Fotoğraf: MA
Elâzığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevinde mahpusların fiziki saldırıya maruz kaldığı iddia edildi.
Diyarbakır Barosu ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Diyarbakır Şubesinden avukatlar, 7 Ağustos’taki olaya dair inceleme yapmak üzere 9 Ağustos’ta cezaevini ziyaret etti ve 5 mahpus ile görüşerek rapor hazırladı.
Mahpuslara saldırı, yaralama
Rapora göre, Özgecan Aslan cinayetinin failini cezaevinde öldüren ve Elazığ 1 Nolu Cezaevine sevk edilen mahpus Gültekin Alan, 6 Ağustos gece saatlerinde kalp rahatsızlığı yaşadığını iddia ederek hastaneye sevkini istedi. Hastanede tedavisi gerçekleştirildikten sonra 7 Ağustos’ta, saat 03.00 sıralarında cezaevi odasına yerleştirilmek üzere getirilirken kendisine eşlik eden infaz koruma memurunu etkisiz hale getirerek kapıları açmaya yarayan demirkolu alıp diğer odalarda bulunan mahpuslara yöneldi.
Rapordaki ifadelere göre, Alan başka bir mahpusun kapısını açtı ve birlikte sağ koridorda ilerleyerek “Ben derin devletim, yukarıdan izin aldım” diyerek mahpusların odalarını açıp tutuklu/hükümlülere hakaret, tehdit ve fiziki saldırılarda bulundu, kesici aletlerle mahpusları yaraladı.
Raporda ayrıca şu detaylara yer verildi:
“Bu saldırılar sırasında mağdur tutuklu/hükümlü H.A’nın kilitli olmayan odasını demir kol ile açan failler (iki kişi) H.A’yı rehin aldıktan sonra ‘yavaş yavaş yapacağız’, ‘en az yedi saat boyunca burada kalacağız, HaberTürk’ü aç bu olay haberlere çıkana kadar buradayız’ dediği ve H.A’yı darp edip yaraladıkları avukatlara aktarıldı.
Daha sonra mağdur tutuklu Ş.Y’nin odasına giren failler Ş.Y’yi kasık bölgesinden yaralamış ve mağdur M.Y adlı mahpusun odasına yönelmiş M.Y’i kafasından, sağ elinden, sol kolundan, sol karın üst ve belinin sağ tarafından kesici ve delici aletlerle yaralamışlardır. Son olarak M.Ö adlı mahpusun kilitli olmayan odasını da demir kol ile açan failler M.Ö’yü baş bölgesinden yaraladı.”
“Faillerin odası aranmadı” iddiası
Saldırıya uğrayan mahpuslar ziyarete gelen avukatlara, saldırının 1 saate yakın sürdüğünü, bu zaman dilimi içerisinde cezaevi personelinin ve askerlerin olayı önlemeye yönelik hiçbir müdahalede bulunmadıklarını aktardı.
Avukatlar ayrıca E Blok Sağ Koridorda bulunan görgü tanıklarıyla da görüştü. Bu görüşmelerde faillerin kendi aralarında ‘Ben öldür demeden öldürme’, ‘Kan kaybediyor, ölür şimdi’, ‘O devlet görünen devlet, ben derin devleti temsil ediyorum’, ‘İnsanlar devlete hıyanet ederler sadece hapis cezası mı olur bunun cezası', ‘Sen Ömer Halisdemir'e kaç kurşun sıktın?’, ‘Biz devlete isyan etmiyoruz. Biz Ömer Halisdemir'in intikamını almak için buradayız’, ‘Kahrolsun PKK Yaşasın Türkiye Cumhuriyet devleti' dediklerini aktardı. Emniyetten sorumlu baş memurun da faillere ‘Size namusum ve şerefim üzerine yemin ediyorum teminat veriyorum, size herhangi bir şey olmayacak’ dediklerini söylediler.
Avukatlar, görüşmeler sonucunda 6 Ağustos’tan önce E Blok Sağ Koridorda aramalar yapıldığını ancak fail Gültekin Alan’ın ve diğer fail mahpusun odalarının aranmadığını, faillerin bir hafta öncesinden odalara seslenip hangi suç tipinden kimin yer aldığını öğrenmeye çalıştıklarını tespit ettiler.
İnsan hakları komisyonuna başvuru
Yeşil Sol Parti Diyarbakır Milletvekili Serhat Eren, Elâzığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevinde mahpuslara yönelik şiddet ve yaralama olaylarıyla ilgili TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonuna dilekçeyle başvuru yaparak komisyonun acil ilgili mercilerden bilgi talep etmesini ve vekillerden oluşan bir heyetin incelemeler yapması için Elâzığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevine gönderilmelerini istedi.
Serhat Eren ayrıca, konuyla ilgili Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanıtlaması talebiyle soru önergesi de verdi.
Önergesinde, mahpusların yaşam hakkı ile beden ve ruh bütünlüğünün korunmasının devletin sorumluluğu olduğunu belirtti: “Anayasa ve yasalar ile uluslararası sözleşme ve belgelerde belirlenen esaslar çerçevesinde etkin, ıslah edici ve onarıcı bir infaz sürecinin yaşanması noktasında ana sorumluluk merkezi cezaevi idaresi ve personelindedir.” (AS)