uyuşmazlıklarda mahkeme kararı, davanın kendisine ihbar edilmiş olması koşuluyla, kazandırmadan yararlanan üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilecek.
KORUMA AMAÇLI ALIKONULMA
Koruma amacıyla özgürlüğün kısıtlanması, ilk kez Medeni Kanun içinde düzenlendi.
Buna göre, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, alkol ve uyuşturucu madde bağımlığı, ağır tehlike arzeden bulaşıcı hastalık veya serserilik sebeplerinden biriyle toplum içinde tehlike oluşturan her ergin kişi, kişisel korunmasının başka şekilde sağlanmaması halinde, tedavi, eğitim veya ıslahı için elverişli bir kuruma yerleştirilip, alıkonulabilecek.
Görevlerini yaparken bu sebeplerden birinin varlığını öğrenen kamu görevlileri, durumu yetkili vesayet makamına bildirmek zorunda kalacak. Yerleştirme veya alıkoymaya karar verme yetkisi, ilgilinin yerleşim yeri veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde bulunduğu yer vesayet makamına ait olacak.
VASİLİKTEN KAÇINMA NEDENLERİ
Haklı sebepler engel olmadıkça, vesayet makamı, vesayet altına alınacak kişinin öncelikle eşini veya yakın hısımlardan birini, vasilik koşullarına sahip olmaları kaydıyla bu göreve atayacak. Bu atamada yerleşim yerlerinin yakınlığı ve kişisel ilişkiler göz önünde tutulacak. Bedensel özürleri veya sürekli hastalıkları olanlar, 60 yaşını doldurmuş olanlar, dörtten çok çocuğun velisi olanlar, üzerinde vasilik görevi olanlar ile Cumhurbaşkanı, TBMM ve Bakanlar Kurulu üyeleri ile hakimlik ve savcılık mesleği mensupları vasiliği kabul etmeyebilecekler.
Kısıtlılar, kamu hizmetinden yasaklılar veya haysiyetsiz hayat sürenler, menfaati kendisine vasi atanacak kişinin menfaati ile önemli ölçüde çatışanlar veya onunla aralarında düşmanlık bulunanlar vasilik yapamayacaklar.
YASAL MİRASÇILAR
Yasal mirasçılar yeniden belirlendi. Miras bırakanın birinci derece mirasçıları, o kişinin altsoyu olarak kabul edildi. Miras bırakandan önce ölmüş olan büyükanne ve büyükbabaların miras payları miras bırakanın amca, dayı, hala veya teyzesine geçecek. Bunlar ölmüş ise onların çocuklarına geçemeyecek.
Mirascı, miras bırakana veya miras bırakanın yakınlarından birine karşı ağır suç işleyenler veya aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmeyenleri mirasçılıktan çıkartabilecek. Evlat edinilmiş çocuklar ile evlilik dışı doğmuş çocuklar da evlilik içi hısımlar gibi mirasçı olacaklar.
"HAYIRSIZ EVLATLARA" ÖNLEM
Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilecek. Haklı sebeplerin varlığı halinde, sağ kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına da karar verilebilecek.
Miras bırakanın bir meslek veya sanat icra ettiği ve altsoyundan birinin aynı meslek ve sanatı icra etmesi için gerekli olan bölümlerde, sağ kalan eş bu hakları kullanamayacak.
TEREKENİN YÖNETİMİ
Terekeyi resmen yöneten sulh hakimi veya onun yönetimle görevlendirdiği kimse, resmen yönetme sebeplerinin ortadan kalkmasına ya da paylaştırmaya kadar terekeyi hak sahiplerinin kaybına meydan vermeyecek biçimde iyi bir yönetici gibi özenle yönetmekle yükümlü olacak.
Sulh hakimi, henüz yapılmamışsa terekenin yazımı, gereken koruma önlemlerinin alınması, mirasçıların menfaatlerine gerekli olduğu taktirde tereke mallarının vaziyetteki kurallara göre satılması, mirasbırakanın alacaklarının tahsili ve borçların ödenmesi, terekeye ait paraların faiz getirmek üzere bankaya yatırılması veya devlet tahvili alınması ve yatırım güvencesi bulunmayan yatırımların güvenceli yatırımlara dönüştürülmesinden de sorumlu olacak. Mirası ret hakkının düşmesinde, zamanaşımı veya hak düşürme sürelerinin dolmasına engel olmak için dava açılması ve cebri icra takibi yapılması, ret hakkını ortadan kaldırmayacak. En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilecek. Tasfiye sonrasında arta kalan miras, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilecek.
Altsoyun tamamının mirası reddetmesi halinde, bunların payı da sağ kalan eşe geçecek. Miras sebebiyle istihkak davalarında, iyiniyetli olmayanlara karşı zamanaşımı 20 yıl olarak belirlendi.
TARIMSAL İŞLETMELERİN BÖLÜNMESİNE ENGEL
Terekede bulunan, ekonomik bütünlüğe ve yeterli tarımsal varlığa sahip bir tarımsal işletme, işletmeye ehil mirasçılardan birinin istemde bulunması halinde bu mirasçıya gelir değeri üzerinden bölünmeksizin özgülenecek (tahsis edilecek). Bir işletme, değerinde azalma olmaksızın birden çok yeterli tarımsal varlığa sahip işletmeye bölünebilecek nitelikte ise sulh hakimi bunları istemde bulunan ve işletmeye ehil olan birden çok mirasçıya ayrı ayrı özgüleyebilecek.
İşletmenin yeterli tarımsal varlığa sahip olup olmadığı, tarım bölgeleriyle tarım türlerinin özellikleri gözönünde tutularak ilgili bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle belirlenecek.
Mirasçılar arasında ergin olmayan, ayırt etme gücüne sahip altsoy varsa; paylaşma, bunlar ergin oluncaya kadar ertelenebilecek veya mirasçılar arasında özgülemeye karar verebilecek tarihe kadar aile malları ortaklığı kurulabilecek. Mirasçılardan hiçbiri tarımsal işletmenin bir bütün olarak kendisine özgülenmesini istemez veya özgülenme istemi reddedilirse, mirasçılardan her biri işletmenin bir bütün olarak satılmasını isteyebilecek.
İŞGAL YOLUYLA MÜLKİYET
Tapu kütüğüne kayıtlı bir taşınmazın mülkiyeti, ancak mülkiyet kaydının malikinin istemiyle terkedilmesi halinde işgal yoluyla kazanılabilecek.
Taşınmaz malikin taşınmazını işletme veya iyileştirme ya da taşınmazı üzerinde yapı yapma amacıyla komşu taşınmaza geçici olarak girme hakkı ile tarla yolu, hayvan sulama yolu, kış geçidi, sapan yolu, tomruk kaydırma yolu ve oluğu ile bunlara benzer diğer geçitler özel kanun hükümlerine tabi olacak. Özel kanun hükmünün bulunmadığı durumlarda yerel adetler uygulanacak. Özel mülkiyete tabi arazide bulunan kaynak, kuyu veya derelerden komşuların ve diğer kişilerin su içme, su alma veya hayvan sulama ya da benzer yollarla yararlanmaları da özel kanun hükümlerine tabi olacak. Özel kanunun hükmü yoksa, yerel adetler uygulanacak. Kaybedilmiş bir şeyi bulan kimse malın sahibine, aksi halde kolluk kuvvetlerine, köylerde muhtarlara bildirmek veya araştırma yapmak ve gerektiğinde ilan etmek zorunda olacak.
HEYELANLARLA SINIR DEĞİŞMEYECEK
Türkiye'de zaman zaman yaşanan heyelanlar, Medeni Kanun kapsamına girdi. Buna göre, arazi kayması, sınır değişikliğini gerektirmeyecek. Ancak bu ilke, yetkili makamlarca heyelan bölgesi olduğu belirlenen yörelerde uygulanmayacak. Taşınmazın heyelan bölgesinde bulunduğu, tapu kütüğüne de kaydedilecek. Sınır, arazi kayması nedeniyle gerçeği yansıtmıyorsa, ilgili taşınmaz maliki sınırın yeniden belirlenmesini isteyebilecek.
İRTİFAK HAKLARI VE TAŞINMAZ YÜKÜ
Taşınmazın tapuya tescilinde, taşınmazın değeri olarak Türk parası ya da yabancı para ile belirlenmiş bir miktar gösterilecek. Dönemsel edimlerde sicilde gösterilecek miktar, aksi kararlaştırılmış değilse yıllık edimlerin yirmi katı olacak. Aksine bir hüküm yoksa, taşınmaz yükünün kazanılmasında ve tescilinde taşınmaz mülkiyetine ilişkin hükümler uygulanacak.
TAŞINMAZ REHNİ
Taşınmaz rehni, miktarı Türk parası ile gösterilen belli bir alacak için kurulabilecek. Alacağın miktarının belli olmaması halinde, alacaklının bütün istemlerini karşılayacak şekilde taşınmazın güvence altına alacağı üst sınır taraflarca belirtilecek.
Yabancı para üzerinden taşınmaz rehni, vadesi iki yıl ve daha fazla olan dış kaynaklı krediler için kurulabilecek. Bu halde her derecenin ifade ettiği miktar,rehin konusu alacağın tespit edildiği para türü üzerinden gösterilecek. Ancak aynı derecede birden fazla para türü kullanılarak rehin kurulamayacak.
Yabancı para üzerinden kurulan rehne ait bir derecenin boşalması halinde, yerine tescil edileceği tarihteki karşılığı Türk parası veya yabancı para üzerinden rehin kurulabilecek. Türk parası ile kurulmuş bir rehne ait derecenin boşalması halinde ise yerine tescil edileceği tarihteki karşılığı yabancı para üzerinden rehin kurulabilecek.
YABANCI PARA ÜZERİNDEN REHİN
Yabancı veya Türk parası karşılıklarının hesabında hesap günündeki Merkez Bankası döviz alış kuru esas alınacak. Rehin haklarının hangi yabancı paralar üzerinden kurulabileceği Bakanlar Kurulunca belirlenecek. Kabul edilen bir önergeye göre, yurt içinde veya dışında faaliyette bulunan kredi kuruluşlarının yabancı para üzerinden veya yabancı para ölçüsüyle verdikleri kredilerin güvence altına alınması için yabancı para üzerinden taşınmaz rehni kurulabilecek.
Tasarıda, yabancı para üzerinden taşınmaz rehnin vadesi 5 yıl ve daha fazla olan dış kaynaklı krediler kurulabileceği hükmediliyordu. Önerge, bu hükmü değiştirdi.
İRTİFAK HAKKI
İrtifak hakkının kurulması için tapu kütüğüne tescil şart olacak. İrtifak hakkının kazanılmasında ve tescilinde aksi öngörülmüş olmadıkça taşınmaz mülkiyetine ilişkin hükümler uygulanacak. İrtifak hakkının zaman aşımı yoluyla kazanılması, ancak mülkiyeti bu yolla elde edilebilecek taşınmazlarda mümkün olacak.
Malik kendisine ait iki taşınmazdan biri üzerinde diğerinin lehine irtifak hakkı kurabilecek.
Tarla yolu, yaya veya araba geçidi gibi geçit hakları ile hayvan otlatma, hayvan sulama, tarlalara veya arklara su alma hakları ve benzeri hakların kapsamını belirlemede taraflar arasındaki anlaşma veya özel kanun hükümleri yoksa yerel adet uygulanacak.