Herkes haber olarak okuduğunda tepki göstermişti. Anımsarsanız, 12 kez idama mahkum olan hükümlü tahliye olmuştu. 7 Kez idama mahkum olan bir başka kişi ise; zaten iki kez yanlışlıkla tahliye olmuştu.Bu arada o da yeniden salıverildi. İdam cezası kaldırıldıktan sonra bu iki "tahliye" kararı az tartışıldı. Ancak tahliye edilen kişilerin kim olduğu çok konuşuldu.
M.İ oniki kez idam cezasına mahkum olmuş ve cezası nedeniyle 23 yıl cezaevinde kalmış bir hükümlü. Şimdi serbest. Tahliye oldu. Uyum yasalarıyla idam cezası kaldırılınca, M.İ'nin avukatları mahkemeye başvurdu. İdam cezalarının müebbet ağır hapse dönüştürülmesini istediler.
Ankara 2.Ağır Ceza Mahkemesi M.İ'nin bütün cezalarını 36 yıl ağır hapis cezasına çevirerek, cezaevinde 36 yıl kalması gerektiğine karar verdi. Bu karara avukatlar itiraz etti. İdam cezası 36 yıl ağır hapis cezasına dönüştürülmüş olsa bile bu cezanın infaz yasasına göre 20 yıl olarak çektirilmesini istediler. Ankara 3.Ağır Ceza Mahkemesi "toplanarak verilen 36 yıl hapis cezasının 20 yıl değil, 36 yıl olarak çektirilmesi gerektiği" görüşüyle itirazı reddetti. Böylece M.İ'nin cezaevinde kalması gereken süre 36 yıl olarak kesinleşti.
Adalet Bakanlığı yazılı emir yoluyla kararın bozulmasını ve M.İ'nin tahliyesini Yargıtay'dan istedi. Yargıtay 1.Ceza Dairesi; Ankara Ağır Ceza Mahkemesince kararın "duruşmasız" yapılan incelemeyle verilmesini hukuka aykırı gördü, kararı bozdu.
1980 yılında 12 kişiyi öldürmekten 12 kez idam cezasına çarptırılan M.İ'nin cezasının bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası şeklinde uygulanmasını yerinde gördü. Ama bu cezanın infazının idam cezasını müebbet ağır hapis cezasına dönüştüren 4771 Sayılı Yasa üzerinden değil, Terörle Mücadele Yasası üzerinden yapılmasına karar vererek M.İ'nin 36 yıl değil, 20 yıl cezaevinde tutulması gerektiği sonucuna vardı. Hükümlünün "cezaevinde tutulduğu süreyi" dikkate alarak, tahliyesine karar verdi. Tahliye gerçekleşti.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı karara itiraz etti. 1. Ceza Dairesi kararın kaldırılmasını istedi. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Başsavcılığı itirazlarında haklı buldu. İdam kararları tek bir müebbet ağır hapis cezasına çevrildikten sonra infazının başka yasa olan Terörle Mücadele Yasası'na göre yapılamayacağına karar verdi.
İnfazın da, idam cezasını müebbet ağır hapis cezasına dönüştüren ve lehe olan 4771 sayılı yasaya göre 30 yıl üzerinden yapılması gerektiğine karar verilmiş oldu. M.İ. hakkındaki Esas 2004/1-46, Karar:2004/78 sayılı ve 30.3.2004 tarihli Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararı Yargıtay Kararları dergisinin Mayıs 2004 sayısında (Cilt 30, sayı 5, sayfa 760-782) yayımlandı.
Genel Kurul, lehe kanun uygulanmasından yana. Karar şöyle özetlenmiş: "Bir mahkumiyet hükmünün infaz süreci içerisinde yürürlüğe girip, ceza ile yerine getirme süre ve koşullarını birlikte düzenleyen yasalardan hangisinin hükümlünün yararına olduğu, yasaların leh ve aleyhteki hükümleri her yasa bakımından ayrı ayrı ancak bir bütün halinde değerlendirilerek somut olaya uygulanmak suretiyle belirlenir. Karma bir uygulama yapılamaz"
1978 yılında Türkiye İşçi Partisi üyesi 7 öğrenciyi öldürmekten 7 kere idam cezasına çarptırılan ve Terörle Mücadele Yasası gereğince 7 idam cezası 70 yıl ağır hapse çevrilen "Susurluk Davası" sanıklarından Haluk Kırcı'nın avukatları Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvurdu. Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin M.İ. hakkındaki kararını örnek göstererek tahliye talebinde bulundular. Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesi, Kırcı'nın tahliyesine karar verdi.
TİP üyesi maktullerin avukatı müdahil Av.Erşan Şansal, Ödemiş Ağır Ceza Mahkemesi'nin Kırcı hakkında verdiği tahliye kararına itiraz etti. İtirazı üzerine Salihli Ağır Ceza Mahkemesi, Kırcı'nın tahliye kararını kaldırdı ve tüm cezalarının kaldığı yerden infazına karar verdi.
13 yılda iki kere yanlış tahliye edilen ve 18 yıl hapis yatan Kırcı, eğer yakalanabilirse 12 yıl daha hapis yatacak. 2016 yılında tahliye olabilecek...Kırcı'nın tahliyesine örnek alınan 12 cinayetten hükümlü M.İ'nin Ceza Genel Kurul kararına göre 7 yıl daha hapis yatması gerekecek...İkisi de yok. Gazetelere verilen ilanlarla hükümlü aranıyor. Bulunurlar bir gün...
Ceza Genel Kurul kararından sonra; (sanıkları) hükümlüleri bulmak gerekecek...Eğer bulunabilirlerse...Dava yeniden, "duruşmalı" görülecek...Salıverilen hükümlüler bulunarak duruşmada hazır edilmeye çalışılacak. Bulunabilirlerse kalan cezalarını çekmek üzere cezaevine konulacaklar. Duruşmaya çıkarılmalılar ve yüzlerine karşı Ceza Genel Kurul kararı okunduktan sonra sorulmalıdır: "Karara karşı ne diyorsunuz?"...Peki ya bunca yasayı okuyup uygulayanlar...Sizler yaptığınız işlere ve olup bitenlere ne diyorsunuz? Bu soruyu sizlere kim soracak? (Fİ/BA)