Haberin İngilizcesi için tıklayın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski eş genel başkanı ve İstanbul milletvekili Selahattin Demirtaş, tutuklu olduğu dava kapsamındaki duruşma üçüncü gününde devam etti.
Mezopotamya Ajansı'nda yer alan habere göre Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülen duruşmaya 50'yi aşkın avukat izledi. Bugünkü duruşmada Demirtaş’ın savunmasını tamamladı. Savcı, Demirtaş'ın savunması için süre verilmesini, mevcut kuvvetli suç şüphesinin bulunması, atılı suçların katalog suçlardan olması, CMK 100 ve devamı maddeler gereğince tutukluluk halinin devamını istedi.
Demirtaş'ın avukatları taleplerini dile getirdi. Mahkeme tutukluluğun devamına karar verdi. Bir sonraki duruşma 11 Nisan 2108 'de.
Demirtaş "terör örgütü kurma ve yönetme", "örgüt propagandası" ve "suç ve suçluyu övme" iddialarıyla suçlanıyor. Diyarbakır'da açılan dava, güvenlik gerekçesiyle Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi'ne alınmıştı. Bugün duruşması görülen dava, daha önce Demirtaş hakkında hazırlanan ve dokunulmazlığının kaldırılması için TBMM'ye gönderilen 31 fezlekenin toplamından oluşuyor.
Demirtaş: İmralı'daki fotoğrafı oradaki görevli çekti
TIKLAYIN- Demirtaş: Müdahalelerle Karşılaşmasaydık Belki Barış İçinde Yaşamaya İnanç Artacaktı
Mezopotamya Ajansı'nda yer alan habere göre Demirtaş'ın üçüncü gün savunmasında Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) yasa dışı olmadığını ve gayri resmi çalışmasının bulunmadığını belirtti. Çözüm sürecinde Kandil’de çekilen fotoğrafların dosyaya delil olarak konmasına dair şunları söyledi:
"Ses kayıtları, ortam dinlemeleri hepsini kriminale gönderebilirsiniz. Arkasında durmadığım tek bir konuşmam ya da inkar ettiğim tek bir faaliyetim yoktur. Hepsinin arkasındayım. İmralı’da, Kandil’de fotoğraf çektirdik. Bunlar hatıra fotoğrafı değildi. Bu işin ciddiyetine dair olan fotoğraflardı.
“Cezaevine yasak olan fotoğraf makinesini biz sokmadık. Oradaki görevli tarafından çekildi. Adalet Bakanlığı mührüyle digital ortamda verildi. Kandil’de çekilen fotoğraflar ise hükümetin onayıyla dağıtıldı. Çünkü bu fotoğraflar sürecin ciddiyetle yürütüldüğünün göstergesiydi. Çözüm süreci bozulunca şimdi o fotoğraflar dosyaya delil diye konuldu. Her gün baskıyla, yargıyla karşı karşıya olmamıza rağmen pes etmiyoruz. Bize oy vermeyenler ise bu durumu anlamlandırmaya çalışıyor. Bizimde istediğimiz toplumsal uzlaşıdır. Böylesi yüzde 10, diğer yüzde 51’den iyidir.”
Hakimden "seçim meydanlarında yaparsınız" yanıtı
Parti programında yer alan “demokratik özerkliği” bir dizi çalışmada anlattıklarını, bu süreçte oylarının da arttığını söyleyen Demirtaş şöyle devam etti:
“Başkanlık modeli Türkiye’yi kurtarır diyorlar ya. Benim elimde, partimin elinde iktidar partisi imkanlarının milyonda biri olsun yüzde 75 oy alırız biz. Biz bu imkansızlıklar içinde halk desteğini sağladık. Oy vermeyenler de dinliyordu, çok önemliydi. Bu yüzde 50 oy almaktan daha değerliydi. İşte alıyorlar Türkiye’yi ikiye bölüyorlar. Böyle yüzde 50 oy alacağımıza yüzde 10 alıp, kardeşliğe, barışa hizmet edelim önemli deriz değiliz. Bizim bakış açımız bu. Milli-gayri milli olarak ayırıp yüzde 60 oy alsak ne olur. Başkan olmak oya bağlı değil rızaya bağlıdır. Yüzde 50 oy alırsınız, yüzde 50’nin rızasını alamazsınız, başkan olamazsınız. İkna lazım. Toplumun geri kalanının iknası lazım.”
Demirtaş, duruşmada geneli üzerindeki savunmasını tamamlarken “Bunları uzun uzun okumak istemiyorum. Partimin programıdır. Seçim beyannameleri, vaatleridir. Şimdi hepsini okurum sizi de ikna ederim…” dedi. Mahkeme başkanının yanıtı ise “Onları seçim meydanlarında yaparsınız Selahattin Bey” oldu.
Avukatlar beyanda bulundu
Mütalaaya karşı savunmalarını yapan Demirtaş'ın avukatlarından Mahsuni Kahraman, şu taleplerde bulundu:
* 6-8 Ekim fezlekesi ile ilgili olarak dosyaların tümünün araştırılması, Ankara ve Diyarbakır'daki soruşturma dosyalarının celbi mahkemeye getirilmesi.
* HDP'nin resmi Twitter hesabından atılan Tweet’in 6 Ekim 2014 günü saat 20.00 civarında atıldığı dolayısıyla bu olayların başlama tarihiyle atılan tweetin karşılaştırılması için Twitter'dan söz konusu tweetin saatinin sorulması.
* Atılan tweet öncesi yaşanan olaylara dair bilgi ve belgelerin de toparlanması.
* Meclis'e yazı yazılarak Anayasa Komisyonu'na DTK'yi temsilen çağrı yapılıp yapılmadığı, çağrıya yanıt verilip verilmediği yönünde bilgilerin istenmesi.
* 31 fezlekede 17 aynı suçtan açılan davaların birleştirilmesi.
* KHK ile getirilen tek tepi kıyafete dair düzenlemenin Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin adil yargılamayla ilgili olan düzenlemelerini ihlal edip etmediği yönünde Anayasa Mahkemesi’ne sorulması.
* Tüm tape kayıtlarının dosyala eklenmesi ve incelenmesi.
* İlk dört fezleke başta olmak üzere 31'inci fezleke hariç tüm fezlekelerin suç isnat edilen içeriklerin yasama sorumsuzluğuna girip girmediği yönünde mahkeme heyetinden bir üyenin naip hakim olarak görevlendirilmesi.
Ardından söz alan Demirtaş'ın avukatlarından Mehmet Emin Aktar, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın gönderdiği yazıyı hatırlatarak, "Mercek" isimli gizli tanığın hayali olduğu belirtti.
Aktar, mütalaaya ilişkin de katalog suç olmasının başlı başına bir tutuklama gerekçesi sayılmayacağına, kaçma ya da delilleri karartma şüphesine dair tutuklama için mütalaada hiçbir gerekçenin gösterilmediğine işaret etti.
Aktar, "Bu akşam sevgili müvekkilim ile Diyarbakır'a gitmek istiyorum" dedi ve ardından salonda "İnşallah" sesleri duyuldu. (BK)