* Fotoğraflar: Tuğba Gürsoy'un arşivi.
Tuğba Gürsoy, 1983 Ankara doğumlu avukat. Ankara Barosu Hayvan Hakları Merkezi Başkanı.
Mamak Belediyesi, Gölbaşı Belediyesi, Konya Büyükşehir Belediyesi dosyaları; şikâyetçi sıfatıyla taraf olduğu davalardan bazıları.
Ancak Gürsoy sadece hayvan haklarıyla ilgili değil; kadın, LGBTİ+, çocuk, mülteci ve çevre haklarıyla ilgili de çalışmalar yürütüyor.
Şimdi ise Türkiye İşçi Partisi (TİP) Ankara 3. bölge milletvekili adayı.
Hikâyesini ve adaylık sürecini Tuğba Gürsoy'dan dinliyoruz.
Sizi biraz tanıyabilir miyiz? Kimdir Tuğba Gürsoy?
1983, Ankara doğumluyum. Kırıkkale Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldum. 2008 yılından beri de Ankara Barosu mensubu bir avukat olarak çalışmalarımı yürütüyorum.
Bekârım, altı kedimle birlikte yaşıyoruz. 2007'de vefat eden babam emekli devlet memuruydu, annem de zihinsel engelli eğitmeni olarak yaklaşık 10 yıl boyunca çalıştı. Bir ağabeyim ve bir de yeğenim var.
Sadece avukat değilim tabii. Küçük yaşlardan beri sanata da ilgim var. 2008 yılından beri pek çok müzik grubu ile sahne aldım, müzikal tiyatrolarda bas gitar çaldım. Hâlâ Retro Queen isimli beş kadından oluşan müzik grubumuzla sahne çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Bir avukat olarak ağırlıkla hangi alanlarda çalışıyorsunuz?
Çocuk, mülteci, kadın ve hayvan hakları alanında özel eğitimler aldım. Çevre ve hayvan hakları alanındaki çalışmalarımı kurumsal bir çatı altında toplama ve daha da ileriye taşıma gayesiyle 2023 yılı Ocak ayı itibariyle Doğa ve Hayvan Hakları Derneği'nin kurucular kurulunda yer aldım ve hâlâ bu derneğin Başkan Yardımcısı olarak çalışıyorum.
2016 yılından beri ise kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla kurulmuş olan Ankara Barosu Gelincik Merkezi'nde rehber avukat olarak gönüllü çalışıyorum. Şiddet mağduru ya da şiddet tehdidi altındaki kadın, çocuk ve LGBTİ+'lara hukuki destek veriyorum.
"Hayvanat bahçeleri"
Hayvan hakları alanındaki çalışmalarınızdan biraz bahsedebilir misiniz?
2018 yılından beri görevli olduğum Ankara Barosu Hayvan Hakları Merkezi'nde, 2022 yılı Ekim ayı itibariyle Hayvan Hakları Merkezi Başkanı olarak atandım. Bu çatı altında veya bireysel olarak, hayvan hakları ihlallerine ilişkin soruşturma ve davaların takibi, belediye bakım evlerinin ziyaret edilmesi ve ihlalelerin raporlanması, gerekli durumlarda adli ve idari işlem başlatılması gibi çalışmaların yanı sıra; çeşitli kurum ve kuruluşlarla hayvan haklarının tesisi, çözüm önerileri ve iş birliği gibi konularda görüşmeler yapıyorum.
Bizzat ya da baro tüzel kişiliği tarafından açılmasına öncülük ettiğim derdest soruşturma dosyaları var. Bunlardan bazıları şikâyetçi sıfatıyla tarafı olduğum Mamak Belediyesi, Gölbaşı Belediyesi, Konya Büyükşehir Belediyesi dosyaları.
Sadece sokakta yaşayan hayvanlara yönelik ihlalleri değil; avcılık, "hayvanat bahçeleri", tematik havuzlar gibi yaşam hakkı ihlali olan başka alanlarda da çalışmalar yürütüyorum.
Ve en çok insan, çevre ve hayvan haklarının birbirinden ayrılmaz bir bütün olduğunun bilincine herkesin varması için çabalıyorum diyebilirim. Bence bu mücadelelerin ayrılmaz bir bütün olduğunu 6 Şubat depremlerinde de gördük.
Siz hatırladığımız kadarıyla depremlerden sonra da aktif olarak çalıştınız, değil mi?
Depremlerden sonra elimden geleni yapmaya çalıştım diyeyim. Yıkım kararı verilen ancak içinde canlı bulunan yapılar için Emniyet ve AFAD Müdürlüğü ile görüşmeler yaparak, canlıların tahliyesine kadar yıkımların durdurmaya çalıştım.
Bu sayede canlıların tahliyesinden sonra yıkımlar yapıldı. İçinde canlı olduğu halde yıkılan yapılar hakkında da tutanak tutarak, yetkililer hakkında soruşturma başlatılmasını sağladım.
TİP'in Politika ve Tutum Belgesi
Peki neden Türkiye İşçi Partisi?
Adaylık teklifi Türkiye İşçi Partisi'nden geldi bana. Başka partiden gelse kabul etmeme ihtimalim yüksekti tabii. Sonuç itibari ile bu teklifi kabul ettiğiniz andan itibaren bir siyasi partinin parçası haline geliyorsunuz. Dolayısıyla o partinin vizyonu benim için hayli önemli.
Benim tahayyülümde ayrımların olmadığı, her canlıya adil hakların verildiği bir dünya var.
TİP özelinde şu muhteşem bir şey bence: Diğer partiler milletvekili adaylığı başvurusu için para alırken, Türkiye İşçi Partisi bizden deprem bölgesiyle dayanışmamız için yardım malzemesi bağışında bulunmamızı rica etti. Bu, benim için çok kıymetli bir tutumdu.
Yine aynı şekilde TİP'in Politika ve Tutum Belgesi'nde yer alan hayvan hakları başlıkları benim için çok kıymetli. Belgede "sahipli" ve "sahipsiz" hayvan ayrımının ortadan kaldırılacağı, hayvanlara kötü muamele ve işkenceye caydırıcı cezalar getirilmesi taahhüdü var. Ben de yine "hayvanat bahçeleri" adı verilen hayvan hapishanelerinin kapatılması için çalışacağım. Hayvanların tutsak edilmemesi, bu hapishanelerin kapatılması için elimden geleni yapacağım.
Meclis'te de önceliğiniz bu sorunlar mı olacak?
Dediğim gibi sadece hayvan hakları konusunda değil, tüm canlıların hakları için çalışacağım. Örneğin, LGBTİ+ Hakları Sözleşmesi'ni imzalamam konusunda arkadaşlar beni de ziyaret etti. Ve evet onların hakları için de çalışacağım. İnsan ve hayvan ayrımı gözetmeksizin bütün türlerin hakkı için çalışacağım. Diğer partiler gibi bir makam veya iş sahibi olmaya dair bir gündemimiz yok bizim. Ki halihazırda bir işim, kurulu bir düzenim var zaten.
Örneğin müzisyenlerin haklarıyla ilgili de bir şeyler yapmak istiyorum Meclis'te. Üniversite öğrencilerinin vegan yemek mücadelesi için de. Genel olarak ülkemiz daha iyi, daha güzel bir yer haline gelsin diye uğraşmak istiyorum aslında. Tüm derdim bu.
(TY)