Türkiye İşçi Partili (TİP) öğrenciler geçtiğimiz yıl Can Atalay’la ilgili Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) ihlal kararına uymayan Yargıtay’ı protesto etmek istedi.
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne "Can Atalay'a özgürlük" ve "Yargıtay darbesine geçit vermeyeceğiz" pankartı astı.
Okul yönetimi bunun üzerine Fen Edebiyat Fakültesi öğrencisi Egemen Akkaya’ya ‘kınama cezası’ verdi. Okul gerekçe olarak da 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu’ndaki "yükseköğretim kurumu içinde izinsiz olarak bildiri dağıtma, afiş ve pankart asma" yasağını gösterdi.
Ancak Akkaya cezaya karşı hukuki mücadele başlattı. İfade özgürlüğünü kullandığını, eğitim hakkına müdahale edildiği, savunma hakkının kısıtlandığı, işlemin konu ve sebep unsurunun sakat olduğu, cezanın hukuka ve mevzuata aykırı olduğu belirtti. İdare mahkemesine dava açtı. Kınama cezasının iptalini istedi.
"Eylemin amacı dikkate alınmadı"
Davayı gören İstanbul 9. İdare Mahkemesi Akkaya’yı haklı bularak cezanın iptaline hükmetti. İdare mahkemesi kararın gerekçesinde pankartın üniversite yerleşkesi içindeki düzeni bozduğunun kamu makamlarınca tartışılıp gösterilmesi gerektiğini savundu. Eylemin amacının meşru olduğunu söyledi:
“Üniversite içinde afiş asılmasının izne tabi tutulması ve bu izin alınmadan gerçekleştirilen eylemlerin cezalandırılmasının temelinde, Üniversite yerleşkesi içinde düzenin korunması amacı olduğu açıktır. Bununla birlikte müdahalenin nedenini teşkil eden meşru amaç dikkate alındığında tek başına izin koşuluna uyulmamış olması, yaptırım uygulanmasının haklılaştırılması bakımından yeterli görülmeyecek ve ifade özgürlüğüne yönelik müdahalenin takip edilen meşru amacı sağlamaya yönelik olduğunun gösterilmesi gerekecektir.
Zira istisnai bir durum olan ifade özgürlüğüne yönelik müdahalenin takip edilen meşru amacın gerçekleştirilmesine yönelik gerekliliğinin kamu makamlarınca ilgili ve yeterli gerekçe ortaya konulması suretiyle gösterilmesi zorunludur. Dolayısıyla asılan afişin Üniversite yerleşkesi içinde düzeni bozduğunun kamu makamlarınca tartışılıp gösterilmesi gerekmektedir.”
"İfade özgürlüğüne yönelik müdahale istisnai olmalı"
Mahkeme üniversite yerleşkelerini bilimsel üretimin merkezlerinden biri olarak kabul etti. Buralarda ifade özgürlüğü ortamının oluşturulmasının zaruri olduğunu söyledi. İfade özgürlüğüne yönelik müdahalenin istisnai olmasının esas olduğunu savundu.
“Özgür düşüncenin ve eleştirel aklın beşiği olarak görülen akademide farklı düşüncelere sahip olan, ifadelerini açıklama şekilleri keskin olabilecek üniversite öğrencilerine daha fazla hoşgörü gösterilmesi gerekmektedir” dedi.
"Ceza hukuka uygun değil"
Ayrıca Anayasa ve çeşitli AYM kararlarına atıf yaptı. Yüksek mahkeme kararına uymayan Yargıtay’ın aksine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcı olduğunu söyledi:
"…idareler ile mahkemeleri bağlayacağı açık olan Anayasa ve Uluslararası Sözleşmeler ile düzenlenen, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararları ile de çerçevesi çizilen düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı sonucuna ulaşıldığından, davacının kınama cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir"
(HA)