Lesvos (Midilli) adasında her gün inanılması güç sahneler yaşanıyor. 27 Ağustos Perşembe günü ardı ardına varan şişme botlarla tahminen 2 bin sığınmacı adanın kuzeydoğusuna ulaştı.
28 Ağustos Cuma günü ise yaklaşık bin sığınmacı adaya vardı.
Adada olağan yaşam sürüyor gibi görünse de gerçeküstü bir durum yaşanıyor. Sığınmacılar herhangi bir gün, herhangi bir saatte adaya vardıklarında günlük yaşam duraksıyor, olağanüstü olaylar yaşanıyor ve sığınmacılar yola koyulduklarında sanki olağan akış sürüyor.
Bu durumu dile getirmek, anlatmak zor. Perşembe akşam yaşananlar belki durumun anlaşılmasına yardımcı olabilir…
Skala Skaminias’da Hollandalı bir çiftin düğünü için düzenlenen akşam yemeği ve eğlence sürerken, saat 21.30 sularında yaklaşık 40 Suriyeli sığınmacı botlarıyla limana vardılar. Onların geldiğini kimse fark etmedi. Sığınmacılar eğlencenin ortasından geçerek Skala Skaminias’ın meydanına vardılar. Sığınmacılar sanki canlı müzik eşliğinde karşılandı.
Kısa bir süre sonra düğünü düzenleyenlerden iki kişi sığınmacıların yanına geldi; bakkaldan su alarak onlara dağıttı. Bir süre sonra gelin ve damat sığınmacıların yanına gelerek onlarla konuştu. Kimse sığınmacılara, “buradan gidin” demedi. Sığınmacıların çocukları gelin ve damadı gördükleri için çok sevinçli görünüyorlardı.
Eğlence yaklaşık bir saat sonra bitti ve düğün için gelenler bir tekne ile limandan ayrıldılar. Onlar ayrıldıktan sonra başka botlar gelmeye başladı. Geceyarısı yaklaşırken Skala Skaminias’daki kalabalık artık sığınmacılardan oluşuyordu. Kalabalığın arasında onlara yardım etmeye çalışan üç gönüllü ve bizim gibi birkaç kişi vardı.
Belgeler
Adaya gelen sığınmacıların çoğunluğunu Suriyeliler oluşturuyor. Onları Afganistanlılar izliyor. Iraklı ve İranlılar sayıca çok az. Ancak perşembe gecesi geç saatlerde gelenler arasında Somali kökenli sığınmacılar da vardı. Somali’den gelenlerin olması Türkiye’de insan ticaretinin büyüdüğünün bir göstergesi olsa gerek.
Sığınmacıların bazıları adaya vardıklarında üzerlerinde bulunan kimlik belgelerini imha ediyor. Özellikle Afganistan’dan gelmiş ve Türkiye’de Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne sığınmacı (korunma) başvurusu yapmış olanlar Yunanistan’da ikinci bir başvuru yapmak istedikleri için bu yola başvuruyor. Kıyıda T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından verilmiş, plastik kaplı Uluslararası Koruma Başvuru Sahibi Kimlik Belgesi veya özel kağıda basılmış Yüksek Komiserlik (UNHCR) belgeleri bulmak zor değil.
Ekonominin motoru
İnsan kaçakçılığı veya ticareti dünya çapında giderek büyüyen bir sorun. Türkiye’de her türlü ticaretin desteklendiği bir dönemde insan ticaretinin bile gözde olduğu söylenebilir. Öyle olmasa binlerce sığınmacının Assos-Sivrice hattından Lesvos’a bu kadar kolay geçmeleri herhalde mümkün olmazdı.
Sığınmacıları taşıyan botların artması ile adada ortaya çıkan ticaret ise kaçak motor ticareti. Adaya ulaşan her bot, 5-10 bin TL arasında değişen fiyatlara satılabilecek bir motor ve bir bidon dolusu yedek benzin taşıyor. Bu nedenle kimi işsizler motor ticaretini iş edinmişler. Hatta tek tük de olsa bazı balıkçılar, balıktan çok bot kovalamaya başlamışlar. Bir iddiaya göre, motorları toplayarak Türkiye’den gelen teknelere götürenler bile varmış. Bu motorların insan ticaretini yapanlara geri satıldığı söyleniyor.
Basında ne var?
Lesvos’daki durum dünya basınında başsayfalarda yer alıyor. Türkiye’de ise basının konuyu ciddiye aldığı söylenemez. Adaya farklı ülkelerden gelen muhabirler Türkiye’de bu konuda basının üzerine düşeni yapmadığını düşünüyorlar. Perşembe günü görüştüğüm Kanadalı bir fotoğrafçı, “Türkiye’de insan ticareti yapanlar hakkında haber yapacak muhabir bence ünlü olacaktır” görüşündeydi.
Gizlisi saklısı yok
Cuma geceyarısına doğru Skala Skaminias’a varan botlardan ikincisinden inen Lazkiyeli Abdurrahman oldukça iyi Türkçe biliyordu. Cuma sabah Basmane’den bir yolcu otobüsüne bindirildiklerini ve bunun gizli saklı yapılmadığını söyledi.
Abdurrahman daha önce Çanakkale’ye gelmediği için otobüsün tam olarak nerelerden geçtiğini veya onları nerede indirdiğini bilmiyordu. En son gördüğü tabelada “Behramköy” yazdığını söyledi. Sonra uzun süre yokuş aşağı indiklerini, ağaçlı bir yere vardıktan sonra yaklaşık yedi saat bekletildiklerini ve yedi şişme botun ardı ardına suya indirildiği anlattı.
Gerçekten de yedi bot dolusu sığınmacı dün gece Skala Skaminias’a vardı. Abdurrahman otobüse bindirildikleri yerde polis olduğunu söyledikten sonra, bota bindirildikleri yerde de bir polis gördüğünü ekledi.
Abdurrahman şimdi Lesvos’un merkezi Mitilini’ye doğru yola çıkmayı bekliyor. Dün gece diğer sığınmacılarla birlikte önce üç kilometrelik dik bir yokuşu tırmandı ve Skaminias köyünün dibindeki çeşmeye vardı. Geceyi yaklaşık 250-300 sığınmacı ile birlikte yatak, tuvalet vb. hiçbir gereksinimin karşılanamadığı çeşmenin yakınında geçirdi. Sabah gelen ilk otobüs çocuklu sığınmacıları aldığı için öğlen gelecek otobüsü bekliyor.
Suriye boşalıyor
Abdurrahman’ın umudu Almanya’ya ulaşabilmek. Onun gibi binlerce genç göç yollarında. Ama Lesvos’a gelenler arasında yeni doğmuş bebekler ve yaşlılar da var. Suriye artık boşalıyor. Suriyeliler belirsiz bir umut peşinde acıyla dolu bir yolculuğa çıkıyorlar. Umutları ile yaşama tutunuyorlar.
Türkiye’de ise şu an tek bir umut var. Bu umut barışın gelmesi, daha adil bir düzenin gelmesi. Yoksa ne Türkiye’de, ne de bölgede acılar bitmeyecek. (SD/YY)