Genelkurmay Başkanlığı ise 7 Haziran'ı 8'ine bağlayan gece İnternet sitesinde bir bildiri yayımlayarak halkı teröre karşı kitlesel refleks göstermeye çağırmıştı .
Artan şiddet ortamını, ordu ve devlet yöneticilerinden gelen tepkileri bianet'e yorumlayan İstanbul 2. bölgeden solun ortak bağımsız milletvekili adayı Baskın Oran "Şiddet eylemleri nereden ve kimden ve hangi nedenle gelirse gelsin sonuna kadar karşısındayım. Bunların hiçbir tarafa yaramayacağı, bu işin sonunda herkesin kaybedeceği, artan şiddetin herkesi birden mahvedeceği konusunda kesin kanaat sahibiyim" dedi.
"Demokrasi, teröre paravanlıkla bir tutuluyor"
Oran, Genelkurmay'ın bildirisinde "barış, özgürlük ve demokrasi" kavramlarının "teröre paravanlık"la özdeş tutulmasını büyük üzüntüyle karşıladığını belirtti.
"Türk milletini teröre karşı kitlesel karşı koyma refleksi"ne çağrının, İspanya'daki İspanya Ayrılıkçı Terör Örgütü (ETA) aleyhtarı harekete atıfta bulunduğunu belirten Oran, "Ancak İspanya'daki halk tepkisi, Bask halkının her türlü demokratik hakkının eksiksiz verildiği bu ülkede ETA'nın hâlâ şiddete başvurması üzerine kendiliğinden oluşmuştur" diyor.
Bütün bunların Kuzey Irak'a müdahaleden bahsedildiği bir ortamda tartışılmakta olduğunu vurgulayan Oran, "savaşta seçim olmaz" yorumlarının şimdiden başladığına işaret ediyor; "Bunu önlemek için bütün parti liderleri derhal bir araya gelmeli ve seçimlerin yapılmasında kararlı olduklarını hep birlikte açıklamalıdırlar" diye konuşuyor.
"Bildiri kontrol edilmez sonuçların ebesi olabilir"
Bu bildirinin din adamlarının durup dururken işkence edilerek öldürüldüğü, Ahmet Kaya tişörtü giyenlerin linç edilmek istendiği bir ortamda yayınlandığına dikkat çeken Oran "Bu olay bir anda, hiç kimselerin kontrol edemeyeceği vahim sonuçların ebesi haline gelebilir" uyarısında bulunuyor.
Oran bu bildiriyi, mesela Genelkurmay Başkanının 12 Nisan basın toplantısıyla, 27 Nisan "e-muhtıra"sıyla, Büyükanıt'ın Ankara'daki patlama olur olmaz "durun daha neler olacak" mealindeki sözleriyle, yeni ilan edilen Geçici Güvenlik Bölgeleri'yle (GGB) birlikte düşünmek gerektiğine dikkat çekiyor.
"Ayrıca unutmamak gerekir ki, bu ülke, kimi generallerin görevdeyken savcı ve yargıçların evlerine 'terbiye etmek' için bomba attırdıkları ve bunu emekli olunca iftiharla açıkladıkları (ve ceza almadıkları) bir ülkedir."
Oran, "şu günlerde benzeri 'terbiye edici' eylemlerle karşılaşmayacağımızı şimdiden söyleyebilmek mümkün değildir" diye ekliyor. (NZ/EÜ)