Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov Türkiye'nin BRICS üyeliğini Rusya'nın BM şartında zikredilen "değerler"e yönelik yorumuyla koşulladı.
Vladivostok'taki 9. Doğu Ekonomik Forumu yan etkinlikleri kapsamında ticari Rusya TV kanalı RBC ile yaptığı söyleşide sunucunun Türkiye'nin BRICS üyeliği talebinin NATO üyeliği'yle nasıl bağdaştırılabileceğine yönelik sorusuna Lavrov aslında BRICS ile NATO üyeliğinin bağdaşmayacağı anlamına gelen uzunca bir yanıt verdi.
"Türkiye'nin NATO üyeliği
BRICS'e katılmakla örtüşür mü?"
Sunucunun sorusu şöyleydi: "Sizce Türkiye gerçekten BRICS'e katılmak istiyor mu? Bu karar Kazan'da alınabilir mi? Bu, Türkiye'nin 1950'lerden beri NATO üyesi olması gerçeğiyle nasıl örtüşüyor? Hafızam beni yanıltmıyorsa, yıllardır AB'nin kapısında bekliyordu ve şimdi bu çok büyük bir U dönüşü gibi görünüyor."
Lavrov: "Avrupa Ukrayna'da
Nazi değerlerini savunuyor"
Lavrov soruyu yanıtlamaya Erdoğan'ın niyetlerinin ciddi olduğunu vurgulayarak başladı: "Ulusal liderliğin bu tür açıklamalar yaparken ciddi niyetleri olduğunu varsayıyorum." dedi.
Ardından Türkiye'nin NATO ve AB aday üyeliği konusunun BRICS değerleriyle bağdaşıp bağdaşmadığını değerlendirdi: "Türkiye'nin yaklaşık 70 yıl önce kazandığı NATO üyeliği ve AB aday statüsüne gelince, yakın zamanda bir Türk yetkili BRICS'te bazı kuruluşların üyelerinin grupla ilişki kurmasını engelleyen hiçbir kural olmadığını söyledi. Grubun tam üyeleri ve grupla çeşitli iş birliği biçimleri geliştiren ülkeler için temel gereklilik ortak değerleri paylaşmaktır" dediğini hatırlattı.
Lavrov, ancak AB'nin Ukrayna'da savunduğu "değerler"in "Nazi değerleri" olduğunu ileri sürdü. Rusya Dışişleri Bakanı, Avrupa'nın Ukrayna'yı [Rusya'ya karşı] "Avrupa değerlerini" koruduğu iddiasıyla koruduğu iddiasının geçersizliğini savundu: "Biz Nazi değerlerini, teorilerini ve uygulamalarını, ifade özgürlüğünün, ulusal dillerin, kültürlerin ve geleneklerin yasaklanmasını, kanonik kiliselerin yasaklanmasını ve buna benzer şeyleri istemiyoruz." dedi.
Lavrov "[BRICS] değerler[inin] özü[nün] BM Şartı'nda belirtilmiş [olduğunu]" söyledi ve bunları "devletlerin egemen eşitliği, içişlerine karışmama, anlaşmazlıkların barışçıl çözümü, tüm devletlerin egemenlik ve toprak bütünlüğüne saygı" olarak özetledi. Rusya Dışişleri Bakanı ayrıca BM Genel Kurulu'nun "daha sonra bunun yalnızca hükümetin nüfusun tümünü temsil ettiği ülkeler için geçerli olduğunu açıkladı[ğını] da" ekledi.
Lavrov Ukrayna'daki mevcut durumun arka planını da şöyle özetledi: "2014'te Ukrayna'daki kanlı darbeden sonra, iktidar Kırım, Donbass ve Ukrayna'nın diğer bölgelerindeki insanları temsil etmeyen radikal güçler tarafından ele geçirildi. Bu insanlar darbeyi kabul etmediler ve yalnız bırakılmak istediler. Kırım halkı referandum düzenledi. Gerisini biliyorsunuz."
Lavrov "işte bu yüzden" Rusya'nın "Ukrayna'nın toprak bütünlüğü" konusunda "BM Şartı'nın diğer hükümlerine, yani çıkarları merkezi hükümet [tarafından] temsil edilmeyen insanların kendi kaderlerini tayin hakkına bakmakta ısrar [ettiklerini]" vurguladı ve bu nedenle "[Ukrayna'nın] gayrimeşru olduğunu" söyledi.
"Batı Ukrayna'da insan haklarını çiğniyor"
Lavrov BRICS'in "BM Şartı'nın [...] toprak bütünlüğü ilkesinden ve ulusların kendi kaderini tayin hakkından bile önce belirttiği insan haklarına ırk, cinsiyet, dil veya dinden bağımsız olarak saygı gösterilmesi" ilkesine de tamamen bağlı" olduğunu vurguladıktan sonra "Batı"nın Ukrayna'da insan haklarını çiğnediğine ilişkin Rusya'nın görüşlerini tekrar etti.
Lavrov "Batı, insan haklarının en iyi savunucusu olduğunu iddia etti. Ancak, hayatın her alanında Rusça'yı yasaklayan ve kanonik Ukrayna Ortodoks Kilisesi'ni yasaklayan bir yasa çıkaran Kiev rejimine parmağını bile kıpırdatmadı veya en ufak bir sitemde bulunmadı. Gerçekten önemli olan budur." dedi.
Lavrov "Tüm BRICS üye devletleri[nin], BM Şartı'nın hükümlerine seçici bir şekilde veya ara sıra değil, bütünüyle ve bir bütün olarak uymaya hazır [olduğunu]" belirtti. "Bu çok kutupluluk ilkesidir. dedi. "Sonuç olarak, başladığım ilkeden bahsetmek istiyorum - devletlerin egemen eşitliği."
Lavrov: "Avrupa Birliği NATO'nun
ve ABD'nin uzantısıdır"
Sunucunun "Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kazan ziyaretinde ciddi niyetleri olduğuna inanıyor musunuz? Herhangi bir anlaşma imzalanması potansiyeli var mı?" sorusuna da Lavrov'un yanıtı şöyle oldu: "Türkiye konusunda NATO üyeleri sessiz kaldı. Doğru hatırlıyorsam ABD, BRICS üyeliğinin NATO üyeliğiyle bağdaşmadığını öne sürdü. Avrupa Komisyonu'ndan bir temsilci daha doğrudan bir şekilde, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne doğru ilerlemesi BRICS'e katılmakla bağdaşmaz ve tam tersi de geçerlidir. AB adaylarının birleşik bir dış ve güvenlik politikasına uymaları gerekir" dedi. Bu da Türkiye'nin AB üyeliğini sürdürmek istiyorsa Rusya karşıtı yaptırımlara katılması gerektiği anlamına gelir.
Lavrov aynı durumun "Sırbistan için de geçerli" olduğunu söyledi: "Onlara aktif müzakerelerin yeniden başlayacağı ve Sırbistan'ın 'Avrupa ailesinin' bir parçası olarak görüldüğü söylendi, ancak Kosova'nın bağımsızlığını tanıması ve Rusya karşıtı yaptırımları tam olarak desteklemesi gerekiyor. Bu, başlangıçta Avrupa'nın sosyo-ekonomik gelişimini ve halkının refahını desteklemek için yaratılmış olan ve şimdi ABD'nin ve daha yakın zamanda NATO'nun açık bir uzantısı haline gelen bir birlikten kaynaklanmaktadır. Avrupa Birliği, ittifakla bir anlaşma imzalayarak askeri konularda liderliği Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'ne fiilen devretti."
(AEK)