İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Temmuz, Ağustos, Eylül aylarını içeren 3 aylık Marmara Bölgesi Hapishaneleri Hak İhlalleri Raporunu bugün açıkladı.
Rapor, Marmara Bölgesi'nde bulunan hapishanelerden İHD İstanbul Şubesi’ne 2023 yılının Temmuz, Ağustos, Eylül aylarında yapılan ihlal başvuruları ve bu aylara ilişkin basın taraması yolu ile tespit edilen vakaların derlenmesi ile oluşturuldu.
Şubeye, Temmuz, Ağustos, Eylül aylarında 9’u Marmara bölgesi hapishanesi olmak üzere 18 hapishaneden 83 başvuru yapıldı. Raporda Marmara Bölgesi dışından derneğe gelen ve takibi yapılan başvurulara da ayrıca yer verildi.
“Hapishanedeki durum mahpusların varoluşlarını tehdit ediyor”
Raporun değerlendirme bölümünde, hapishanelerde yaşanan ciddi sorunlara çözüm üretilmediği gibi bunlara yeni sorunlar eklendiği belirtildi:
“Aşırı doluluk ve buna bağlı sorunlar, infaz uygulamalarında ayrımcı yaklaşım, ağır tecrit, iletişim yasakları, işkence ve kötü muamele, mahpusların sağlık ve tedavi hakkına erişimlerindeki sorunlar, beslenme ve hijyen sorunları, keyfi disiplin soruşturmaları ile verilen hücre cezaları, görüş ve telefon yasakları, sosyal faaliyetten men, sürgüne gönderme gibi uygulamalar, adalete erişim sorunları, şartlı tahliye ve denetimli serbestlik hakkına getirilen keyfi kısıtlamalar, yabancı, kadın, LGBTİ+, çocuk, yaşlı ve engelli mahpusların temel gereksinimlerinin yok sayılması yanında hassasiyetlerinin istismar edilmesi gibi pek çok uygulama mahpusları temel haklarından mahrum bırakıyor.
Bu durum mahpusların varoluşlarını tehdit ediyor, hayatta kalma enerjilerini düşürüyor, kişiliklerini eziyor, iradelerini yok edip koşulsuz biate zorluyor.”
Yaşam hakkı ihlalleri
İHD İstanbul Şubesi, bu rapor döneminde de 3 mahpusun hapishanede hayatını kaybettiğini açıkladı:
“Yaşam hakkına yönelik ölümle sonlanan ihlaller dışında, intihar girişimi, intihara zorlama, ölüm tehdidi, ağır engelli mahpusların aynı hücrede tutulması, engelli ve hasta mahpusların şartlı tahliye ve denetimli serbestlik haklarının keyfi olarak engellenmesi uygulamaları devam etti.”
Sağlık hakkı ihlalleri
Derneğe yapılan başvurularda, sağlık ve tedavi hakkına yönelik ihlaller de geniş yer tutuyor.
Raporda bu ihlallere yol açan uygulamalar şöyle sıralandı:
· Hastaneye sevk taleplerinin hiç ya da geciktirilerek yapılması,
· Hapishane revirinde hekim ya da uzman hekim bulunmaması,
· Kelepçeli muayene zorlanma, muayene odasında asker bulunması,
· İlaçların düzenli olarak verilmemesi, mahpusa ve ailesine sağlığı ve tedavisine ilişkin bilgi verilmemesi,
· Hastanelerin mahpus koğuşlarının olumsuz koşulları,
· Diş tedavilerinin yapılmaması,
· Ağır hasta mahpuslar bakımından Adli Tıp Kurumu’nun olumsuz raporları,
· Diyet beslenme taleplerinin karşılanmaması,
· Acil durumlarda bile mahpusun ambulans yerine ring aracıyla hastaneye götürülmesi,
· Hastaneye sevklerde mahpuslara yönelik kışkırtıcı, onur kırıcı davranışlar, çıplak aramaya zorlanma, sedyeye kelepçelenme,
· 2 yıldır hastane randevusu bekleyen mahpusların bulunması
· Kalabalık koğuş nedeniyle salgın hastalık riski,
· Revir doktorunun darp raporu vermemesi,
· Ağır hasta ve intihar eğilimi bulunan mahpusun tek başına bir hücrede tutulması.
Çözüm önerileri
Raporda çözüm önerileri de şöyle sıralandı:
“İç hukuk, Anayasa, Mahpuslara Muameleye Dair Birleşmiş Milletler Asgari Standart Kuralları (Asgari Standart Kurallar- Mandela Kuralları) ve uluslararası insan hakları belgeleri kapsamında sorunların kalıcı çözüme kavuşturulması devletin sorumluluğudur.
Bu kapsamda ağır hasta mahpuslar başta olmak üzere risk grubundaki tüm mahpusların sağlık ve yaşam haklarını korumak için koruyucu önlemlerin acilen alınması ve serbest bırakılarak tedavi ve yaşam haklarının korunması yönünde acil adımlar atılmalıdır.
Ayrımcı infaz sistemi kaldırılmalı, ceza infazında mahpuslar arasında eşitsizliğe ve ayrımcılığa yol açan uygulamalara son verilmedir.
Giderek yaygınlaşan ve kalıcı hale dönüştürülen tecrit politikasından vazgeçilmeli, işkence, kötü muamele, keyfi yasak ve uygulamalara derhal son verilmelidir.
Mahpusları özgürlük ve temel haklarından keyfi olarak mahrum bırakan uygulamaları ile öne çıkan İdare ve Gözlem Kurulu uygulamasına son verilmelidir.
Ekonomik kriz ve astronomik fiyat artışları gözetilerek mahpusların iaşe bedelleri artırılmalı; mama, bebek bezi, ped gibi ihtiyaçlar ücretsiz sağlanmalıdır.” (AS)