Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu bünyesinde kurulan İş Yerinde Psikolojik Şiddet (Mobbing) ve Çözüm Önerileri Konulu Alt Komisyon, Türkiye'de mobbing ile ilgili ilk davayı kazanan Avukat Ayşe Altıparmak'ı ve Türkiye'deki ilk mobbing eğitim merkezi kurucusu Çağlar Çabuk'u dinledi.
Çabuk, komisyon üyelerine "mobbing" hakkında bilgi verdi; bir davranışın mobbing olarak algılanabilmesi için, süreklilik, kısıtlılık ve sistematiklik kriterlerini taşıması gerektiğini söyledi. En az haftada bir kez gerçekleşen ve en az altı ay süren davranışın "mobbing" sayılabileceğini anlatan Çabuk, mobbingin mağdurun fiziksel ve ruhsal bütünlüğüne zarar verebileceğinden de söz etti.
İnsanların "kişisel antipati, din, ırk, sosyal farklılıklar, kıskançlık veya ego tatmini" gibi nedenlerle mobbing uygulayabildiğini anlatan Çabuk, olumsuz davranışların şiddetinin zamanla artabildiğini, mobbinge maruz kalan kişinin davranışlarında da ciddi değişiklikler yaşanabildiğini belirtti.
Baskı hasta ediyor
Çabuk, mobbing yöntemlerini, "izolasyon, hakaret, iğneleme, aşağılama, kapasitesinin üzerinde iş yükleme, iş eksiltme, söylenti yayma, kınama, fiziksel şiddet, cinsel taciz" şeklinde sıraladı. Çabuk, mobbing mağdurlarında hastalık ortaya çıktığını, stres, kendilerini kimliksiz hissetme, özgüven eksikliği yaşadıklarını söyledi.
Çabuk, mobbinge 30-40 yaş aralığında, kadın ve erkek eşit oranda maruz kalındığını kaydetti. Çabuk, mobbingin sadece üst makamdan uygulanmadığını, eşitler arasında da yoğun şekilde olabildiğini belirttti.
En çok amirler yapıyor
Çabuk, 135 kişiyle 2008-2009 arasında yaptıkları araştırmaya göre, bu baskının çalışanlarda yüzde 85 oranında stres yarattığını, mobbingte en fazla yüzde 56 oranıyla küçümseme, eleştiri, iğnelemenin görüldüğünü, bu baskının yüzde 61 oranında amirlerden geldiğini açıkladı. Çabuk, bunu önlemek için işyerlerinde etik kurul oluşturulması, başvuru ve destek birimlerinin hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Çabuk, mobbingin genellikle mağdurun istifasıyla ya da hastalık semptomları göstermesiyle ve işten uzaklaşmasıyla sonuçlandığını ifade etti; mobbing mağdurlarının kanıtları ve tanıkları olmasının önemine dikkat çekti.
"Yöneticidir yapar anlayışı zamanla yok olacak"
Türkiye'de mobbing ile ilgili ilk davayı kazanan avukat Ayşe Altıparmak ise mobbing kavramının birçok ülke mevzuatında suç olarak tanımlandığına dikkat çekti; bazı ülkelerde işten çıkarmayı zorlaştırıcı önlemlerin ve kişi işten çıkarılsa bile bir yıllık maaşının ödenmesi gibi uygulamaların olduğunu hatırlattı.
Altıparmak, Ankara 8. İş Mahkemesinde açtıkları bir davanın sonunda manevi tazminat kazandıklarını ve işe iade kararı çıktığını belirtti; kararın ardından mobbingin yargıya içtihat olarak girdiğini söyledi.
Mobbingin ileride mevzuatta daha çok yer alacağını söyleyen Altıparmak, "Kocasıdır döver anlayışı nasıl yok olmaya başladıysa 'Yöneticidir yapar' anlayışı da zamanla yok olacak" dedi. (BB)