Maraş merkezli depremlerde binlerce yurttaş hayatını kaybederken binlercesi de sorunlarla mücadele ediyor. Yaşadıkları evlere 'orta hasar' raporu verildiğini belirten bazı yurttaşlar, mağdur edildiklerini söylüyor.
6 Şubat 2023’te meydana gelen depremde Maraşlılar, yaşadıkları binalar için “orta hasarlı” ve depremin beşinci ayında ise “uygunsuz alan” kararının alınmasının ardından barınma belirsizliğiyle karşı karşıya. Depremin merkez üssü olan Maraş’ta yurttaşlar, “Orta Hasarlı Bina ve Uygunsuz Alan Mağdurları Platformu” çatısı altında bir araya gelerek seslerini yetkililere iletmeye çalışıyor.
Orta Hasarlı Bina ve Uygunsuz Alan Platformu sözcüsü Halil Kodaz aynı zamanda orta hasarlı bina mağduru olarak bianet’e şu açıklamalarda bulundu:
“Depremde kaybettiklerimizin üzerine bir de kurum ve kuruluşların hatalı davranışları bizi daha da mağdur etti. Yanlış tespitler sonucunda az hasarlı binaların orta veya ağır hasarlı gösterilmesi bizi zor duruma soktu. Bu yanlışın düzeltilmesi için mücadele ediyoruz. Biz platform olarak orta hasar tespiti yapılan binaların bağımsız bir heyet tarafından yeniden incelenmesini talep ediyoruz. Şu anda bizim eylemlere başlamamızın sebebi depremin 11. ayına rağmen mağduriyetleri gidermek için herhangi bir adımın atılmamış olması. Heyelan tespiti gerekçesiyle de bir de ‘uygun olmayan alan’ durumunu karşımıza çıkardılar.”
“Yapılan hasar tespitleri doğru değil”
Depremden sonra kiraların çok arttığı için iki ailenin kiraladıkları bir evde yaşamak zorunda kaldığını aktaran Kodaz şöyle devam etti:
“Kiraların artışı ile iki aile bir evdeyiz ve özel hayat diye bir kavram kalmadı. Normalde depremden sonra geçeceğimiz evimize sözde orta hasar tespiti yapıldığı için giremiyoruz. Orta hasarlı tespiti verildiği için giremediğim dairemden ev eşyalarımızı da alamıyorum. Devlet ne amaçla böyle bir durum içerisine girdi bilmiyorum ama heyelan riskini öne sürerek ‘uygunsuz alan’ ilan ettikleri bölgede bizim yaptırdığımız inceleme sonucunda böyle bir risk görünmüyor.
“Aynı zamanda hem üniversite hem de başka ilgili kuruluşların birimlerine yaptırdığımız hasar tespitlerinde de binalarımız sağlam çıkıyor. Zaten uygunsuz alan dedikleri bölgede depremden kaynaklı tek bir yıkım ve ölüm olmadı. Buna rağmen yıkım ve ölümlerin olduğu bölgeler uygun alanken neden 6 bin binanın olduğu bölge uygunsuz alan ilan edildi?”
Platformda 3 bin 500 kişi olduğunu belirten Kodaz, “6 bin orta hasarlı bina yaklaşık 25 bin daireye tekabül ediyor. Bu kadar insan göz ardı edilemez. Biz bu karar mağdurları olarak kendi evimizi kendimiz güçlendiririz, yeter ki yıkmayın. Zaten gerçek anlamda ev hasarlı ise yıkılmasına karşı değiliz ama yapılan hasar tespitleri doğru değil. Eğer gerçekten evlerimiz orta hasarlı ise ellerimizle yıkarız” dedi.
“Acımızı yaşayamadan sorunlarla karşı karşıya kaldık”
Maraş’ın yaşanılmaz bir kent haline getirildiğinin altını çizen Kodaz, “Hiçbir milletvekili, belediye başkanı memleketine sahip çıkmadı. Daha acımızı yaşayamadan bu sorunlarla karşı karşıya bırakıldık. 65 yakınımı kaybettim, kalp ameliyatı oldum. Bu yıkımdan sonra daha kendimize gelemeden yaşam mücadelesi vermek zorunda kaldık. Devletin yetkilileri acımıza tuz biber basıyor. Bizimle muhatap bile olmuyorlar, derdimizi bile soran yok. Bu kadar mı sahipsiz kaldı bu memleket?” şeklinde konuştu.
“Depremden sonra yaşadıklarımız daha kötü”
Platform üyelerinden Fatma Sayılgan ise 31 yıl çalışmanın sonucunda alabildiği ev için “orta hasarlı” tespitinin yapıldığını belirterek şunları söyledi:
“İki yıl önce evimi aldım ve daha üç yıl boyunca ödeyeceğim kredi borcu devam ediyor. 31 yılın emeğiyle aldığım ev için şimdi tekrar mücadele ediyorum. Biz deprem değil, kıyameti yaşadık ama depremden sonra yaşadıklarımız daha kötü. Yaşadığımız Onikişubat bölgesi için ‘uygunsuz alan’ kararı kime ve neye göre alındı. Bu bölgede bir taş bile yerinden oynamadı. Heyelan riskinin olmadığı belgeli. Can kaybı ve yıkım yok ama uygunsuz alan denildi. Ben gecekondu almadım. Tapusu olan, belediye onaylı ve en uygun alandan aldım evimi. Orta hasarlı denildi, tamam, biz güçlendirmesini yaparız. Şu “uygunsuz alan” kararını geri çeksinler biz binamızın güçlendirmesini yaparız. Kış geldi, bıraksınlar da evlerimizde rahat rahat kalalım. Zemin analizi de yapıldı, heyelan riski çıkmadı.”
“Depremde ölenler mi şanslı yoksa kalanlar mı?”
Zeynep Ahraz da şunları söyledi:
“Çevre İl Müdürlüğü, belediyeler ve valilik önünde biz mağdurlar buluşuyoruz ama karşımızda bir muhatap yok. Mehmet Özhaseki Bakanımıza sesleniyoruz, gelin gerçekten evimiz orta hasarlı ise yıkın. Biz bir iki çekiç vurmayla yapılan hasar tespitlerine dayanan kararları istemiyoruz. Bilimsel açıklamalar istiyoruz. Tüm yetkililer sessiz. En basit örneği şu: Geçen gün AKP il binasının önünde toplandık. Ben de küçük çocuğumla gittim, hava çok soğuktu. AKP il binasındakiler ellerinde çaylarıyla pencerelerden bizi izliyorlardı. Biz ise soğukta mağduriyetimizi anlatmaya çalışıyoruz. Aldıkları bu karar bizim hanelerimizi huzursuz ediyor. Eşim işine odaklanamıyor. Ben evimdeyim ama bizi enkaza diri diri gömüyorlar. Sesimizi duyan yok. Üzerinden 11 ay geçti, hayatlarımız bu kadar ucuz mu? Madem uygun olmayan alandayız, neden imara açtınız? İmara açtınız madem, kendinize de güveniyorsanız neden gelip yeniden hasar tespit için inceleme yapmıyorsunuz? Depremde ölenler mi şanslı yoksa kalanlar mı diye sorar olduk.” (OE/AÖ)