Diyarbakır'da süren KCK davasında mahkeme sanıkların Kürtçe savunma yapmasına izin vermezken, ısrar edenlerin konuşmasını engelledi.
104'ü tutuklu 152 sanığın "PKK'nin şehir yapılanması KCK/Türkiye Meclisi" üyeliği de dahil bir dizi suçla yargılandığı davanın üçüncü haftasında iddianamenin özetinin okunması bitti ve savunmalara geçildi.
Mahkeme heyeti, sanıkların Türkçe bildiğini, dolayısıyla anadillerinde savunma yapmaları için tercüman atanmayacağını söylüyor. Türkiye'de Kürtçe yayın yapılabildiğini, dolayısıyla Kürtçe'nin kullanımının yasaklanmadığını belirten heyet, tercüman talebinin yasal dayanağı olmadığını ileri sürdü.
"Bilinmeyen dil"
Bugünkü duruşmada sanıklar Kürtçe konuşmakta ısrar etti. Fırat Haber Ajansı'nın (ANF) haberine göre sanıklardan Bayram Altun yoklamaya Kürtçe cevap verince mikrofonu kapatıldı.
Hakimin tutanağa "bilinmeyen bir dilde konuştu" diye yazdırmasına sanıklar tepki gösterdi. Sanıklardan Ramazan Morkoç, "Kürtçeye bilinmeyen bir dil diyemezsiniz. Bu dilimize, kültürümüze, halkımıza hakarettir" deyince mahkeme başkanı, askerlere Morkoç'u dışarı çıkarma talimatı verdi.
Diğer sanıklar da durumu protesto edince dışarı çıkarıldı.
Avukatlar da mahkemenin kararını eleştirdi. Sezgin Tanrıkulu, 25 yıl önce Mehdi Zana'nın yargılanmasında da mahkemenin Kürtçe savunmayı "susma hakkı "olarak değerlendirdiğini ve mahkemelerde hiçbir şeyin değişmediğini belirtti. "Cumhuriyette yaşayan bu halkın dilini bilinmeyen bir dil olarak tanımlayamazsınız. Ona bilinmeyen bir dil diyemezsiniz. Türkiye'nin gözünün olduğu bu yargılamada olduğu bir yargılamaya tıkayamazsınız, tıkamaya hakkınız yoktur."
Bilirkişiye ret
Dünkü duruşmada savunma avukatları Prof. Dr. Baskın Oran'ın bilirkişi olarak dinlenilmesini talep etti. Oran, Lozan Anlaşması'na dayanarak Kürtçe savunma verilebileceği yönünde bir görüş hazırladı. Ancak mahkeme bu talebi reddetti.
Sanıkların kendi dillerini kullanabilmeleri için tek dayanağın Lozan'ın 39/5. maddesi olduğunu belirten Oran, "Burada tarafların duruşma dilini bilip bilmedikleri önemli değil. O maddede söylenen aynen şudur: 'Türkçeden başka dil konuşan TC vatandaşlarına mahkemelerde kendi dillerini kullanmak için gerekli kolaylılardan yararlandırılır.' Bu da tercüman kullanılması anlamına geliyor" dedi.
Oran, ''Uzman bilirkişiyi dinlemeyi reddetmek Yargıtay'ın bozma sebebidir. Sadece dinlenmemiş olmam bile tek başına Yargıtay'da bu davanın bozulma sebebidir'' diye ekledi.
Direniş çağrısı
Kürdistan Halk İnisiyatifi yaptığı yazılı açıklamada “Biz Kürdistan Halk İnisiyatifi olarak Kürt siyasetçilerinin anadilde savunma talebine sahip çıkıyor ve bu hakkın sağlanması için her türlü demokratik yol ve yöntemi kullanacağımızı, bunun Kürt halkının en demokratik hakkı olduğunun bilinmesini istiyoruz" dedi.
İnisiyatif, Diyarbakır başta olmak üzere herkesi "direnişi en üst seviyeye çıkartmaya" çağırdı. (EÜ/EÖ)