SES Eşitlik, Adalet, Kadın Platformu Kurucusu Gülseren Onanç, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Beştepe Sarayı'nda yaptığı görüşmede ayakta kalmasına ilişkin kendisine açık mektup yazdı.
TIKLAYIN-Charles Michel'den 'koltuk krizi' açıklaması: Uyuyamıyorum
Onanç, “Sizin liderliğinizi çok önemsiyorum” dediği Leyen’e “İşiniz hiç kolay değil. Karşınızda otoriter, popülist bir erkek grubu ve onların kurduğu patriyarkal bir sistem var. Üstelik bu erkekler farklı ülkelerden olmalarına rağmen bayağı bir dayanışma içindeler” şeklinde seslendi.
TIKLAYIN-"Ursula von der Leyen eşit şekilde oturmalıydı"
Onanç’ın mektubu özetle şöyle:
“Sevgili Ursula,
“Geçmişinize baktığımda feminizmden etkilenmediğinizi görüyorum. Ancak 2019 dan beri üstlendiğiniz AB Komisyon Başkanlığı görevinizde karşılaştığınız ve daha çok karşılaşacağınız cinsiyet temelli ayrımcılığı anlamlandırmanız ve onunla mücadele etmeniz için feminizme ihtiyacınız olacağını düşünüyorum.
“Bunları Türkiye’de yıllardır cinsiyet eşitliği için mücadele etmiş, yolu siyasetten de geçmiş, dünyadaki kadın liderliğini yakından takip eden, Türkiye’de ve global kadın hareketi içinde yer alan bir kadın olarak söylüyorum.
“Diyebilirsiniz ki, ‘orası Türkiye burası Avrupa. Siz bir türlü gerçek demokrasiyi ve toplumsal cinsiyet eşitliğini hayata geçiremediniz ve son yirmi yıldır daha da geriye gidip dindar muhafazakar otoriter bir başkanlık sistemine evirildiniz. Biz Avrupa’da gerçek demokrasiyi hakim kılıyoruz.’
“Yani sevgili Ursula işiniz hiç kolay değil. Karşınızda otoriter, popülist bir erkek grubu ve onların kurduğu patriyarkal bir sistem var. Üstelik bu erkekler farklı ülkelerden olmalarına rağmen bayağı bir dayanışma içindeler.
“6 Nisan 2021 tarihindeki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmeniz sırasında size yapılan ayrımcılığa bir çerçeve çizmek için yazdım. Öncelikle şunu söyleyeyim: Başınıza gelen cinsiyetçi ayrımcılığa kendime yapılmış kadar çok üzüldüm, bunun ülkemde olmasından dolayı kendimi de sorumlu hissettim, utandım.
"Mektubumun başında da yazdığım gibi uğradığınız mağduriyeti farklı ortamlarda yaşamış biri olarak, size Türkiye’den bir SES vermek için size bu mektubu yazmak istedim. Size özetle üç şey söylemek istiyorum;
“*Sofagate” skandalı olarak adlandırılan bu davranış biçiminin bireysel sorunun ötesinde patriyarkal sistem sorunu olduğunu düşünüyorum. Patriyarkal sistem politik liderliğin erkeklere ait olduğuna inanır, kadınların “eşit” liderler olarak ülkeleri ve birlikleri yönetebileceğini kabul etmez. Nitekim sizin de şahit olduğunuz gibi Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan koltuk kapma yarışında hemen işbirliği içine girdiler. Müzakerede masanın iki tarafında oturacak erkekler, iş karşılıklı koltuklar olunca hemen yan yana saf tutabiliyor. Bu nedenle skandalın altında yatan derin sistemsel soruna dikkatinizi çekmek istiyorum.
*Türkiye’de ve Dünya’da size yapılan bu ayrımcılığa benim gibi yüzlerce, binlerce kadın tepki gösterdi. Bu tepkinin temelinde size yapılanın kabul edilemez olması yatsa da, onun ötesinde başka bir “direniş” var. Bulunduğunuz noktaya kadar gelmenizdeki yolun taşlarını mücadele ile döşeyen feminist global kadın hareketinin temsilcilerinin yanınızda olduğunu bilmelisiniz. Sizi de global feminist kadın hareketi ile dayanışma içinde yer almaya davet ediyorum.
* Avrupa Birliği’nin değerlerine inanan Türkiyeli örgütlü kadın hareketi temsilcileri de sizin yanınızda yer alacaktır. Sizden, otoriter erkek egemen bir zihniyet tarafından iptal edilen İstanbul Sözleşmesi’ni savunmak için mücadele veren kadın hareketinin yanında yer almanızı rica ediyoruz.
Sevgi ve dayanışma ile,..”
(RT)