Duruşma esnasında, mahkeme salonunda video ve fotoğraf çekiminin yasak olduğu ülkelerde arasında Türkiye de bulunuyor. Bu yasak Türkiye’de Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 183. maddesince uygulanıyor. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bu yasağı delmenin bir yöntemi var. Çizmek... Ya da bir başka adıyla mahkeme ressamlığı.
Türkiye’de mahkemelerde resim çizmenin önünde herhangi bir yasal engel bulunmuyor fakat dün Silivri’deki İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Gezi davasında çizerler arasında bulunan Tarık Tolunay mahkeme başkanı Galip Mehmet Perk’in isteği üzerine salondan dışarı çıkartıldı.
Murat Başol’un ise duruşma salonu içerisinde resim yapması engellendi. Dün duruşma sırasında yaşananları Tarık Tolunay bianet’e şöyle anlattı:
TIKLAYIN - Mahkeme, Osman Kavala'nın Tutukluluk Halinin Devamına Karar Verdi
"Çizmenin önünde yasal bir engel yok"
"Daha önce Cumhuriyet davasına katıldık, Ankara’da Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın yargılandıkları davayı izledik, Canan Kaftancıoğlu’nun davasında duruşma salonundaydık. Ama bu duruşmaların hiçbirinde çizerlere yönelik herhangi bir kısıtlama yoktu.
"Gezi davasını ilk duruşmadan beri izliyorum. İlk defa böyle bir durumla karşılaştım. Yasal olarak video ve fotoğraf çekimi yasak fakat çizmenin önünde yasal bir engel yok.
"Fotoğraf ve video çekiminin önündeki engel 2004’te yasalaşmış. Fakat düzenlemeyle birlikte aynı Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki gibi mahkeme ressamlarının önü açılmış. Biz de bunu Türkiye’de hayata geçirdik.
"Salonu iyi görebileceğimiz yerlerde oturmak istiyoruz"
"Gezi davasında izleyicilere ayrılan bölüm devasa bir salonun en son noktası. Yani o noktadan salonu ve sanıkları sadece bir nokta gibi görüyoruz. Biz avukatlardan ve milletvekillerinden ricada bulunarak ön sıralardan bir yer edinmeye çalışıyoruz, salonu iyi görebileceğimiz yerlerde oturmak istiyoruz.
"Dün de jandarma komutanından izin alarak milletvekilleri ve yurtdışından gelen temsilcilerle orta sıralarda bulunan bir noktaya yerleştim, çizimimi yapmaya başladım.
"Mahkeme başkanının kararı"
"SEGBİS bağlantısı kurulamadığından mahkemeye ara verildiğinde görevliler yanıma geldi ve mahkeme başkanının salondan ayrılmanızı istediğini söyledi. Ben de hangi gerekçeyle olduğunu sordum. Tek söyledikleri ‘Sizi salonun dışına almamız gerekiyor’ oldu.
"Durumu Vekil Sezgin Tanrıkulu’na aktardım. Sezgin Tanrıkulu birkaç görüşme yaptıktan sonra ve bunun mahkeme başkanının kararı olduğunu bizim salonda bulunmamızı istemediğini aktardı. Ben de mecburen salondan ayrıldım.
"Murat Başol'un çizimleri de engellendi"
"Diğer çizer arkadaşım Murat Başol’la ben salonun iki farklı noktasındaydık. O İzleyicilerin olduğu bölümdeydi. Görevliler ona da gitmiş ve çizim yapmasını engellemiş. Fakat Murat duruşmayı izlemeye devam etmiş, tabii sadece izleyici olarak.
"Ben o sırada mahkeme salonundan çıktım ve yarım kalan çizimimi fotoğraflayarak Twitter’dan paylaştım. Dün yaşadığımız şey aslında yasal karşılığı olan bir şey değil. Çizmenin önünde, mahkemeyi çizerek belgelemenin önünde bir yasal engel yok. Bu tümüyle mahkeme başkanının kuralsızca bir yaptırımı.
"Bir toplumun tarihine çizgili notlar düşüyoruz"
"Bizler hafıza mekanlarını resmediyoruz. Mahkemelerde herhangi bir görsel kayıt yaptırılmıyor. Biz de görsel olarak yaşananları kaydediyoruz. Çünkü bunlar tarihi duruşmalar. Türkiye’nin şu anki gidişatını ve durumunu anlatan mahkemeler. Bir toplumun tarihine çizgili notlar düşüyoruz.
"Bir zahmet bize izin versinler de bunu yapalım. Fotoğraf çekilemiyor, tamam; video çekilemiyor ona da tamam. Ama çizmenin önünde niye bir engel getiriliyor? Anlamış değilim. Mahkeme başkanının kişisel ve keyfi bir tutumu bu.
"Her şeye karışıp, her şeyi yasaklama ve birazda sert bir hava estirip kendi üstünlüğünü ispatlama çalışması olarak görüyorum ben yaşananları." (HA)