Manisa'nın Gölmarmara İlçesi'nde bulunan Marmara Gölü hakkında açılan dava, 4 Kasım 2024'te çevrecilerin lehine sonuçlandı.
Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) şu an alandaki faaliyetlerini durdurmuş durumda.
Sivil toplum kuruluşları (STK), çevre, doğa dernekleri ile yöre halkı, Marmara Gölü’nün eski haline döndürülerek yeniden hayat bulmasını talep ediyor.
Davanın kazanılmasının ardından, STK’ler, bilim insanları ve çevre dernekleri, gölün eski haline dönebilmesi için çeşitli görüşler ve öneriler sundu.
Bazı görüşler, gölün suyla doldurulmasının ve canlı türlerinin burada tekrar yaşamaya başlamasının mümkün olmadığını veya çok zor olduğunu savunuyor. Ancak, bazı STK’ler, dernekler ve uzmanlar, Marmara Gölü’nün tüm canlılarıyla birlikte yeniden hayat bulmasının mümkün olduğunu belirtiyor.
“Kurtarılması mümkün”
Doğa Derneği'ne göre Marmara Gölü'nün eski haline kavuşması mümkün:
''Protokol ve sulak alan sınır revizyonunun iptal edilmesiyle yörede halkın umudu yeniden canlandı. Şimdi, gölün restorasyonu için somut adımların atılması gerekiyor. Bunun için ilgili kurumlarla işbirliği içinde çalışarak, Gördes Barajı’ndan Marmara Gölü’ne düzenli olarak su bırakılması ve Ahmetli Regülatörü üzerinden kış ve bahar aylarında suyun göle yönlendirilmesi sağlanmalı.
“Ayrıca göl çevresindeki alternatif su kaynaklarının kullanımı gündeme alınmalı ve Kum Çayı’ndaki kontrolsüz kum ocağı faaliyetleri durdurulmalıdır. Kum Çayı’nın derivasyon hattında düzenlemeler yapılırken, göl çevresindeki tarımsal kuyular ve su çekimi mutlaka denetim altına alınmalı.''
“Yaşamsal döngü imkânsız”
Türkiye'deki göller ve sulak alanlara yönelik çalışmalar yapan Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) Bilim Danışmanı Dr. Erol Kesici ise ekosistem özelliği ve biyolojik çeşitliliği tamamen yok edilen Marmara Gölü'nün yaşamsal döngü ve dengesini korumasının oldukça zor ve hatta imkânsız olduğunu söyledi.
Marmara Gölü, tepeli pelikan ve küçük karabatak gibi nesli tükenmekte olan kuşların yanı sıra 20 binden fazla su canlısına ev sahipliği yapıyordu. Kesici, gölün yaşamsal döngüsünü sağlayan bakteriler ve balıkların tamamen yok olduğunu belirtti. Kesici, açıklamasına şöyle devam etti:
“Marmara Gölü, yanlış politikalar ve popülist yaklaşımlar sonucu göz göre göre kurutuldu. Gölün yeniden doldurulması ciddi riskler taşıyor; su kaynağının belirsiz olması ve taşıma suyla yalnızca yapay alanlar oluşturulması ihtimali var. Ekosistemin yeniden canlanması, doğal su döngüsünün sağlanması ve uyumlu canlı türlerinin göle geri dönmesiyle mümkün olabilir. Ancak bu süreç, tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan kimyasal kirliliğin önlenmesi, su kalitesinin korunması ve yerel türlerin ihtiyaçlarına yönelik bilimsel destek alınmasını gerektiriyor. Kuşlar, balıklar ve diğer sucul canlılar için uygun yaşam koşulları sağlandığında, göl yeniden doğal bir yaşam alanı haline gelebilir.
“Göl tabanı, yağışların ardından tarım arazisine dönüştürülmek üzere sürülüyor ve ekiliyor. Bu yasa dışı tarımsal faaliyetler, göl ekosistemini ciddi şekilde tehdit ediyor. Denetimlerin sıkılaştırılması ve bu tür faaliyetlerin önüne geçilmesi, ekosistemin korunması ve tarımın yasal çerçevede yapılması için büyük önem taşıyor.
“Gölmarmara Havzası, yoğun sulu tarım faaliyetleriyle öne çıkan bir bölge. Bölgedeki tarım arazilerinin su ihtiyacı yeraltı kaynaklarından karşılanmakta, ancak tarımsal faaliyetlerde kullanılan kimyasal maddeler gölün su kalitesine zarar veriyor. Bu durum, gölde yaşayan canlı türlerini ve genel biyolojik çeşitliliği tehdit ediyor. Ayrıca aşırı su tüketimi, yeraltı su seviyelerinin daha da düşmesine neden oluyor. Sabırla ve dikkatle yürütülecek bu süreçte doğal dengenin sağlanmaması durumunda ekonomik kayıplar, su çatışmaları ve sağlık sorunları kaçınılmaz olabilir. Marmara Gölü'nün yeniden canlanması, ancak bu bütüncül yaklaşımlarla mümkün olacaktır.”
Hukuki süreç
Manisa Valiliği, DSİ Genel Müdürlüğü, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile TİGEM arasında 4 Kasım 2022’de Marmara Gölü Sulak Alanı Rehabilitasyon Protokolü imzalandı. Bu protokol ile göl TİGEM’e tahsis edilip tarım alanına dönüştürüldü. Ardından Ulusal Sulak Alan Komisyonu, 8 Aralık 2022’de aldığı kararla TİGEM’in uygulamalarını onayladı.
Doğa Derneği, yerel çevre örgütleri ve göl çevresindeki halk ile birlikte, protokol ve sulak alan sınır revizyonu kararına karşı dava açtı.
25 Mart 2024’te bilirkişi incelemesi yapıldı. Uzmanlar, Marmara Gölü’nün doğal su dengesinin bozulmasının hem türleri hem de ekosistemi ve tarımsal üretimi olumsuz etkilediğini belirtti. Bilirkişi raporu, alana su sağlanması durumunda gölün sulak alan niteliğini yeniden kazanabileceğini ortaya koydu.
Davanın nihai duruşması 4 Kasım 2024’te Manisa 2. İdare Mahkemesi’nde yapıldı. Mahkeme, 6 Kasım 2024’te protokolü ve sınır revizyon kararını iptal etti. (ED/TY)
Bu haber, Oslo Metropolitan Üniversitesi Gazetecilik ve Uluslararası Medya Merkezi (OsloMet-JMIC) finansal desteği ile üretilmiştir. Haberin içeriğinden yalnızca IPS İletişim Vakfı/bianet sorumludur ve hiçbir şekilde OsloMet-JMIC’in görüşlerini yansıtmamaktadır.