Millî Eğitim Bakanlığı, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili M. Sezgin Tanrıkulu'nun Adana, Aladağ’da 11’i çocuk 12 kişinin hayatını kaybettiği, yanan kız öğrenci yurduyla ilgili, başbakana yönelttiği soru önergesini cevapladı.
Cevapta, Aladağ Kız Öğrenci Yurdu’nun maarif müfettişlerince 26.10.2015, Aladağ Kaymakamlığı ve ilçe milli eğitim şube müdürü tarafından 17.12.2015 ve 26.05.2016 tarihlerinde iki kez denetiminin yapıldığı ve yangın için alınması gereken önlemlerin alındığı söylendi.
Adana’da 71 yurtta 2007 öğrencinin bulunduğu, öğrencilerin bu yurtlarda ortaöğretim öğrencilerinin özel yurtlar yönetmeliği doğrultusunda barındığı belirtildi.
“26.05.2016 tarihinde yapılan denetimde; yangın için alınması gereken önlemlerin alındığı, raporda binanın yangından korunmasına yönelik olarak her katta yangın tüplerinin bulunduğu, tüplerin periyodik bakımlarının yapıldığı, sivil savunma ekiplerinin güncellendiği, yangın merdiveninin bulunduğu, bina etrafının beton duvar ile çevrili olduğu ve kamera sisteminin bulunduğu, yangına sebep olan eksiklikler ile ilgili bir husussun bulunmadığı,
“Ancak yeterli sayıda hizmetli ve belletici olmadığı, aşçı görevlendirmesinin yapılması gerektiği, güvenlik güçleri ile işbirliği yapılması ve telefon ankesörünün bulunması gerektiğinin raporda belirtildiği ve görülen bu eksikliklerin tamamlanması için yurt müdürüne bildirildiği,
“İl genelinde 71 yurtta 2007 öğrencinin bulunduğu, öğrencilerin ortaöğretim öğrencilerinin özel yurtlar yönetmeliği doğrultusunda barındıklarının tespit edildiği,
“Ayrıca inceleme soruşturma başlatıldığı ve sorumlular hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu ve inceleme/soruşturmanın devam ettiği belirtilmektedir.”
MEB ile rapor çelişiyor
MEB Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Meral Danış Beştaş'ın soru önergesine de aynı cevabı verdi.
Danış Beştaş yaptığı açıklamada "kusurun idarecilerden ziyade öğrencilere yüklendiğini söyledi ve çelişkilere dikkat çekti.
"Oysa dosyada yer alan bilirkişi raporunda, 'Yurt çalışanı personel yangın eğitimi almış ve tatbikat yapmış olsalardı, duman ve sıcak havanın yüksekte olması nedeniyle öğrencileri bilinçli ve soğukkanlı davranarak, dizlerinin üzerinde emekleme şeklinde ağızlarına mendil, bez sararak yangın merdiveninden kaçabilme imkânları olabilirdi' ifadeleri yer almıştır.
"Yine Adli Tıp Kurumu’ndan gelen raporda özellikle ölüm olaylarının meydana geldiği üst katın teknik ve inşaat açısından uygun inşa edilmemesi ve yangın çıkış kapılarının mevzuata aykırı olması nedeniyle bina sahiplerinin; yangın söndürme tüplerinin bulundurulmaması, yangın tatbikatının yapılmaması dile getirilmiş; elektrik tesisatının mevzuata uygun hale getirilmemesi nedeniyle yurt yöneticilerinin; tüm bu kusurlara rağmen yurda kullanım izni veren ve yeterli denetim ile olumsuzlukları sonlandırmayan ilgili idarenin yetkililerinin kusurlu olduğu belirtilmiştir.
"Ancak konuya dair soru önergemize Milli Eğitim Bakanlığı'nın cevabı aksi nitelikte olmuştur."
Eksikler bilirkişi ön raporunda yer almıştı
Yurt yangını ile ilgili bilirkişi ön raporunda ise, yangın merdiveninin kapısının kolları olmadığından ve kapı açılamadığından buradan çıkıp kurtulan kimsenin olmadığı belirtilmişti.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) da yangın sonrası yaptığı açıklamada denetimsizliğe vurgu yapmıştı. “Bu facia bir kaza ya da kader değildir. Bu, denetimsizliğin yol açtığı, sorumlusunun da siyasi iktidar olduğu bir cinayettir.”
TIKLAYIN - ALADAĞ'DAKİ YURT YANGINI DAVASINDA 15 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ
Kaya resmi sorumluların korunduğunu söylemişti
TBMM Aladağ Yurt Yangınını Araştırma Komisyonu’ndan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Hüda Kaya 15 Mayıs'ta bianet'e komisyon olarak yaptıkları incelemeleri aktarırken “Pek çok dramatik olayda da olduğu gibi bu olayda da sorumluluğun ya ölenlere ya da yaşayan bir garibanın üstüne yüklenip resmi sorumluları işin içinden sıyırmaya yönelik gayretlerin olduğunu gözlemledim" demişti.
Adana Barosu Başkanı Veli Küçük de 5 Mayıs'ta Aladağ yurt yangınına ilişkin iddianamede, sanıklara iki yıldan 15 yıla kadar hapis istenmesinin "sanıkların ödüllendirilmesi anlamına geldiğini" ifade etmişti.
Eğitim Sen Adana Şube Başkanı Ahmet Karagöz 30 Kasım 2016'da, yangının ardından Aladağ'daki ortaöğretim yurdundaki yangında ölen çocukların yaşlarının o yurtta kalmaya uygun olmadığını, Aladağ'a gittiklerinde sağlıklı bilgi almalarının polis tarafından engellendiğini söylemişti.
Ne olmuştu?
TIKLAYIN - KERESTECİOĞLU: SORUMLU İKTİDARIN ÇOCUK POLİTİKASIDIR
29 Kasım 2016'da, Adana Aladağ'da Özel Aladağ Tahsil Çağındaki Talebelere Yardım Derneği Ortaöğretim Kız Öğrenci Yurdu'nda akşam saatlerinde yangın çıkmış, 11'i çocuk, biri yurt görevlisi 12 kişi hayatını kaybetmişti.
Pencereden atlayan ve dumandan etkilenen 22 öğrenci de hastanelere kaldırılmıştı.
Yangınla ilgili önce tutuklanan ve sonra serbest bırakılan dört dernek yöneticisi Adana Barosu Çocuk Hakları Komisyonu’ndan avukatların, Sosyal Haklar Derneği ve Aladağ Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı üzerine tekrar tutuklanmıştı. (YY)
TIKLAYIN - TMMOB: ALADAĞ'DA YAŞANANLARA DENETİMSİZLİK YOL AÇTI
TIKLAYIN - KMO'DAN YURT YANGINIYLA İLGİLİ YANIT BEKLEYEN SORULAR
TIKLAYIN - EĞİTİM SEN'DEN ZAMAN: ÇOCUKLARIN BARINDIĞI YERDE ALTYAPI DENETLENMELİ