Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu, olay yerindeki incelemelerin ardından yaptığı açıklamada, daha önce vuku bulan pek çok kaza gibi, bu olaydan da yasayla kendisine verilen görevleri yerine getirmeyen Maden İşleri Genel Müdürlüğünün sorumlu olduğunu vurguladı:
* Dört ay önce yedi maden işçisinin yaşamını yitirdiği Erzurumun Aşkale ilçesindeki maden ocağı gibi, Ermenekteki kömür ocağının işletmesi de rödovans (kiralama) ile özel bir firmaya verilmişti.
* Ermenekteki kömür ocağında üretim 1.5 yıldan uzun bir süredir devam ediyordu. Üretim koşullarının zorluğuna ve yüksek grizu riski bulunmasına rağmen, üretim maliyetlerini düşürmek adına uzman ve deneyimli personel çalıştırılmıyordu.
* Her iki kazada da Maden İşleri Genel Müdürlüğü yetkilileri patlama öncesinde herhangi bir denetim yapmadığı gibi, kazalardan sonra da olay yerine uğramadı. Söz konusu kurum, iş kazalarına ilişkin sorumluluğu bir türlü üstlenmiyor, gereken planlama, örgütleme, yönlendirme, koordinasyon, izleme ve denetleme görevlerini yapmıyor.
Kamu madencilik kuruluşlarının kapatılması ve rödovans
Özelleştirme ve özelleştirmeye yönelik uygulamaların sektördeki olumsuz sonuçlarına da değinen açıklamada, uygulamalar nedeniyle madencilik sektörünün küçüldüğü, buna karşın sektördeki iş kazalarının arttığı vurgulandı.
Rödovans (kiralama) sisteminin olumsuz etkilerinin de yer aldığı açıklamada, Maden Mühendisleri Odasının eleştiri ve önerileri şöyle sıralandı:
1) Madencilik, içerdiği riskler nedeni ile özellik arz eden, bilgi, deneyim, uzmanlık ve sürekli denetimi gerektiren dünyanın en ağır iş kollarından birisidir.
Son 25 yıldır devletin küçültülmesi girişimleri sonucu, Türkiye madencilik sektörü yarı yarıya küçültüldü; nesillerin bilgi ve deneyim birikimi de darmadağın edildi.
Bir yandan madencilik üretiminin yetersiz, donanımsız ve deneyimsiz kişi ve kuruluşlara bırakılması, diğer yandan kamusal denetimin gevşetilmesi, böylesi kazaların kaçınılmaz olmasına neden oldu.
Devletin küçültülmesi uygulamalarının madencilik sektörüne yansıması, kamu madencilik kuruluşlarının kapatılması, özelleştirilmesi, rödovans ile devredilmesi ya da kamu kuruluşlarının işlerinin özel şirketlere gördürülmesi şeklinde oldu.
Ancak bugüne kadar, özelleştirme ve özelleştirmeye yönelik uygulamaların hiçbirisinden olumlu sonuç alınamadı. Madencilik sektörü küçüldü, sektördeki iş kazaları arttı.
Maden İşleri Genel Müdürlüğü yeniden yapılandırılmalı
2) Maden İşleri Genel Müdürlüğünün mevcut yapısı ciddiyetle sorgulanmalı, bu birim madencilik sektörünün ihtiyaçlarına yönelik olarak yeniden yapılandırılmalıdır.
Rasyonel olmayan ve politik tercihlerin belirlediği istihdam biçimi acilen terk edilmeli, görevler işin uzmanlarına bırakılmalıdır.
İşyerinin güvenliğine yönelik sorumluluğu, işçi sendikalarının da paylaşması gerekir. Bu yönde bir denetim ile işçilerin eğitim ve sağlıklarına ilişkin etkin çalışmalar, sendikaların birincil görevleri arasında yerlerini almalıdır.
Plansız istihdam
3) Teknik eleman istihdamının önemi, artan kazalar ile bir kez daha gündeme geldi. Yürürlükte olan yasal mevzuata göre sürdürülen fenni nezaretçi uygulaması yürümüyor, pratikte önemli sorunlara neden oluyor. Söz konusu nezaretçi sisteminde, her nezaretçi Türkiyenin herhangi bir yerindeki 10 sahaya aynı anda bakabiliyor ve maden sahalarına ayda sadece iki kez gitmesi yeterli sayılıyor. Bu durum, iş güvenliği bakımından sorunlara neden olduğu gibi, maden sahalarındaki üretimin verimsizliğine de yol açıyor.
Her maden işletme faaliyetinde iş güvenliği ve üretim için yeterli sayıda maden mühendisinin daimi istihdamı zorunlu olmalı, işletmenin özelliklerine ve taşıdığı risklere göre söz konusu mühendisin gerekli deneyime sahip olması mutlaka sağlanmalıdır.
Madencilik sektörü, içerdiği riskler nedeniyle diğer sektörlere nazaran özellik arz etmektedir. Bu sektördeki denetimin, dünyadaki uygulamalarda da olduğu gibi, mutlaka maden mühendisleri tarafından yapılması gerekmektedir.
Rödovans ve kaçakçılık
4) Rödovans uygulaması, 3213 sayılı Maden Kanununun birçok hükmüne aykırı uygulamalar içeriyor, uygulamada önemli sorunlara neden oluyor. Bu sistemle yetersiz firmalara madencilik üretimleri veriliyor; hem maden kaynaklarının uygun olmayan üretim yöntemleriyle heba edilmesine, hem de çok sayıda ölümlü iş kazasına neden olunuyor.
Son derece düşük ücretlerle kaçak ve sendikasız işçi çalıştırmaya müsait olan rödovans sisteminde çeteleşme ve cevher kaçakçılığı da söz konusu oluyor. Kamu kuruluşları ve yöneticileri sıklıkla kendilerini çetelerle karşı karşıya buluyor. Rödovans uygulamasından vazgeçilmesinde; kamu kurumlarındaki mevcut potansiyellerin doğru planlamalar ve akılcı yönetim ile ülke kalkınmasına yönelik harekete geçirilmesinde fayda var. (BB)