Uluslararası alanda saygınlığı olan bir grup bilim insanı, pandemi oluşturabilme (tüm dünyaya yayılabilen hastalık salgını) potansiyeli taşıyan mikroorganizmaların üretimi için bir sınırlama getirilmesini önerdi.
Kendilerini Cambridge Çalışma Grubu olarak adlandıran bilim insanları, bu ayın başlarında yaptıkları açıklamada, en güvenli sayılan viroloji laboratuvarlarında bile hata yapılabileceğine dikkat çektiler:
“ABD’nin en iyi laboratuvarlarında son zamanlarda oluşan ve çiçek hastalığı, şarbon ve kuş gribini içeren kazalar, en güvenlikli laboratuvarlarda dahi hata yapılabileceğini ve biyogüvenlik açısından acilen ayrıntılı bir değerlendirmeye gereksinim bulunduğunu bizlere anımsattı.”
Son iki ayda sadece ABD’de, çiçek, şarbon ve kuş gribi hastalıklarının etkenlerini içeren üç ayrı kaza meydana gelmişti. Cambridge Çalışma Grubu, bu tür hastalık etkenleri üzerinde çalışan bilim insanlarının bir araya gelmesini ve daha sıkı uygulama kılavuzları oluşturulmasını öneriyor:
“Rekombinant DNA üzerindeki araştırmaları düzenlemeye yönelik kurallar oluşturmak için bilim insanlarını bir araya getiren Asilomar süreci, benzer bir çalışma için örnek olabilir ve küresel toplum sağlığına yönelik olarak pandemik hastalıkların yok edilmesi amacına erişebilmek ve en yüksek güvenlik düzeyini güvence altına alabilmek için bir başlangıç noktası oluşturabilir.”
Haberde belirtildiğine göre, içlerinde üç Nobel ödülü sahibinin de bulunduğu pek çok bilim insanı çalışma grubunun açıklamasını imzalamış durumda.
Bu haber bize ne söylüyor?
Özetle, ciddi derecede paniklememiz gerektiğini! Çünkü tüm dünyayı etkisi altına alabilecek öldürücü hastalık etkenlerinin laboratuvarlarda üretilmekte, hatta orjinal metinde kullanılan fiille “yaratılmakta” olduğu belirtiliyor (“pathogen creation”). Üstelik bu “en gelişmiş” laboratuvarlarda önemli kazalar olabiliyor ve bunlar hiç de ender değil. (AIDS, SARS, Ebola, Kuş gribi ve daha pek çok viral kaynaklı salgının laboratuvar kaynaklı olduğunu, bilinçli olarak başlatıldığını ileri süren komplo teorilerinin pek o kadar da uçuk olmayabileceği akla geliyor).
Bilim insanları, uluslararası alanda saygınlığı olan isimler, bütün bunları biliyor ve normal kabul ediyor. Çağrılarına bakılırsa, sadece kaza riskiyle ilgileniyor görünüyorlar. “Yaratılan” hastalık etkenleriyle ilgili neden bir takım araştırmalar yürütüldüğü, örneğin 1980 yılında dünya üzerinden silindiği kabul edilen çiçek hastalığıyla ilgili neden araştırma yapıldığı soru işaretli. Biyolojik silah etkenleri üzerine araştırmalardan bu kadar soğukkanlı ve nesnel(!) söz edilmesi ise tüyler ürpertici. (CIY/HK)