Ankara 3. İdare Mahkemesi, 2024 Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamında yapılan merkezi sınavdaki tartışma yaratan fen bilimleri A kitapçığındaki 13. sorunun “okuyan her öğrencinin aynı anlamı çıkarabileceği kadar net olmadığı” gerekçesiyle iptaline karar verdi.
Yeni eğitim ve öğretim yılının başladığı 9 Eylül’de verilen mahkeme kararının ardından Milli Eğitim Bakanlığı puanları yeniden hesapladı.
MEB, kararın kendilerine tebliğ edildiği 11 Eylül’de açıklama yaptı. MEB’in açıklamasında “Fen bilimleri dersi A kitapçığı 13. sorusu değerlendirme dışı bırakılarak diğer sorular üzerinden yeniden değerlendirme gerçekleştirilmiştir. Herhangi bir mağduriyet yaşamamaları için tüm öğrencilerin yerleştikleri okullara yönelik hakları korunmuştur. Yeniden puan hesaplanması sonucunda üst tercihlerine yerleşmeye hak kazanan öğrencilere ise yeni kayıt hakkı tanınmıştır. Bu öğrenciler, kayıt hakkını kullanmak istememeleri durumunda mevcut okullarında kalabileceklerdir” denildi.
10 bin öğrenci etkilendi
Konuya ilişkin bugün yeniden açıklama yapan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, söz konusu soru iptalinden yaklaşık 10 bin civarında öğrencinin etkilendiğini söyledi.
Tekin “Çocuklarımızdan kaçının bu hakkını kullanacağı 21 Eylül itibarıyla belli olacak. Bu nedenle biz mağduriyet olmasın diye 'Puanı yeniden hesaplanan öğrenciler isterlerse bir üst tercihine kontenjan sınırına bakılmaksızın yerleştirilebilir' dedik. Yeni hesaplamaya göre mevcut kayıt yaptırdığı okula puanı tutmayanları da kazanılmış hak olarak kabul ettik. Onlara mevcut okullarınızda devam ediyorsunuz dedik” dedi.
"Çocuklara bu psikolojiyi yaşatma hakları yok"
Değerlendirme sonrası yeni bir okula kayıt hakkı kazanan öğrencilerin, bu hakkını kullanmak son gün ise yarın (20 Eylül). Öğrenciler, okullarını değiştirmek isterse e-Okul üzerinden başvuracak, 21 Eylül’de de kayıtları otomatik olarak yapılacak.
Ancak öğrenciler ve aileler, okullar açıldıktan verilen bu karara tepkili. İsmini vermek istemeyen bir veli, puanların yeniden hesaplanmasının ardından kendilerine mesaj geldiğini söyledi. Mesajda okul değiştirebilecekleri bilgisi verildiğini belirten veli, şöyle devam etti:
“Şehremini Anadolu Lisesi'ne kayıt yapma hakkı kazandığımız bildirildi. Oğlum şu an Beşiktaş'ta bir Anadolu Lisesi'nde ama Şehremini'yi daha çok istiyor fakat bir ikilem içindeyiz. Çocuğuma tercihi kendisine bıraktığımı söyledim ancak bu çok zor bir karar. Bir taraftan okula alıştığını söylüyor, diğer taraftan acaba orası daha iyi olur mu, sorusunu soruyor. İki arada bir deredeyiz. Küçücük çocuklara böyle bir psikolojiyi yaşatmaya hakları yok. Ekonomik olarak elbette çok zorlayacak ama benim tek çocuğum. Büyük bir yük oluşturacak ama çocuğum isterse bu yükün altına gireceğiz. Fakat daha önemlisi çocuğum, ‘hep bir acaba yaşar mı’ kaygısı, bunu yaşatmaya hakları yok."
"Okullar açıldı, öğrencilere süpriz yapıldı"
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Simge Yardım ise şöyle konuştu:
"Sınavdan hemen sonra bu soru çokça tartışılmıştı. Milli Eğitim Bakanı o zaman bu uyarıları dikkate alarak soruyu iptal edebilirdi ve çözüm üretebilirdi. Ancak bu yapılmadı ve yargı yoluna başvuruldu. Mahkeme de yürütmeyi durdurma kararı verilebilirdi bu da yapılmadı. Yerleştirme sonuçları açıklandı çocuklar okullarına kayıt yaptırdı, okula başladı ve sürpriz bir kararla ‘puanlarınız yeniden hesaplandı’ denildi.
Milli Eğitim Bakanı, çocukların haklarının korunacağını söylüyor fakat buradaki esas sorun şu; okullar açıldı, veliler ve öğrenciler hazırlıklarını tamamladı. Okul kıyafetleri, kitaplar, kırtasiye malzemeleri, okul servisi, yemek gibi pek çok planlama yapıldı. Bütün bunlar çok büyük bir yük ama şu an yeniden bir süreç başlatılıyor. Her şey bitmişken öğrenciler ve aileler ikili bir sürecin içine itiliyor.
"Tek sorumlu Milli Eğitim Bakanlığı"
Öğrenci daha çok istediği daha iyi bir okula gidebilir ama ailesine çıkacak yeni bir maliyeti düşünüyor. Diğer taraftan bir hafta da olsa adapte olmaya başladığı bir okul var. Doğal olarak öğrenciler de aileler de ne yapacaklarını bilemiyorlar. Bu durumun tek sorumlusu Milli Eğitim Bakanlığı, göz göre göre yanlış bir soruyu iptal etmedi. Aileler, bir dizi sorunla baş etmeye çalışırken yeni bir mağduriyet yaratıldı.
Bakan, ‘hak kaybı olmayacak’ dese de pratik böyle olmuyor. Yasal olarak görünürde hak kaybı yaşamıyor olmak bir hak kaybı olmadığı anlamına gelmiyor. Öğrenciler, istedikleri okula maddi yük oluşturmamak için gidemeyecek, aileler istese dahi ekonomik yükü karşılayamayacak. Yani öğrencilerin psikolojisinde bir mağduriyet yaşandı, bunu kimse reddedemez."
(RT)