"Sosyal Avrupa ve Sosyal Taraflar" oturumunda konuşan Tombul, AB sürecini ve sosyal modeli, içinde bulundukları koşullar çerçevesinde değerlendirmeleri gerektiğini söyleyerek, Türkiye'de örgütsüzleştirme çabaları varken sosyal diyalogdan bahsedilemeyeceğini kaydetti.
Sosyal diyaloğun, varolan biçimiyle, tartışmaları kitlesel güçten arındırıp, elitler arası konuşmaya çevirebileceğini kaydeden Tombul şöyle dedi:
"Avrupa'da işsizlik artarken sosyal diyalogdan bahsediliyor. Sendikalar diplomatik tartışmaları sürdürürken gücünü, kitlesel boyuttan alması gerekir. Biz Türkiye'de çalışanların ortak örgütlenmesinden yanayız. İşçi-memur hareket etmeli diyoruz. Ancak 20 milyona yakın örgütsüz çalışan gözardı edilmemeli. Yeni yapı sadece iki konfederasyonun birleşmesi ile olmaz."
Sempozyumun ilk günü konuşan Çalışma Bakanı Başesgioğlu'nun sözlerini eleştiren Tombul, "Sayın Bakan, çalışma hayatının standartlarının geliştirildiğini söylüyor. 4688 sayılı yasa mı standartlarda gelişme? Son sözü hükümetin söylediği, sendikaların etkisizleştirildiği bir yasa, gelişme olamaz" dedi.
"Kılıç: Sosyal taraflar, sosyal ortaklara dönüşmeli"
Aynı oturumda konuşan Türk-İş Genel Başkanı Salih Kılıç, sosyal modelin sosyal koruma sağlaması gerektiğini söyleyerek, sosyal tarafların, sosyal ortaklara çevrilmesi gerekliliğini vurguladı.
Oturumun yabancı konuklarından Avrupa Kamu Hizmet Birlikleri Federasyonu (EPSU) Temsilcisi Richard Pond ise sendikalarının görevinin ulusal koşullarla AB koşullarının bağlantısını kurmak olduğunu belirtti.
Pond, sosyal diyalog için sendikaların yeterli bilgi donanımının olması gerekliliğinin altını çizdi.
Bir diğer konuşmacı, Uluslararası Kimya, Enerji, Maden ve Genel İşçiler Sendikaları Federasyonu (ICEM) yetkilisi Gatterson ise, Şişe-Cam grevinin sosyal güvenlik nedeniyle ertelenmesini eleştirerek, Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi'ne atıfla, sendikal hakların temel insan haklarının parçası olduğunu söyledi.
Gülmez: Sendikalar iktidar karşısında uyanık olmalı
Günün "AB Hukukunda Sendikal Haklar ve Türkiye'nin Uyum Sorunu başlıklı "ilk oturumunda ise, AB ve Türkiye kanunlarındaki farklılıklar tartışıldı. Oturumda konuşan TODAİE temsilci Prof. Dr. Mesut Gülmez, siyasi iradenin uyum konusunda samimi olmadığını söyleyerek, sendikaların iktidar karşısında uyanık olarak süreci izlemeleri gerektiğini ifade etti.
Almanya Birleşik Hizmet Sendikası (Ver.di) Genel Başkan Yardımcısı Kurt Martin, halkın AB üyeliği sonucunda yaşanacak değişim için müzakerelerden önce bilgilendirilmesi gerektiğini vurgulayarak AB Anayasası oylaması öncesi gerekli bilgilendirmenin yapılmamasının, oylama sonuçlarına yansıdığını ifade etti.
Martin, bir soru üzerine, Alman seçimlerinden çıkan sonuç sonrası, Hıristiyan Demokrat Partisi lideri Merkel'ın başbakan olması durumunda, emek çevrelerine ve Türk seçmene yönelik düşündüğü politikaları değiştirmesi gerektiğini belirtti.
EPSU temsilcisi Richard Pond ise AB'nin ücretler konusunda herhangi bir dayatma getiremeyeceğini, AB hukukunun sadece işlerini kaybetme tehlikesinde olanların ve kaybedenlerin neler yapabileceğinin çerçevesini çizdiğini kaydetti. Pond tartışmaların bir tarafta esnek çalışma, bir tarafta iş güvenliği konusunda ağırlık verilmesi üzerine odaklandığını söyledi. (YY/TK)