Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) yeni dönem başladı.
Meclis’teki açılışa milletvekilleri ve siyasi parti temsilcileri katıldı. Açılışta sırayla TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan konuştu.
Meclis açılışında ilk defa Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları katıldı ve bakanların arkasındaki sıraya oturdu.
Rahatsızlığı nedeniyle tedavisi devam eden CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın da yasama yılının başında yemin etmek istedi, ancak doktorları izin vermedi.
Yıldırım: Kadın oranı %25 arttı
Yıldırım’ın konuşmasının satır başları şöyle:
*TBMM, her zaman çare kapısı olmuştur.
*Milli meselelerde ihtilafa düşemeyiz, tek yumruk olalım. FETÖ'cü hainler 15 Temmuz gecesi ağır silahlarla harekete geçtiler. Gazi Meclis o gece dimdik ayakta durdu. Kur saldırısında Meclis dik durdu. Aziz milletimiz hep payidar olacak.
*TBMM, istiklalini temin etmek için çalışmalarına başladığından beri çok dinamik bir yöntem belirlemiştir. Türkiye yeni bir sisteme geçmiştir. Yeni sistemin ilk Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Yeni sistemin ilk milletvekilleri de bizler olarak TBMM'de sistemin ruhuna uygun olarak yasama, denetim odaklı çalışmalarımızı yürüteceğiz. Zor bir coğrafyada yaşıyoruz.
*Bu yasama Meclisinde milletvekili sayımız 600 olmuştur. 4 arkadaşımızın icrada görev almasıyla bu sayı 596'ya inmiş, 104 kadın milletvekili görev almıştır. 27. dönem yasama döneminde kadın milletvekillerimizin oranı yüzde 25 artmıştır."
TIKLAYIN - 497 Erkek - 103 Kadın Vekil Meclis'te
Erdoğan: Hedefimiz Sincar'ı temizlemek
Yıldırım’ın ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, başta ekonomi olmak üzere ABD ve Suriye’ye kadar dış ilişkilere değinen bir konuşma yaptı.
Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şu şekilde:
* Darbe yapmaya teşebbüs ettiler. Sınırlarımız içinde terör koridoru oluşturmaya kalktılar. Ardı ardına yaptığımız harekatlarla bu planı da paramparça ettik. Gece yarısı operasyonuyla ekonomimizi çökertmeye çalıştılar.
* Türkiye, 16 Nisan'da tarihi bir halkoylamasına, 24 Haziran'da da tarihi bir seçime şahit oldu. 16 Nisan, yönetim sistemimizi değiştirdiğimiz büyük reformun adıdır. Bu çapta dönüşümü pek çok ülke ve halk ancak çok büyük çalkantılar yaşayarak tamamlayabilmiştir. Bizse Türkiye olarak demokrasinin kuralları içinde bu önemli değişimi gerçekleştirmeyi başardık.
* Önce tek partili, ardından çok partili rejimleri denedik. Ne yaparsak yapalım, darbelere, krizlere engel olamadık. Bu arayışlar son dönemde de sürmüştür. 2007 yılında yaşanan Cumhurbaşkanlığı seçimi krizi, yeni bir reformu kaçınılmaz hale getirdi.
* Türkiye'nin tökezlemesine sebep olan tuzaklar bu defa işe yaramadı. Tüm engelleri aşarak bugünlere geldik. Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak için yapılan her hamle, daha büyük atılımlarla çareyi milletimizde demokrasimizde aradık. Fitneye fırsat vermedik. Terör örgütlerini kullanarak diz çöktürmeye çalıştılar, eyvallah etmedik. PKK, DEAŞ, FETÖ... Hepsinin başını ezdik.
* Son yıllarda haksız ithamlarla üzerimize gelmesi sebebiyle AB ile ve bazı Avrupa devletleriyle gerilimler yaşadık. Ülkemize uygulanan çifte standartlar karşısında elbette sessiz kalamazdık. Kimi Avrupa ülkelerinin Türkiye karşıtlığını iç politika malzemesine dönüştürmesi sıkıntıların yaygınlaşmasına neden oldu. Bu sıkıntılı süreci yavaş yavaş geride bırakıyoruz.
* Yürütmenin tek muhatabı Cumhurbaşkanıdır. Milli iradenin önünde engel oluşturan sistem içindeki tüm vesayet mekanizmaları artık ortadan kalkmıştır. Milletimiz gerektiğinde kimden hesap soracağını bilmektedir.
* Darbe girişiminde bulunan terör örgütünün elebaşı ve mensubu ABD'de korunmaktadır. Suriye'de bölücü terör örgütü ile iş birliğine giden ABD bu tavrını ekonomik alana da taşımıştır. Halkbank davası... Hukuksuzluk örneği. Terör örgütüyle karanlık ilişkileri olan bir rahibi bahane ederek yaptırıma kalkan bu anlayışla diplomasinin ve hukukun içinde mücadele etmekte kararlıyız. Türkiye'yi demokratik bir hukuk devleti gibi değil de bir kabile topluluğu gibi gören bu zihniyete karşı ülkemizin hakkını, hukukunu korumak bizim en başta gelen görevimizdir. Amerika yönetiminin eninde sonunda ülkemize yönelik yanlış bakış açısını düzelteceğine inanıyorum. İnşallah en kısa sürede aramızdaki meseleleri çözüp Amerika ile yeniden siyasi ve ekonomik alanlarda stratejik ortaklık ruhuna uygun ilişkiler geliştirmeyi ümit ediyoruz.
* ABD güvenilirliğini iyice yitirmiştir. Bizim yaşadıklarımızdan sonra dünyadaki hiçbir ülkenin Amerika ile ilişkilerine güvenle bakması artık mümkün değildir. Türkiye ekonomisi saldırılarla yıkılmayacak kadar güçlüdür. Kurdaki yükselişin yol açtığı belirsizlik yavaş yavaş ortadan kalkıyor. Bütçe disiplininde asla taviz vermiyoruz. Adımları birer birer atıyoruz.
* PKK'nın Irak'ta faaliyet gösterdiği yerlerin önemli bir bölümünü kontrol altına aldık. Hedefimiz yeni Kandil olma yolunda ilerleyen Sincar'ı bölücü terör örgütünden tamamen temizlemektir. Irak'ın mezhepçilik hastalığından bir an önce kurtularak, kendi halkı ve tüm bölge için güvenli, huzurlu, istikrarlı ve müreffeh bir ülke haline gelmesini istiyoruz. Suriye'deki durum maalesef çok daha acı, çok daha vahimdir. (EK/ÇT)