Lambdaistanbul’a kapatma davası neden açıldı?
İstanbul Valiliği lezbiyen, gey, biseksüel, travesti ve transseksüellerin örgütlenmesinin genel ahlaka aykırı olduğu iddiası ile Savcılığa başvurdu. Aylarca süren hukuki süreçlerin ardından kapatma davası açıldı.
Türkiye’deki diğer LGBTT dernekleri hakkında neden dava açılmadı?
Diğer dernekler hakkında da bulundukları şehirlerin Valilikleri, aynı gerekçe ile Savcılığa başvurmuştu. Fakat hukuki süreç diğer derneklerde farklı işledi ve Valiliklerin başvurusuna rağmen dava açılmadı. Böyle çelişkili hukuki süreçlerle karşılaşıyor olmamız ise, derneklerin kapatılması hakkında dava açılıp açılmayacağına karar veren savcıların farklı bakış açılarına sahip olmalarından kaynaklanıyor. Türkiye’de yasalarda ne eşcinsellik ne de transseksüellik suç değil. Ancak LGBTT bireylerin diğer bireylerle eşit haklara sahip olduğunu ve uğradıkları ayrımcılıkların cezalandırılması gerektiğini söyleyen yasa maddeleri de yok. Yasalar böyle olunca, hakkımızda verilen kararlar dava dosyası kimin elindeyse, ona göre farklı sonuçlanabilir. Örgütlenme hakkımız yasalar tarafından güvence altına alınmış olsaydı, Lambdaistanbul’a kapatma davasına bakan hakim örgütlenmemizin genel ahlaka aykırı olduğu argümanıyla hakkımızda kapatma kararı veremezdi.
Sahi nasıl bir karar bu, ne yazıyor karar metninde?
Türk toplumu ataerkil olduğu için, konuyla ilgili bir istatistik bulunmasa da, toplumun genelinin eşcinselliği yadırgadığı, zaten eşcinsellerin de metropollerde küçük bir grup olarak bulundukları için, örgütlenme taleplerinin önemli olmadığı ifade ediliyor karar metninde. Yani hem hukuksal hem de bilimsel olarak içeriği yanlış bir karar.
Peki şimdi Lambdaistanbul kapalı mı? Kafam karıştı. Hem kapatma kararı verildi deniyor, hem de zaman zaman Lambdaistanbul’un etkinlikleri ile karşılaşıyoruz...
Lambdaistanbul hakkında yerel mahkeme tarafından kapatma kararı verildi, ama dernek olarak bu kararı temyiz ederek Yargıtay’a başvurduk. Böylece karar henüz geçerli değil. Dolayısıyla Lambdaistanbul faaliyetlerine yasal bir şekilde devam ediyor.
Yargıtay kararı bozmuş diye duyduk. Bu iyi bir haber değil mi?
Evet, Yargıtay kararı onaylamadı, kararını değerlendirmesi için yerel mahkemeye geri gönderdi. Ancak Yargıtay’ın kararında derneğimizin ancak eşcinselliği teşvik edersek kapatılabileceği yazıyor ve yerel mahkemede görülen dava dosyasında eşcinselliği teşvik ettiğimize dair bir ibare olmadığından, kapatılmamamız gerektiğini söylüyor. Bu da dava sürecine yeni bir boyut katıyor. Nasıl ki yerel mahkemenin kararındaki "genel ahlaka aykırılığın" ne demek olduğu belli değilken, aynı şekilde "eşcinselliği teşvik etmenin" ne demek olduğu da belli değil. Sonuçta biz kimliğimizle barışık, mutlu yaşamlar sürmek için, sorunlarımızı çözmek ve dayanışmak için örgütleniyoruz. Örgütlenirken bütün LGBTT bireylere "ne yanlış, ne de yalnızsınız" diye sesleniyoruz. Bizim örgütlenmemizin amacı insanların heteroseksüel rolü yaparak yaşamak zorunda kalmamalarını sağlamak. Bizleri genel ahlaka aykırı gören bir bakış açısı, bizatihi varoluşumuzu eşcinselliğe teşvik olarak değerlendirebilir. Kimse kimsenin cinsel yönelimini ya da cinsiyet kimliğini değiştiremeyeceğine göre, "eşcinselliği teşvik" diye bir kavram üretilmiş olması, bizce endişe verici bir durum.
Peki şimdi ne olacak?
Yargıtay’ın kararı yerel mahkemeye geldi ve yerel mahkeme de bir sonraki duruşma için 30 Nisan tarihini belirledi. Duruşma 30 Nisan’da saat 09:50’de Beyoğlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülecek. Şu ana kadar olduğu gibi davayı takip edeceğiz, ahlaksız olduğumuz veya eşcinselliği teşvik ettiğimiz iddialarına karşı hukuki mücadeleyi sürdüreceğiz. (BÇ)