AİHM, gazete ve July'nin başvurusunda, üçe karşı dört oyla, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10. maddesinin ihlal edilmediğine karar verdi.
1881 tarihli Fransa Basın Kanunu, AİHM'de
28 Ekim 1996'da "Bıçak saplı erişkin aşkı" (Amour d'ados planté d'un coup de couteau) başlıklı bir yazıya yer veren gazetenin müdürü July ve haberin yazarı Tourancheau, ceza kovuşturmaya dair belge kesitlerinin duruşmada kamuoyuna açıklanmadan önce yayımlandığı için 1881 tarihli Basın Kanunu'nun 38. maddesi uyarınca para cezasına çarptırılmışlardı.
Cezaya konu edilen haber, Mayıs 1996'da bir genç kızın bıçak darbesiyle öldürülmesini konu ediyordu. Haklarında soruşturma açılan 19 yaşındaki B ve 17 yaşındaki arkadaşı A, cinayetle ilgili birbirleri aleyhinde ifadeler verirken genç, serbest bırakılırken, genç kız A'nın tutukluluk halinin devamı karar verilmişti.
Gazetenin müdürü ve yazarı, Sözleşmenin 10. maddesinin hem ayrı olarak hem de "ayrımcılık yasağı"nı düzenleyen Sözleşmenin 14. maddesiyle birlikte ihlal edildiğini savunarak AİHM'ye başvurmuştu.
Gazete ise, cinayet koşullarını ve iki gencin cinayet öncesinde birbirleriyle olan ilişkilerini aktarırken, A'nın polis ve sorgu hakimine verdiği ifadelerden bazı kesitlerle, B'nin soruşturma ve bir mülakatta sağladığı bilgileri de yayımlamıştı.
Gazeteciler ve gençler mahkum edildi
Başvuru sahipleri, mahkeme dosyalarındaki bilgilerle gazetede yayımlananların tıpa tıp aynı olduklarını kabul etmekle birlikte gazeteci Tourancheau, hiçbir zaman mahkeme dosyasını görmediğini, habere konu ifade kesitleri ve belgelerini, B'nin dosyadan aldığı notlardan kaleme aldığını savundu.
İlk yargılamada suçlu bulunan ve bin 525 avro para cezasına çarptırılan gazetecilerin cezası temyiz aşamasında onandı ancak tecil edildi. 22 Haziran 1999'da ise, Fransa Temyiz Mahkemesi, gazetecilerin itirazını reddetti. Gazetecilerin 20 Aralık 1999'da başvurduğu AİHM, 2 Ekim 2003'te dosyayı kabul etti.
Bu arada, 10 Haziran 1998'de, gençlerde A kasten insan öldürmekten 8 yıl, B ise, tehlike altındaki bir kişiye yardım etmediği gerekçesiyle 5 yıl hapse mahkum edildiler.
"Yargının tarafsızlığı, kişilerin hakkı korundu"
Mahkumiyetle gazetecilerin ifade özgürlüğü hakkının kısıtlandığını kabul eden AİHM, 1881 tarihli yasanın, duruşmada okunmadan önce soruşturma dosyasına dair belgelerin kısmi de olsa yayımlanmasına yasak getirdiğinin gazetecilerce pekala bilindiğini, gazetecilere "yasalarda öngörülen bir müdahalede" bulunulduğunu bildirdi.
Söz konusu kısıtlama ile "başkaların şöhret ve haklarının korunmasının" amaçlandığına kanaat getiren AİHM, A veya B'nin suçluluğu yargı tarafından henüz ortaya konulmamışken, itilafa konu gazete haberinde, yazarı Tourancheau'nun görüştüğü B'nin, reşit olmayan A'yı suçladığını hatırlattı.
AİHM, Fransız yargısının, ifade özgürlüğüne yönelik müdahalesine gösterdiği "A ve B'nin haklarının korunması zorunluluğuna " ve "Suçsuzluk karinesi"ne dair gerekçelerin, Sözleşmenin 10/2. maddeler ışığında "belirgin ve yeterli" olduğuna karar verdi.
Üç yargıç karara muhalif kaldı
Yerel mahkemelerin "yargının tarafsızlığı" endişesiyle hareket ettiğini duyuran AİHM, gazetecilere verilen cezaları da, yargının meşru hedeflerine göre de "orantısız" bulmadı.
Karara Fransız Jean-Paul Costa, Belçikalı Françoise Tulkens ve Danimarkalı Peer Lorenzen isimli yargıçlar muhalif kaldılar. (EÖ)