Çamlıhemşin'de daha önce Danıştay kararıyla yapımı durdurulan hidroelektrik santralleri projesinin yeniden gündeme getirilmesi Çamlıhemşinlilerin tepkisine neden oldu.
Çamlıhemşinliler, daha önce de benzeri girişimlerin olduğunu hatırlatarak, yıllarca hukuk mücadelesi verdiklerini ve açtıkları yürütmeyi durdurma davasını kazandıklarını söyleyerek "yine yenilecekler" diyor.
"Fırtına deresi vadiye hayat veriyor"
Danıştay'ın nihai kararının, şu anda gündeme getirilen Dikkaya hidroelektrik santralini de kapsadığını belirten Konaklar Mahallesi Muhtarı Akif Hacaloğlu, "Biz yıllarca bu vadiye santral yapılmasın diye mücadele ettik. Şimdi ne diye tekrar gündeme getiriyorlar, başka yapacak iş mi yok?" diye tepki gösterdi.
Daha önce Dilek-Güroluk santralinin yapımına da karşı çıkan Zeliha Gülay,oldukça tepkili:
"Biz mücadelemizi açıkça yaptık. Deremizin kurumaması için yıllarca uğraştık ve başarılı olduk. Eğer o santral yapılsaydı, deremizin suyu kuruyacaktı. Bizi de buradan süreceklerdi. Şimdi de aynı tepkiyi göstereceğiz. Fırtına deresi, buraya hayat veren deredir. Buranın yok edilmesine kimsenin gönlü razı olmaz. Başımızda tüneller açarak, evlerimizi yıkarak yapılacak hiçbir şeyi kabul etmiyoruz ve bu mahallede de, Çamlıhemşin'in başka yerlerinde de santral kurulmasını istemiyoruz."
Küşüve köyünden Avniye Turan "Bunlar hiç akıllanmayacak. daha önce de yapmaya çalışmışlardı ama kaybettiler.Burada santral yapılmasını istemiyoruz, bunu böyle bilsinler" diyor.
"Yine yenilecekler"
Konaklar Mahallesi'nde oturanlar daha önce B.M. holdingin, mahallelerinde şantiye binası kurmasından ve yaklaşım tünelleri için yollar açarken çok sayıda ağaç kesmesinden rahatsız olmuşlar ve mahkemeye başvurmuşlardı.
Bu nedenle 10 kilometre aşağılarında bulunan Dikkaya köyünde yapılacak HES projesinden oldukça rahatsızlar.
Konaklar Mahallesi'nde tarihi bir konakta oturan Gönül Gülay, "Biz yıllarca burada huzurlu bir şekilde yaşadık. Sonra birileri geldi, makinelerle kapımıza dayandı. Bir değirmenimiz vardı, inşaat yolunun gazabına uğradı. Evimizin karşısındaki ağaçları kestiler, dinamit patlattılar. Ortan köyüyle aramızdaki yolu kapattılar. Ama mahkeme kararıyla geri çekilmek zorunda kaldılar. Şimdi de aynı şeyi yapmaya çalışıyorlar. Yine yenilecekler" diyor.
"Santral yapılırsa Tayyip gider"
Yeni bir santralin yapılmasıyla gündeme gelen, Fırtına Vadisi'nin içinde yer alan Dikkaya köyünde oturanlar da oldukça kızgın.
Refik Sarıtaş geçimini inşaatlarda çalışarak kazandığını söylüyor ve " Buraya insanlar dinlenmeye ve temiz hava almaya geliyor. Ama bizi rahat bırakmıyorlar. Suyumuzun kurumasını istemiyoruz. Dere balığımız çok kıymetli. Türkiye'de santral yapacak başka yer bulamadılar mı ki, böyle doğa harikası bir yeri mahvediyorlar?" diye soruyor.
Sarıtaş'ın akrabası olan ve onunla aynı işi yapan Süleyman Sarıtaş da, "Kesinlikle karşıyım. Bu santral buraya yapılırsa, Tayyip bir daha oy kazanamaz bizden. Bizi rahat bıraksınlar" sözleriyle tepkisini gösteriyor.
Aynı köyden Recep Yılmaz da, daha önce santrali istedikleri itirafında bulunarak, "Ama şimdi yanlış düşündüğümüzü anladık. Yapılmasa daha iyi olur, yapılırsa dengemiz bozulur" diyor.
"Fırtına deresi yanlış seçim"
B.M. holdingin projesine yıllar sert tepkiler gösterdiğini söyleyen Çinçiva köyünden İbrahim Danışoğlu, "Elektriğe karşı değiliz, yanlış yatırıma karşıyız. Enerji Piyasası Kurulu, bu vadiden ne istiyor? Dünya koruyor, biz bozuyoruz" derken; Rukiye Güney de, "Mahkeme kararıyla durdurulan bir projenin yeniden gündeme getirilmeye çalışılmasının ardında başka nedenler olabilir" dedi.
Aşağı Vice köyünden Ömer Birgül de, Çamlıhemşin'de daha önce yapılan mücadelenin haklı olduğunu belirterek, "Mahkeme kararlarını çiğnemeye çalışıyorlar. Öyleyse bu Fırtına vadisinin değil tüm Çamlıhemşin'in yok edilmesi projesidir" diyor.
Vadide yaptığı eylemlerle adı "İsyankar Muhtar" a çıkan, Konaklar Mahallesi eski muhtarı Mecit Gülay'ın değerlendirmesi şöyle:
"Santral Dikkaya'da yapılırsa, bunun devamı gelecek. Bozulmaması gereken bir vadiyi, bozmaya çalışıyorlar. En büyük korkum, bizi buralardan çıkarmak istemeleri. Bunu daha önce de yapmaya çalıştılar, bizi İspir'e göndereceklerdi. Ama davayı kazanınca, geri adım attılar. Burada, bu derenin akmaması bizi olumsuz etkiler. Çünkü biz, bu derenin akmasından hep fayda gördük. Buna da dur demek gerekiyor."
"Mücadele devam edecek"
1998'de başlayan santral tartışmalarında, Fırtına Vadisini Koruma Girişimi'nin sözcülüğünü üstlenen ve açılan davalara müdahil olan Yakup Okumuşoğlu da "Bu girişim, özel şirketlerin Fırtına Vadisi'ni yok etmeye çalıştıklarını gösteriyor ancak mücadelemiz sürecek. Daha önce yenildiler, yine yenilecekler" dedi.(UB/EZÖ)