İstanbul Feminist Kolektif’in (İFK) raporuna göre, Mayıs ayında iki kadın şiddet gördükleri/tacize uğradıkları erkekleri öldürdü; iki kadın yaraladı.
“Kadınlar Hayatlarına Sahip Çıkıyor” başlıklı raporda yer alan dört vaka şöyle:
* Bağcılar’da yaşayan 34 yaşındaki Mahmut M. 2 Mayıs’ta evinde ölü bulundu. Yapılan ilk incelemede Mahmut M.’nin boğularak öldürüldüğü tespit edildi. Komşularının sık sık kavga ettiğini söylediği Mahmut M.’nin karısı dört çocuğunu alarak yaklaşık 2 hafta önce evden ayrılmıştı. Mahmut M.’nin Suriye’de yaşayan yakınlarına yapılan ‘kardeşin 15 gün önce öldü, eve gidin’ ihbarıyla Mahmut M.’nin öldüğü ortaya çıktı. Mahmut M.’nin karısı şüpheli olarak aranıyor.
* Muğla'nın Bodrum ilçesinde yaşayan Merve, dört yıldır sevgili olduğu ve nişanlandığı Haluk P.’yi bıçaklayarak öldürdü. Merve’ye daha önce defalarca şiddet uygulayan Haluk P. bu sebeple birkaç defa üçer aylık uzaklaştırma almıştı. Merve 6 Mayıs’ta Haluk P.’ye ayrılmak istediğini söyledi, ancak Haluk P. bunu kabul etmeyerek Merve’yi bıçakla tehdit etti. Kendini korumak için bıçağı Haluk P.’nin elinden alan Merve çıkan tartışmada kendini savunmaya çalışırken Haluk P.’yi bıçakladı.
* 13 Mayıs’ta Samsun'da lise 10. sınıf öğrencisi 16 yaşındaki S. tartıştığı eski erkek arkadaşı 11. sınıf öğrencisi 17 yaşındaki B.A.'yı sol göğsünden bıçakla ağır yaralamaktan gözaltına alındı. Aralarında çıkan tartışma sonrasında B.A. sokak ortasında S.’ye şiddet uygulamaya başladı. S. ise kendini savunmak için yanında taşıdığı bıçakla B.A.’yı yaralayarak oradan uzaklaştı.
* 13 Mayıs’ta Diyarbakır’da inşaat şirketinde yöneticilik yapan sevgilisi 34 yaşındaki Osman Y.’yi silahla vurmaktan tutuklanan 31 yaşındaki kadın polis memuru M.’ye 15 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı. Hazırlanan iddianamede, polis memuru M.’nin ‘Kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. İddianameyi kabul eden 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi, M.’nin tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmasına karar verdi.
Meşru müdafaa davaları
İFK’nın raporunda devam eden meşru müdafaa davaları ve yargı kararlarına da yer verildi:
* 7 Mayıs’ta Yargıtay Ceza Genel Kurulu, kendisine tacizde bulunan kişileri döven kadın savcıya verilen cezanın kanun yararına bozulması talebini reddetti. Savcının bu kişileri karakolda kamera bulunmayan bir odaya aldırdığı, tacizcilere burada yumruk ve tokat attığı, küfür ettiği, duvardaki tabloyu kafalarında parçaladığı iddiaları üzerine Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştı. Mahkeme, savcı hakkındaki delillerin takdir ve değerlendirilmesi için dosyaların birleştirilerek son soruşturmanın Yargıtay 4. Ceza Dairesince yapılmasına karar verdi. Dairenin yargılaması sonucunda, savcının kendisine tacizde bulunduğunu beyan ettiği Murat K.’yi “hafif tıbbi müdahaleyle giderilebilecek şekilde yaralama, tişörtünü yırtarak mala zarar verme ve basit biçimde hakaret etme” gerekçesiyle yargılandığı suçlar, Murat K.’nin şikayetinden vazgeçmesi nedeniyle düştü.
* Artvin’de aynı okulda çalıştığı kadın öğretmeni taciz etmekten yargılanan okul müdürüyle ilgili görülen davanın 7 Mayıs’ta ki duruşmasında müdürün, taciz ettiği kadın için “Gece saatinde benimle aynı arabada gezebilmiştir, gece vakti dışarı çıkabilmiştir” demesi üzerine davaya bakan kadın hakim, “Erkek gece dışarı çıkınca sorun olmuyor, kadın çıkınca sorun olabiliyor mu demek istiyorsunuz?” diye çıkıştı. Hopa 1. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davaya kadın hakimin, “Bir kadın ‘hayır’ dedikten sonra bitmiştir. ‘Hayır’ dedikten sonra onu taciz ettin mi etmedin mi? Onun hayır demesi üzerine ısrar ettiysen, bu tacizdir” sözleri damgasını vurdu. Duruşmaya sanığın yanı sıra kadın öğretmene destek vermek için çok sayıda kadın katıldı
* F. çalıştığı tekstil atölyesinin sahibi olan B.A. tarafından 2010 yılının Ekim ayında cinsel saldırıya uğradı ve işten çıkarıldı. Hakkını aramak için işyerine giden F. burada tacizci patronun hakaret, tehdit ve tacizlerine maruz kaldı. Patron tarafından darp edilen F. kendini korumak için mutfakta duran bıçağı aldı, tacizci adama vurmak istedi; ancak araya girenler tarafından engellendi. Savunmasında maruz kaldığı cinsel saldırıyı açıkça ifade eden F. kocasından korktuğu için patronu tarafından gönderilen taciz içerikli mesajları silmek zorunda kaldığını belirtti. F. süreç içinde şikâyetini geri çekmek durumunda kaldı. Geçtiğimiz Mart ayında davayı karara bağlayan İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi, patron B.A hakkındaki 'basit yaralama ve hakaret' suçlamasını F.'nin şikâyetinden vazgeçmesi nedeniyle düşürdü. Mahkeme, F.'yi ise "yaralama suçu sabit olduğu vicdani kanısına varıldı" diyerek 180 gün adli para cezasına çarptırdı. Ardından da indirim uygulayarak cezayı 9 güne düşürdü. F.'nin avukatı Nazlı Ateş, olayda yaralama olmadığının altını çizerek karara itiraz etti.
* Adana'da güvenlik görevlisi olarak çalışan S.'nin evini 3 yıl nişanlı kaldığı eski sevgilisi Gültekin G. 16 Mart'ta basarak tecavüz etmek istedi. Daha önce cezaevinde olduğu dönemde de mektup yoluyla sürekli tehdidine maruz kaldığını söylediği Gültekin G.'nin bıçaklı cinsel saldırısına maruz kalan S., biber gazı kullanarak kendini savundu. Daha sonra evde bulunan annesi ile birlikte kendilerini korumak için Gültekin G.'ye tencere ve kazanlarla vurarak etkisiz hale getirdiler. Evi terk etmek zorunda kalan Gültekin G. hakkında şikâyetçi oldular. Aynı gün yakalanan ve hakkında “cinsel saldırı ve hürriyeti tahdit” suçlarından dava açılan Gültekin G.'ye ilişkin karar 22 Mayıs'ta 64 gün içinde çıktı. Adana 9. Ağır Ceza Mahkemesi Gültekin G.'ye indirim uygulamadan toplam 38 yıl hapis cezası verdi. (ÇT)