Türkiye Büyük Millet Meclisi, “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” dolayısıyla özel gündemle toplandı.
Meclisteki 15 Temmuz Özel Oturumu, Meclis Başkanı İsmail Kahraman'ın konuşmasıyla başladı. Törene Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan ve AKP Grup Başkanı Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de katıldı.
İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından İsmail Kahraman, açılış konuşmasını yapmaya başladı. Ardından Başbakan Yıldırım, CHP lideri Kılıçdaroğlu, HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım ve MHP lideri Devlet Bahçeli de partileri adına konuşma yaptı.
Meclis Başkanı Kahraman, HDP'li Yıldırım'ın konuşmasından sonra söz alarak "Türkiye’de tutsak yok, esir yok, hukuk devleti var. Bu noktada buna benzer sözler milli birlik ve bütünlüğü zedeleyen sözlerdir. Türkiye anarşizme müsaade etmeyecek bir ülkedir" dedi. Yıldırım ise cevabında ifade özgürlüğüne dikkat çekti, hukuk devletine yakışanın bu müdahale yerine Meclis Başkanının tutuklu HDP eşbaşkanlarının durumuna değinmesi olduğunu söyledi.
Meclis Başkanı: Nene Hatunlar yalnız değil, Sütçü İmamlar da var
Meclis Başkanı Kahraman şöyle konuştu:
“Bugün Türkiye demokratik bir sistem ile yoluna devam etmektedir ve devam edecektir. 15 Temmuz bunu bir kez daha ortaya koymuştur. Türkiye, sosyal, laik, halk hakimiyetine dayalı bir hukuk devletidir.
“15 Temmuz günü millet olarak her kurum ve kuruluşu ile başarılı bir imtihan verdik. Meclisimiz de bir imtihan verdi. Alçak darbecilere karşı burada bulunarak Meclisimizi açık tutarak milletin sesinin ne kadar gür olduğunu gösterdik. Örnek bir olağanüstü toplantı yaptık. Gece 3 partinin hazırladığı bildiriyi Meclis'te 4 partinin imzası ile ortak olarak kamuoyuna açıkladık. Hanımefendi milletvekillerinin her birinin Nene Hatun olduklarını ifade etmek isterim. Nene Hatunlar yalnız değil, Sütçü İmamlar da var. Topyekün bütün Meclis, Sütçü İmam'dı, Nene Hatun'du.
"Meclis, ikinci kez Gazi unvanını aldı. Aziz milletimiz demokrasi nöbetlerine günlerce devam etti. Milletimiz bütünlük şuurunu dosta ve düşmana karşı sergiledi. Bunlar güzel kazanımlardır. Artık musibetlerle karşılaşmayacağız. Bir daha Türkiye darbelerle yüz yüze gelmeyecek."
Başbakan: 15 Temmuz iman dolu çılgın Türklerin tankları ezdiği gündür
Başbakan Binali Yıldırım ise şöyle konuştu:
Eğer burada bir araya gelebiliyorsak bunu 250 kahraman şehidimize, kahraman gazilerimize ve büyük Türk milletine borçluyuz. 15 Temmuz bu milletin, düşmanına kıyameti gösterdiği gündür. 15 Temmuz iman dolu çılgın Türklerin tankları ezdiği gündür. 15 Temmuz bir işgal hareketine karşı milletin çıplak eli ile silahları erittiği gündür. O gece Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı ile milyonlar, milletine, bayrağına sahip çıkmak üzere 2. kurtuluş mücadelesini başlattı.
“Türk ordusu bugün 15 Temmuz öncesine göre çok daha güçlüdür. Türk ordusu aziz milletin ordusudur. Türkiye her inançtan, her kültürden oluşan bir millettir. FETÖ'nün ağzıyla konuşanlar, 15 Temmuz ruhunu hissedemeyenler, Yenikapı ruhuna layık olamayanlar, onlar ancak kontrollü ruhlarla bir arada olabilir."
CHP'li Kılıçdaroğlu: Darbenin siyasi ayağınının ortaya çıkarılması engelleniyor
Kılıçdaroğlu konuşmasında 15 Temmuz darbe girişiminin araştırılması için kurulan komisyonu eleştirdi.
“16 Temmuz 2016 günü toplanan TBMM Genel Kurulu'nda da ifade ettim, darbe girişiminin bütün boyutları ile masaya yatırılması ve gerçeklerin gün yüzüne çıkarılması sağlanmalı. Bu çatı altında gösterilen kararlılık, araştırma komisyonunun çalışmalarına üzülerek ifade edeyim ki yansıtılmamıştır. Darbe girişiminin bütün ayrıntılarına vakıf, MİT Müsteşarı ve Genelkurmay Başkanı'nın milli irade temsilcilerine bilgi vermesi sağlanamadı. Bu iki değerli bürokratın komisyona gelerek, milli iradenin sorularına yanıt vermek yerine yazılı bilgi vermeyi tercih etmeleri kabul edilebilir değil. Hangi gerekçe ile komisyona gelmesi engellenmiştir.
“Hesaplaşmak hukuk dışına çıkmış, adalet yok edilmiştir. Darbe araştırma komisyonu, soruşturmayı savuşturma çabasına girmiştir. Bu gazi Meclis devre dışı bırakılmış yetkileri elinden alınmıştır. Darbenin siyasi ayağını ortaya çıkarmaya dönük çabaların önü bilinçli olarak kapatılmaktadır. Darbecileri devletin en hassas yerlerine yerleştirenlerin hesap vermesi sağlanmadan, hesap sorulamaz.”
Mİt raporunda, darbe girişimine yönelik net bir istihbarata ulaşılamadığının yazıldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, “012'den itibaren Adil Öksüz'ün Hava Kuvvetleri imamı olduğu bilinmektedir. Darbe toplantılarının büyük bir kısmı TSK dışında, yani özel evlerde yapılmıştır. Adil Öksüz, 2 telefon ve 1 GPS cihazı ile serbest bırakılmıştır. Haydi diyelim serbest bırakıldı, MİT, Adil Öksüz'ü neden izlememiştir” dedi.
Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz’u soruşturan savcıların görevden alınmasına da değindi:
“Bu savcılar kimin bilgisine başvurmak istediler de görevlerinden alındılar. Bu bilgiyi sayın Cumhurbaşkanı da dahil hepsine soruyorum. FETÖ ana iddianamesini yazan savcılar neden görevden alındılar.”
HDP'li Yıldırım: Darbe lütuf olarak görüldü, OHAL ilan edildi
HDP Grup Başkan Vekili ve Muş milletvekili Ahmet Yıldırım, konuşmasına tutuklu bulunan HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ı, tutuklu belediye başkanları, parti yöneticilerini, tutuklu gazetecileri, açlık grevine devam eden Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’yı ve OHAL kapsamında mağdur edilen herkesi selamlayarak başladı.
Yıldırım, Türkiye tarihinin darbelerle dolu olduğunu söylerken “Az biraz hukukun üstünlüğü ve demokratik standartlar iddiasına sahip hiçbir ülkede görülemeyecek kadar yaygın bu darbeler silsilesi; ülkenin kuruluş temelleri, yönetim anlayışı, sosyolojik katmanlarının devletle bağ kurma sıkıntılarından ayrı ele alınamaz” diye konuştu.
“15 Temmuz darbe girişimi öncesinde, Çözüm Sürecinin bitirilmesi ile başlatılan çatışmaların ve siyasi iktidarın girdiği milliyetçi muhafazakâr ittifakların ülkeye hayır getirmeyeceğini defalarca söyledik. Böylesi bir atmosferin ülkeyi darbe mekaniğinin içerisinde tutacağını; ekonomik, sosyal, siyasi, diplomatik krizlerin içinde debeleyeceğini ısrarla belirttik.
“16 Temmuz’da tüm partiler tarafından imzalanan ortak deklarasyonda demokratik siyaset ve güçlendirilmiş parlamenter demokrasi vurgusu yapılmıştı. O gün Türkiye’de darbe karşıtlığına, siyasi partilerin farklı görüşlerine saygı gösterilmek kaydını düşen siyaset kurumu damgasını vurmuştu.
“16 Temmuz 2016 tarihinde partimiz bu kürsüden darbenin sadece askeri yollarla olmayabileceğini ifade etmişti. Ancak hemen akabinde darbe lütuf olarak görülmüş ve OHAL ilan edilmiştir.
“Tekrar belirtmek gerekir ki; darbeler sadece askeri apoletler ile gerçekleştirilmez. Dünya tarihinde, demokratik işleyişe yönelik kravatlı ve takım elbiseli darbelerin sayısız örneği vardır. Ne yazık ki, Türkiye’nin son bir yılı da buna örneklerden biridir.
“15 Temmuz’da darbe başarılı olsaydı yaşanacakları 80 darbesinden herkes biliyor. Darbe girişimi başarılı olmamasına rağmen bugün yaşanan zulümler ve hukuksuzluklar onlardan daha mı az, yoksa o gün olacakları katlayan bir gerçekliğe mi sahiptir?
“Bugünlerde yargı adı altında yaşananlar, Hukuk tarihine düşen kara leke, ileride hukuk fakültesi derslerinde okutulacak kötü uygulamaların en veciz örnekleri olacaktır. Ülke Öyle baskıcı uygulamalara maruz kaldı ki, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubatçılara bu kadarı nasıl da aklımıza gelmemişti dedirtip, kıskandıracak uygulamalar ile karşı karşıyayız."
Meclis Başkanı'ndan Yldırım'a: Anarşizme müsaade edemeyiz
Meclis Başkanı Kahraman, HDP’li Yıldırım’ın konuşmasının ardından söz alarak “Sayın Yıldırım Türkiye’de tutsak yok, esir yok, hukuk devleti var. Bu noktada buna benzer sözler milli birlik ve bütünlüğü zedeleyen sözlerdir. Türkiye anarşizme müsaade etmeyecek bir ülkedir. Türkiye bundan sonra darbelerle karşılaşmayacaktır” dedi.
Yıldırım da “Sayın başkan, evrensel bir hak olarak düşünce ve ifade özgürlüğü tam da bu sebeple vardır. Hiç kimse siz veya sizin gibi düşünenlerle aynı şeyi ifade etmek zorunda değildir. Eğer bu ülkede hukuk düzeni üzerinden konuşulacaksa, hala mahkemeye çıkarılmamış bir siyasi parti lideri hakkında üç cümle etseniz çok daha saygın bir iş yapmış olurdunuz” diye cevap verdi.
Bahçeli: Öleceksek "adam" gibi ölelim
Yıldırım'ın konuşmasından sonra kürsüye gelen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise şu ifadeleri kullandı:
“Tarih sayfalarını karıştırdığımızda örneğine neredeyse hiç rastlanmayacak sahneler 15 Temmuz gecesi yaşanmıştır. Çanakkale'de yarım kalan zulmü hain FETÖ'cüler tamamlamak istemişlerdir. 15 Temmuz tarihi bir hesaplaşma, tarifsiz bir ihanettir. Bir yanda Türkiye diğer yanda yedi düvel vardır.
“İç barış ve huzur ortamını birlikte temin ve tamir etmezsek biliniz ki yeni saldırılar önümüzdedir. Bunu görmek, bunu artık bilmek lazımdır. Bugün batılı devletlerin acıklı ve aciz durumları, ikircikli tavırları tehditlerinin sönmediğini somut örneğidir.
“15 Temmuz'a mevzi bakmak yerine stratejik yaklaşmak milli namusun bizlere yüklediği görevdir. Bu görevden kaçamayız. Çünkü gidecek başka yerimiz, sığınacak başka yurdumuz yoktur. Adaletse yollarda değil milli vicdanın kendisinde bulacağız. Kumpas kuruyorlarmış, alayı birden üzerimize geliyorlarmış. Varsın olsun. Yeter ki safları sıklaştıralım, öleceksek de adam gibi ölelim. Son olarak ifade etmek isterim ki, TSK içerisindeki bir kısım darbeci hainle mehmetçiğe ayırt etmek gerekir. Şehitlerin hepsi bizim için eşittir. Mehmetler bizimdir, biz Mehmetiz." (ÇT)
* Fotoğraf: Erçin Top – Ankara / AA